İzmir’in Çankaya semtinde faaliyet gösteren bir eğitim kurumunun şubesinde yaklaşık üç aydır maaşlarını alamadıklarını iddia eden öğretmenler, 23 Nisan günü topluca iş bıraktı.
Sınav döneminin yaklaşması nedeniyle oluşan belirsizlik hem öğrenciler hem veliler açısından endişeye yol açtı. Kurum yönetiminin, öğrencileri başka şubelere yönlendirme sözü verdiği ancak bu konuda somut bir adım atmadığı öne sürüldü. Olayın ardından hem çalışanlar hem veliler durumu hukuki yollardan çözmeye çalışsa da bir sonuca ulaşılamadı. İddiaya göre, şube bir süre önce “iflas” gerekçesiyle faaliyetlerini durdurdu. Öğretmenler alacaklarının ödenmesini beklerken, aileler çocuklarının eğitim sürecinin sekteye uğramaması için çözüm arayışını sürdürüyor.
Öğretmenler inşaatta çalıştı
Kursun müdürü Yılmaz Kaplan, Ocak, Şubat ve Mart aylarına ait maaşların ödenmediğini, yalnızca Nisan ayı başında sınırlı bir ödeme yapıldığını açıkladı. Kaplan, "Herkesin büyük miktarda alacağı kaldı. Bu durumu kurum sahibine ilettiğimizde bize ‘Bu hafta sonu ödeme yapılacak’ şeklinde yanıt verdi. İki hafta daha bekledik, ödeme gerçekleşmedi. 23 Nisan günü çalışmaya devam edemeyeceğimizi belirttik. Üç ay maaş alamadık. Bu süreçte herkes borçlandı; bazılarının evine haciz geldi, bazıları kirasını ödeyemediği için evinden çıkarılma tehlikesi yaşadı. Durumu kurucuya tekrar ilettiğimizde karşılık alamadık. ‘Bırakırsanız bırakın, ben de kurumu kapatıyorum’ dedi. Ardından kurumu kapattı, alacaklarımızı hâlâ alamadık. Bazı öğretmen arkadaşlarımız inşaatta, bazıları markette çalıştı. Ben bakkalda çalıştım” diye konuştu.
Kaplan, "Zaten sektörde bir taban maaş uygulaması yok. Bizler, asgari ücretin 3, 4 bin lira üzerinde maaşlarla çalışıyoruz. Bu maaşlara çalışırken üç ay boyunca maaş alamamak bizi yıprattı. Bu süreçte yalnızca biz değil, öğrenciler de ortada kaldı. Bu markanın sahipleri yıllardır bu işten para kazanıyorsa, en azından bu kadar mağdur edilen öğrenci ve veli için çözüm bulmak zorundalar. Eğer çözüm bulamıyorlarsa bile bu yaşananlarla ilgili bir özür, bir açıklama ya da kamuoyuna açık bir bilgilendirme yapılması gerekiyor. Bu sessizlik kabul edilemez” dedi.
“En az 320 veli mağdur”
Kaplan, "Veliler bu kuruma her ay ödeme yaptı. Toplanan paranın nereye gittiği belirsiz. Bu kurumda 160-170 öğrencimiz vardı. Sayısal olarak belirtmem gerekirse, kurumda 16-17 öğretmenimiz vardı, hepsi mağdur oldu. Kapıdaki güvenlik görevlimiz bile mağdur oldu. Kısacası, kurumda çalışan herkes bu krizden olumsuz etkilendi. En az 320 veli mağdur oldu. Bu sayı gerçekten çok büyük” ifadelerini kullandı.
“Dayanacak gücümüz kalmadı”
11 yıldır bu kurumda matematik öğretmenliği yapan Ezgi Altıntaş, “Biz üç ay gerçekten ücret almadan, çocuklara hiçbir şey yansıtmadan sıkıntılarımızı sınıfın dışında bırakıp eğitim vermeye devam ettik. Ama ekonomik şartlardan dolayı artık dayanacak gücümüz kalmadı ve işi bırakmak zorunda kaldık” diye konuştu.
Edebiyat öğretmeni Mecit Kartal, "Bu sadece öğretmenler açısından mağduriyet değil. Öğrenciler var, veliler var, tabii ki o aile olarak aslında daha çok mağduriyet var. Biz istiyoruz ki bizim huzurumuz kaçtıysa onların da huzuru kaçsın” dedi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İzmir temsilcisi Hasan Köroğlu, "Sınavın olmasına iki ay kalmış kurumu kapatıyorsunuz. Büyük bir denetimsizlik, güvencesizlik, tamamen hoyratça kurulmuş para kazanma düzeni. Aslında bu eğitim falan değil. Eğitim başka bir alan. Eğitim, kamu görevidir ve biz de bir kamu görevi yapıyoruz. Kamu görevi yaparken de bazen yumruk yiyoruz, bazen işten atılıyoruz. İşte bu düzenin yıkılması gerekiyor. Burada 16 kişi mağdur” dedi.
“Telafisi olmayan bir sınav”
Veli Engin Karakoç ise kızının bu sene LGS’ye gireceğini belirterek, "23 Nisan'da bize bir mesaj geldi. Benim kızım LGS öğrencisi. Bu sene sınava girecek. 'Kursumuz kapanmıştır. İzmir'de iki şubemiz daha var. Gaziemir ve Poligon’da bu kurslara gidip başvurabilirsiniz öğrencilerimizi alacaklar' diye mesaj geldi. Bu kurslara başvurduk. Dediler ki, bunların hepsi franchising, 15 bin lira gibi bir ücreti ödemezsek, bizi denemelere almayacaklarını söylediler. Şimdi kızım iki senedir gidiyor. Telafisi olmayan bir sınava çok kısa bir süre kalmışken ve ücretin büyük çoğunluğunu ödemişken... CİMER'e yazdım. CİMER Milli Eğitim Bakanlığı'na attı. Konak Milli Eğitim Müdürlüğü inceleme başlatıldığına dair bir mail attı bana. Olay bu şekilde" ifadesini kullandı.
Bilge Altın adlı öğrenci, üniversite hayalini bir yıl ertelemek zorunda kaldığını belirterek, "Yaklaşık 5-6 arkadaşım da buraya başladı benim tavsiyem üzerine. Daha sonradan işte bu tarz bir durum yaşadık. Tekrar farklı dershaneye kayıt yapmak zorunda kaldım ve bir senem şu an heba oldu. Çünkü bu süreçten dolayı öğretmenlerimiz de olsun, arkadaşlarım olsun yani adaptasyon sıkıntısı yaşadık ve adapte olamadık hiçbirimiz tekrar ders çalışmaya. O yüzden mezuna kalmayı düşünüyorum" dedi.