İzmir’in Çeşme ilçesinde 1 Temmuz’da elektrik trafosundan çıktığı belirtilen yangın, ihmal iddialarının gölgesinde Ildır’dan Germiyan’a, Karaköy’e ve Alaçatı’ya kadar yayıldı. Üç gün boyunca devam eden alevler, köylülerin ifadesiyle “yanacak yer kalmayınca” söndü. Yüzlerce yıllık zeytinlikler, tarım arazileri, bağlar, bahçeler ve hayvan barınakları yok olurken, bazı evler de kül oldu. Yangının ardından bölge halkı zararlarının telafisi için savcılıkların yolunu tuttu.
Yangının elektrik hatlarından çıkmasına öfke
İzmir Valisi Süleyman Elban, “Çeşme, Seferihisar, Ödemiş, Aliağa ve Foça yangınları elektrik hatlarından kaynaklı” açıklamasını yapmıştı. Hatlarda bakım yapılmamasına tepki gösteren yurttaşlar, yangının çıkış noktası olan Ildır ve Germiyan Mahallelerindeki elektrik direklerinin aşırı yıpranmış olduğunu, tellerin yenilenmediğini söylüyor.
Onlarca yıllık emeğim kül oldu...
Evrensel’den Ramis Sağlam’ın haberine göre, Abdülkadir Buluk, emekli olduktan sonra 49 yıllığına Tarım ve Orman Bakanlığından, “Özel Ağaçlandırma Kanunu’na” dayanarak ağaçlandırmak üzere tahsis almış. Çeşme’nin Karaköy Mahallesi’ndeki 53 dönümlük araziye 15 yıl önce 1070 badem ağacı, 150 fıstık çamı ve 3 yıl öncede 300 zeytin ağacı dikmiş. Ağaçlarıyla beraber damlama su tesisatı, 600 metre 63 kül kangal ve 9 bin metre deliksiz damlama borusu, 5 bin metre damlama memesi ve birçok zirai aracı da yangında kullanılamaz hale gelmiş.
Yangının hemen ardından, 7 Temmuz’da Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan, “Yangın raporunda, yangının Ildır’daki başlangıç yeri ve nedeninin elektrik hatları olduğu yazdığı için 28 Temmuz’da ikinci dilekçemi verdim. Ben bu araziyi ağaç dikilecek duruma getirmek için çok emek ve para harcadım. Kamu kurumlarından tekrar ağaçlandırmak için destek bekliyoruz” dedi.
Göz göre göre gelen bir katliam
Bölgede yaşayan ve yıllardır çevre mücadelesi yürüten Germiyanlı Emekli Öğretim Görevlisi Engin Önen, yaşanan yangını “doğal olmayan bir afet” ve “Göz göre göre gelen bir katliam” olarak nitelendirdi. Köylülerin “zeytin okyanusu” diye tanımladıkları kocaman alanın yok olduğunu belirten Önen, “Yangında yanan hayvanların hesabını veremeyiz. İtfaiye raporunda da belirtildiği gibi yangının nedeni elektrik dağıtım şirketi Gediz AŞ’dir, yargı önünde hesap vermelidir” diye konuştu.
"Kaymakam 'köyü terk edin' dedi"
Germiyan Mahallesi’nde yaşayan Necati Çırak’ın 20 dönümlük zeytinliği tamamen zarar görmüş. Yangın sırasında kaymakamın köyü terk etmelerini söylediğini aktaran Çırak, “Dededen, babadan kalma 70-100 yıllık zeytinlerimiz yok oldu. Bize sadece dilekçe verin dediler biz de hem jandarmaya hem de Tarım İlçe Müdürlüğüne dilekçe verdik. Zararımız çok karşılanmasını bekliyoruz” dedi.
2008’de Germiyan’a yerleşen Ali Aydın, annesinden kalan zeytinliklere kendi bakmaya başlamış. Yangını duyup köye gittiğini anlatan Aydın, “Yanan ağaçlarımızın sayısı 90’a ulaştı. Hasar tespiti yapılmadı. Tazminat davası açacağım” dedi.
İzmir Barosu mağdurlara destek verecek
İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, İzmir Valiliğinin Gediz AŞ’nin sorumlu olduğunu belirttiği açıklamayı hatırlatarak, İzmir’de çıkan yangınların neredeyse tamamında elektrik iletim hatlarının etkili olduğunu söyledi.
Kamusal alanların özelleştirildiğine dikkat çeken Yılmaz, “Bu alanlardaki denetim ve sorumluluğu da özel sektöre bırakırsanız, sonuç bu olur. Özel sektör, işçilik ve diğer maliyetlerden kaçınarak yalnızca kârı önceler. Zararın hesabını sormak vatandaş bilincinin ve sorumluluğunun bir gereğidir. İzmir Barosunun Kent ve Çevre Komisyonu olarak suçluların cezasız kalmaması ve bu bilincin toplumda yerleşmesi için mücadele ediyoruz. Hukuki sürecin takipçisi olacağız” dedi.