Urla, İzmir’in şirin bir ilçesidir ve Ege Bölgesi’nin en güzel tatil beldelerinden biridir. Tarihi dokusunu korumayı başarmış küçük köyleri, sakin havası ve tertemiz denizi ile tatilcileri kendisine çeker.

Urla’nın eski adı Klazomenai’dir. Bu antik kent, on iki İyon kentinden biridir ve Limantepe mevkiinde yer almaktadır. Kazı çalışmaları sonucunda bölgenin tarihçesinin en az dört bin yıla dayandığı tahmin edilmektedir. Klazomenai, Ege sahil bölgesinin en eski ve uzun süreli yerleşimin merkezi olmuştur. Persler, Roma ve Bizans imparatorlukları da bu bölgeye hükmetmiştir. Anadolu’da Türklerin hâkimiyetinin artmasıyla sırasıyla Büyük Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu bölgede hüküm sürmüştür.

Urla'nın köyleri...

Tiyatronun ilk kurulduğu köy: Bademler Köyü

Bademler Köy Tiyatrosu, ülkemizde ilk açılan köy tiyatrosudur. Hatta İzmir’de henüz devlet tiyatrosu kurulmadan önce Bademler Köyü halkı, oyuncusu, rejisörü, dekorcusu, perdecisi, hatta çoğu zaman oyun yazarı da kendilerinden olmak üzere 1933 yılından bu yana tiyatro ile iç içe yaşamaktadır.

Urla’nın 9 km güneydoğusunda yer alan Bademler, Rumlar tarafından “Pademlerya” olarak isimlendirilmiş bir Türk köyüdür. Bademler halkı 1820’li yıllara kadar göçebe olarak yaşamış ve tahtacılıkla uğraşmışlar. Çevre köyler için tekne, tokaç, dibek ve benzeri ürünler yapmışlar ve tahta biçmişler. Zamanla yerleşik düzene geçen köy çevresindeki badem ağaçları nedeniyle yörenin adı Bademler diye anılmıştır. Bademler halkı tütün dikerek, zeytin sıkarak, yamaçlardan topladığı ada çayını satarak geçimini sağlarken kurulan tarım kooperatifi sayesinde ciddi bir geçim kaynağı sağlamıştır.

Korkulukları ile ünlü Barbaros Köyü

Barbaros Köyü, Urla'nın Korkulukları ile ünlü köyüdür. Köyde korkuluğa 'oyuk' denilir. Her yıl köyde Oyuk Festivali düzenlenir. Köyün bir diğer özelliği ise çat kapı evleridir. Köye gidenler karınları açıktığında kapının üzerinde çat kapı evi yazıyorsa, kapıyı çalarak uygun bir fiyat karşılığında karnını doyurabilir.

Deniz kenarında bir köy: Özbek köyü

Osmanlı döneminde Özbekistan’dan göç eden Özbekler’den ismini alan Özbek Köyü, aslında zamanında Rumların ve Türklerin bir dönem huzurla birlikte yaşadığı bir köy.

Köyde bulunan AKkum sahili köyün gözbebeği. Burada aynı zamanda balık mezatı da yapılıyor. Hafta sonları kadınlar tarafından kurulan bir de pazarı var.

Görmeden geçmemeniz gereken bir köy: Nohutalan Köyü

Urla’nın yaklaşık 27 km batısında İzmir-Çeşme karayolu üzerinden yaklaşık bir kilometre içeride bulunan köy, ufak bir tepe üzerine kurulmuştur. Köyün etekleri geniş tarım arazileri ile örtülüdür. Halkın çoğunluğunun Boşnak olduğu Nohutalan, mübadele öncesinde ağırlıklı bir Rum nüfusu barındırmıştır. 1923-1930 yılları arasında mübadele ile birlikte bölgeye Balkanlar’dan çok sayıda göçmen nüfus gelmiştir. 1927-1928 yılı Vilayet Salnânnesi’ne göre Barbaros Nahiyesine bağlı olan Nohutalan nüfusunun 36’sı erkek ve 33’ü kadın olmak üzere toplam 69 olduğu öğrenilmektedir. Ayrıca bu yıllardaki hane sayısı 13’tür.

Nohutalan halkının çoğunluğu tarım ve hayvancılık ile uğraşmaktadır. Köylünün bahçesinde beslediği kümes hayvanlarının yanında köyde büyük ve küçükbaş hayvancılık da yapılmaktadır. Bu özelliğiyle Nohutalan, Urla’da hayvancılığın gelişmekte olduğu köylerinden biridir. Yöreye özgü ürünlerin yetiştirildiği köyde organik tarım yapan çiftçilerde mevcut. Köyün en önemli tarım ürünlerini nohut, kavun ve bu yöreye özgü lale oluşturuyor. Farklı tarım ürünleri için uygun olan köyde tıbbi bitkiler yetiştiriciliği de dönem dönem yapılmaktadır.

Editör: Özlem Çimen Durmaz