İzmir Körfezi'nde geçtiğimiz yıl yaz aylarında yaşanan balık ölümleri yeniden başladı. Özellikle Bayraklı ve Karşıyaka sahillerinde çok sayıda ölü balık kıyıya vurdu. Ayrıca hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte pis koku da etkili oldu. Geçtiğimiz yıl İzmirlileri zorlayan yoğun koku ve balık ölümlerinin tüm Körfez'e yayılmasından endişe ediliyor. İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu olan İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, denizin çok kirli olduğunu vurgulayarak ölümlerin ve kokunun sebebinin bu kirlilik olduğunu söyledi.
Bu doğa katliamıdır
İzmir’i yönetenlerin Körfez sorununa yeteri kadar eğilmediğini ifade eden Yaşar, “1977 yılında stajyer olarak başladığımdan beri, yaklaşık 48 yıldır Körfez’de düzenli olarak çalışırım. Körfez’le ilgili en detaylı makaleler de tarafımıza ait. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çok proje yapıldı. Raflarda duruyor, okuyan bile yok. Asıl olay kirlilik. Körfez’in suyu 2000’lere kadar simsiyahtı. Rahmetli Piriştina (eski İzBB Başkanı Ahmet Piriştina) ile randevu almadan her çarşamba konuşur, istişarelerde bulunurduk. O zaman da şunu söylerdim: ‘Derelerden gelen kirli su kesildiği anda Körfez 2-3 yıl içerisinde maviye döner.’ 2002 yılında arıtma tesisleri devreye girdi. Bütün fabrikalar da arıtmayı çalıştırmaya başlayınca Körfez bir yıl içerisinde yani bizim de tahminimizin ötesinde bir hızla masmavi oldu. Basında da ‘İzmir mucizesi’ olarak yer aldı. Hatta bu gelişmenin ardından bir seneye kalmaz Körfez’de yüzmeye başlarız diyorduk. Ancak Piriştina’yı kaybettikten sonra 2005 yılında ‘Körfez’de geriye dönüş başladı’ şeklinde manşetler görmeye başladık. Uyarılarımızı yaptık. ‘Arıtmalar çalışmıyor’ dedik. Belediye yönetimi kimseyi dinlemedi. 2007 yılına geldiğimizde asıl bilim faciası o zaman başladı. Derelerin altı betonlanmaya başladı. Bu doğa katliamıdır. Suyun toprakla ilişkisini keserseniz kokudan geçilmez. Nitekim Körfez yeniden kokmaya başladı. Önce deniz marulları görülmeye başlandı. 2020’ye geldiğimizde dönemin belediye başkanı Tunç Soyer’e kuraklık ve Körfez’le ilgili iki mektup yazdım. Aynı mektupları bugün Cemil Tugay’a da gönderdim. Çünkü başkanlarla görüşemiyoruz. Başkanlar başka bir dünyada geziyor. Nitekim önce müthiş bir kuraklık başladı. Ardından da balık ölümlerini gördük” şeklinde konuştu.
Gediz'le alakası yok
Körfez’deki sorunların giderilmesi için yapılması gerekenleri söyleyen Yaşar, “Şu anda hiç beklemediğim bir olay yaşanıyor. Körfez’de iki sene üst üste balık ölümü görmemiştim. İlk kez böyle bir şey oluyor. Önceki gün gittiğimde su yine simsiyahtı. Müthiş ağır bir koku vardı. Belediye yetkilileri görselliği biraz kurtarmak için hem denizden hem de karadan ölü balıkları toplamaya çalışıyordu. Ama görselliği ne kadar kurtarmaya çalışırsanız çalışın olmuyor. Defalarca anlattım. Derelerden pis suyun gelişi kesilmediği sürece unutun Körfez’in temizlenmesini. Büyükşehir bir bilim kurulu kurdu. Buna gerek yok. Yapılacak tek iş fabrikaların arıtmalarını çalıştırması. Bu kadar. Belediye yetkilileri hâlâ daha alüminyum sülfatlarla uğraşıyor. Tek çare gelen kirliliğin alınıp temiz su verilmesi. Gediz kirletiyor diyorlar. Gediz’le ne alakası var? Gediz’in suyu Kuzey’e çıkar. Hiç mi akıntıları okumadınız? Ben 35 sene bu konunun dersini verdim” dedi.
İzmir Büyükşehir'i yönetenler İzmir'i bilmiyor
İzmir’in bilim dışı yöntemlerle yönetilmeye çalışıldığını öne süren Yaşar, “Bugün olanları, balık ölümlerini geçe sene defalarca anlattım. Bir şey yapmayın, hiçbir yere dokunmayın, kazmayın. Para harcamayın, niye harcıyorsunuz? Neden Kuzey’den kanal açmaya kalkıyorsunuz? Hangi bilimle yapıyorsunuz. İşte geldiğimiz olay iki yıl üst üste balım ölümleri yaşanıyor. İzBB’yi yöneten insanlar İzmir’in tarihini bilmiyorlar, İzmir’le ilgili konuları bilmiyorlar. İzmir Körfezi kirliliği İzmir’in çözülebilecek en basit su konusudur. Çünkü İzmir’i bekleyen daha zor ve tehlikeli konular var. Bu kış bazılarını göreceğiz gibi geliyor. Susuzluk zaten en büyük meselelerden biri. 5 yıldır yalvarıyoruz bu konuyla ilgili. Maalesef baştan sona bilim dışı yönetiliyoruz. İşimiz çok zor. İzmir, dünyanın ekonomik potansiyel açısından en muhteşem kenti. Jeotermaliyle, kuş cennetiyle, tuzlasıyla, dalyanlarıyla, tarımıyla yani her yönüyle çok zengin bir şehir. Ama maalesef yöneticilerimiz bilimden çok uzak hareket ediyor. Bilimi kullanırsınız hiçbir sorun kalmaz. Özellikle doğa bilimlerini kullanmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.