Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkiye’nin 10 ilinde etkili olan deprem ile ilgili basın açıklaması düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda açıklamayı, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu. Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven ile Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş) bağlı Sağlık-İş İzmir Şube Sekreteri Özgür Arslan da deprem süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Müdahale gecikti
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, deprem sürecinde yaşanan ihlaller ve yetersizliklerle ilgili hükümete eleştirilerde bulundu. Deprem bölgesindeki Olağanüstü Hal (OHAL) kararının bir an önce kaldırılması gerektiğini de vurgulayan Baro Başkanı Yılmaz, “Maalesef depremin gece olması , çok soğuk bir iklimde olması , enkaz altında kalan çok sayıda yurttaşımızın hayatını riske sokan faktörler olmuştur. Ancak burada esas; enkaz altında kalan yurttaşlarımızın çok kritik olan ilk 24-48 saat içinde kayıplarının artmasındaki ana neden, müdahalenin gecikmesidir. Daha önceki depremlerden çok büyük kayıpları azaltan , kurtarma , tedavi ve depremzedeleri hayatta tutma sürecinin organizasyonunda rol alan , Silahlı Kuvvetler ve Kızılay gibi iki temel kamu kuruluşunun , lojistik , arama , kurtarma , istihkam , barınma , aydınlatma , temiz su temini , açlıkla mücadele , soğukla mücadele , hijyenik ortam yaratma , yol onarımından , ulaşıma , mobil mutfaktan mobil ameliyathaneli sahra hastanelerine kadar görmekte olduğumuz ilk 24 saat örgütlenmesi bu depremde görülememiştir. Zira bu iki önemli yapı , üstelik askeri hastaneler de dahil olmak üzere , pasifize edilmiş ve içleri adeta boşaltılmıştır. Tek elden hizmet versin diye organize edilmiş AFAD ise, hem bölgedeki lojistik yapılarının kaybedilmesi hem de çok yetersiz sayıdaki, eğitimsiz ve toplanması çok zor eleman havuzu ile bugün hala , bazı deprem alanlarına ulaşamamış görünmektedir ve Kızılay zaten sahada yoktur” diye konuştu.
İzmir’e 400 bin göç
İzmir’e en az 400 bin dolayında göç olacağının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Başta gelenlerin sağlık durum tespiti , barınmaları ve bölgesel bulaşıcı hastalık trafiği gibi ve psikolojik destek gibi çok farklı alanlarda önleyici ve sağaltıcı sağlık hizmetlerine de lokal olarak destek verilmektedir. Felaketin ilk günlerinde, yardım götürdüğümüz yerlerde devlet kurumlarını göremedik. acısına, çabasına ortak olduk, seslerini duyurmaya çalıştık. Depremin dokuzuncu, onuncu günlerinde hâlâ enkaz altından sağ kalmayı başarabilmiş insanlar çıkarılırken, arama kurtarma çalışmaları göstermelik olarak çok az yerde ve sınırlı noktalarda devam etmekte ve enkazlara iş makineleriyle girilerek yaşam umutları sonlandırılmaktadır” dedi.
Kabul etmiyoruz
“Devlet, vatandaşın gönüllü yardımlarına el koyduğu gibi bunları ayrımcılık yaparak ve açıkça siyasileştirerek dağıtmaya çalışmaktadır” sözleriyle konuşmasını sürdüren Yılmaz, şunları söyledi: “Zaten bu nedenle de vatandaşın devlete güveni kalmamıştır. Dolayısıyla vatandaşın gönüllü yardımlarına, emek meslek örgütlerinin demokrasi güçlerinin topladıkları yardımlara kayyum atanmasını kabul etmiyoruz. Yardımları engelleyen kayyum atamaları derhal durdurulmalıdır. Ne zaman, bugüne kadar toplanan deprem vergileri, bir çok bakanlıktan fazla bütçesi olan Sarayın bütçesi bölge halkının hizmetine açılacaktır? Bekliyoruz. OHAL İlanı kaldırılmalı, bölge Afet alanı ilan edilmelidir. Enkazlardaki deliller devlet eliyle yok edilmemelidir, çünkü hesap soracağız.”
Kaptıracak tırımız yok
TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Birçok sendika, meslek odası, sivil toplum kuruluşu olarak İzmir’de toplayabildiğimiz tüm malzemeleri bölgeye aktarmaya çalıştık. AFAD’a kaptıracak tırımız yok. Gelsinler İzmir’den giden tırlara el koysunlar. OHAL’de ilan etseler, jandarma ve polisi de gönderseler, bu halk, bölge halkıyla dayanışmaya devam edecek. Bundan sonra asıl süreç, İzmir’e gelen afetzedelerle dayanışmayı sürdürmek... İzmir Deprem Koordinasyonu olarak afetzedelerle dayanışmak için her türlü yöntemi kullanmak için karar aldık. TMMOB olarak şunu söylüyoruz; bölgede şu an mimar, inşaat mühendisi, jeoloji ve jeofizik mühendisi, harita mühendisi arkadaşlarımız hem delil toplama hem hasar tespit için çalışıyor. İktidarın hızlı bir şekilde hiçbir kurala uymadan enkaz kaldırma çalışmasına başlamasına, insan hayatını hiçe saymasına rağmen arkadaşlarımız bölgede gerekli müdahaleyi yapmaya çalışıyor” diye konuştu.
Kapitalizm, faşizm ve popülizm
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Bölgede 20 bin belediye işçisi çalışmakta... Orada bulunan örgütlü üyelerimizi kaybettik, yaklaşık bin üyemiz hayatını kaybetti, 2 bine yakın üyemizin ailesi yaralı... Kapitalizm, kar hırsına insanlarımızı kurban etti. Faşizm, bizleri korku toplumuna iteklemek adına baskıyı oluşturdu. TV’de popülizm yaparak bizim vergilerimizle toplanan paralarla şov yaptılar. Kapitalizm, faşizm ve popülizm bizi yok ediyor. Ancak biz dayanışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Altından kalkacağız
İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, bölgede binlerce hekim ve sağlık çalışanının görev yaptığını belirterek, “Bu depremin altından kalkacağız, özellikle meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları olarak yaptığımız yardımlarla bu büyük afetin ortadan kalkmasını hep birlikte başaracağımıza inanıyorum” dedi.
Takipçisi olacağız
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, “KESK olarak bölgede 15 noktada kriz masası kurduk. En önemlisi OHAL ilanı ve devletin yardımlara el koyması... Deprem vergilerini, depremzedeler için kullanmayan devletin bu kez 10 il için kullanıp kullanmayacağının takipçisi olmamız çok önemli... OHAL’in bir an önce kaldırılması lazım. Devletin, yardımların önünü açması, sarayın bütçesini ve deprem vergilerini bölge halkının hizmetine sunması gerekiyor. Bölgenin başka bir şekilde rant alanına çevrilmemesi için uyarıyoruz, bunun hesabını soracağız , takipçisi olacağız. Dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu.
El ele verilmeli
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri çatısı altında olmayan ancak İzmir Deprem Koordinasyonu’nun bileşeni olan Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş Sendikası İzmir Şube Sekreteri Özgür Arslan da Türk-İş’e bağlı tüm sendikaların bölgeye destek olmak için çalıştığını kaydederek, sürecin ele ele verilerek aşılabileceğini söyledi.
