İZMİR HABERLERİ

İzmir Büyükşehir'in su hamlesi tartışma yarattı: Krizin çözümü Manisa değil

İZSU’nun Manisa’da su kuyusu açmak için harekete geçmesi Manisa’dan tepki çekti. Manisa Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “İzmir’e çare olup Manisa çiftçisine zarar vermek olmaz” dedi.

Abone Ol

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) başta İzmir’in Menderes, Torbalı, Selçuk, Bayındır, Tire, Ödemiş, Kiraz, Beydağ, Kemalpaşa, Bornova, Karşıyaka, Bayraklı, Konak, Buca, Karabağlar, Güzelbahçe, Seferihisar, Urla, Karaburun, Çeşme, Menemen, Aliağa, Foça, Dikili, Bergama ve Kınık ilçeleri olmak üzere, Manisa’nın Saruhanlı ve Yunusemre ilçelerini de kapsayacak şekilde, ‘Hidrojeolojik Etüt Yaptırılması’ işi için ihaleye çıktı. İZSU’nun su kuyusu açılabilecek alanların tespiti için çıktığı ihale, Manisa Ziraat Odası’nın tepkisini çekerken, Prof. Dr. Doğan Yaşar da su kuyusu açmanın İzmir’in su sorununa çare olmayacağını söyledi.

Ova susuz kalır

İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) yeni su kuyuları açmak için sondaj işlemine başladığı takdirde Göksu Ovası ve Sarıgöz’deki suyun tamamen biteceğini ve susuz kalacağını öne süren Manisa Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “Manisa tarımı zaten bu sene susuzluk çekmeye başladı. Sondajlar her geçen gün aşağıya iniyor ve yağış olmadığı için barajlar da dolmadı. İzmir’in susuzluk sorunu sondaj çakmakla bitmez” dedi. Bölgeye yeni göletler yapılması ve deniz suyunun arıtılması gerektiğini ifade eden Altındağ, “Tamamen yer altı kaynaklarına yüklenince susuzluk sorunu çözülmüyor. Manisa’dan yani Göksu Ovası ve Sarıgöz’den İzmir’e yeterince su iniyor. Göksu’dan ve Sarıgöz’den alınan su zaten yakın çevresini kurutuyor. Bunların üstüne bir bölgede daha kuyular açmak için sondaj yapılırsa ova tamamen susuz kalır” diye konuştu.

Razı değiliz

İzmir’in su sorununun önemli olduğunu vurgulayan, ancak İzmir’e su götürürken Manisa çiftçisini yok etmenin de bir çare olmayacağını söyleyen Altındağ, “İçme suyu elbette önemli fakat bunun da bir çaresinin bulunması lazım. Bir yandan İzmir’e çare olup bir taraftan da Manisa çiftçisine zarar vermek olmaz. O nedenle biz tabi ki bu suyun alınmasını istemiyoruz, razı değiliz. ‘Burada bir kuyu açalım’ dediğiniz zaman 1 tane sondaj olmuyor 20-25 tane sondaj yapılıyor. Zaten 1980 yılından bu yana İzmir’e su buradan gidiyor. Burada barajların çoğaltılması, göletlerin çoğaltılması, deniz suyunun arıtılması önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.

Haklı isyan

Konuya ilişkin görüş bildiren TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar da İzBB’nin çıktığı ihalenin sonucunda Manisa’daki çiftçilerin ciddi şekilde zarar göreceğini ifade etti. Su kuyusu açmanın İzmir’in su sorununa bir çözüm olmayacağını kaydeden Yaşar, “Manisa Su İşleri Müdür Yardımcısı 2 yıl önce su kuyuları için ‘40-50 metreden su çekiyorduk, şu an 450-500 metrelerden su çekiyoruz’ diye bir demeç verdi. Zaten Manisa’daki su kuyuları ve sondaj çalışmaları nedeniyle Gölmarmara kurudu ve sağda solda obruklar oluşmaya başladı. Artık Manisa’da olan oldu. Koskoca Gölmarmara kurudu. 2023’ten sonra orada damla su kalmadı. Manisa’da açılan kuyulardan su gelecek ama zaten biz oranın altını boşalttık. Oradakiler de haklı olarak isyanda çünkü o insanlar da suyu tarım için kullanıyor. Sen suyu yanlış kullandın diye neden başkası sıkıntı çeksin ki?” dedi.

Su bu yüzden pahalı

İzmir’in günlük tükettiği suyun yüzde 30’unu Manisa’dan çektiğini söyleyen Yaşar, “Manisa’da her gün ortalama 200 bin metreküp su çekiliyor ve İzmir’e getiriliyor. Doğal olarak Manisalılar da bu duruma isyan ediyor. Net olarak söylemek gerekirse de İzmir’in suyunun yüzde 30’u Manisa’nın yeraltı kaynaklarından, su kuyularından geliyor. Türkiye’de en pahalı suyu İzmir’de kullanmamızın nedeni de zaten budur. Yeraltından su çekmek, o suyu hatlarla başka bir kente nakletmek müthiş bir enerji gerektirir ve bu enerji de ciddi bir para demektir” diye konuştu.

Çiğli'yi kullanalım

İzmirli yöneticilerin geçmiş yıllardan başlayarak kuraklık, iklim değişikliği ve dolayısıyla ortaya çıkacak su sıkıntısına karşı önlem almadığını ve suyu doğru kullanarak yönetmediğini belirten Yaşar, “Nerede olursanız olun suyu dikkatli kullanırsanız sorun olmaz. Ama biz İzmir’de suyu doğru kullanmadık ve yönetmedik. Bizim yanlışımız şuydu; Tahtalı yüzde 100 doluyken yeraltı kaynaklarından su çektik. Çekmeyecektik, Tahtalı Barajı doluyken suyu oradan kullanacaktık. İzmir hiçbir yere muhtaç olmadan Tahtalı’dan iki yıllık suyunu karşılayabilirdi. Ama biz o dönemde ihtiyacımız olan suyun yüzde 55-60’ını yeraltından çektiğimiz için bu noktaya geldik. Mesela bir örnek vereyim, Çiğli Atık Su Arıtma Tesisinden günlük 500 bin metreküp su çıkıyor ve bu su denize bırakılıyor. İzBB’nin gerekli yerlerle konuşup buradan çıkan suyu tarlalara vermesi gerekiyor. Ne yazık ki bu su denize veriliyor. Onu arıtıp kullansak, bütün bu yeraltı su kaynaklarını rezerv olarak tutmuş oluruz” dedi.