İz TV ile FİKİR TV’nin ortaklaşa yayınlandığı ‘Fikir Masası’ programında FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz ile İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, İzmir gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. İZSU tarafından işletilen Çiğli Atıksu İşletme Tesisi’nin ihaleye çıkılması değerlendiren Ümit Kartal, “İZSU’ya taşeron giriyor, ihalesi de açıldı. Cemil Tugay konuyla ilgili soruya önce ‘iftira atıyorlar’ dese de hemen ardından bunu kabul etti. İzmir Büyükşehir Belediyesinde taşeron Aziz Kocaoğlu döneminde kaldırıldı. Bir önceki dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ‘taşerona geçit yok’ belediyeciliğini benimsiyordu. Döndük dolaştık tekrar başa sardık. İZSU neyi yapamıyor da özel bir şirkete ihtiyaç duyuyor? Bunları açıklamaları gerekmez mi? Ben bunları sormak istiyorum” dedi.

İzmir'in en güzel bombasını burada yiyeceksiniz: Çelebi Unlu Mamülleri nerede? Çelebi Unlu Mamülleri'ne nasıl gidilir?
İzmir'in en güzel bombasını burada yiyeceksiniz: Çelebi Unlu Mamülleri nerede? Çelebi Unlu Mamülleri'ne nasıl gidilir?
İçeriği Görüntüle

Kamusal görevinizi ihmal etmiş olursunuz

Murat Büyükyılmaz, kamu hizmetlerinin özel sektör bırakılmasının yaşattığı sorunlara dikkat çekerek, “Öncelikle bu konuyu iki yönüyle değerlendirmek lazım. Birincisi taşeron giriyor, yani oradaki emekçiler taşeron olarak çalışacaklar. Kamusal alanda emekle ilgili yara tekrar açılıyor. İkincisi de kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi meselesi. Torbalı Belediyesi’nin düzenlediği Güz Kitap Günleri’nde söyleşiye katılan geçmiş dönem Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu konuyla ilgili önemli mesajlar verdi. Tarımın planlanması aslında kentin planlanmasıdır dedi ve özelleştirmelere dair bir eleştiride bulundu. Kamusal hizmetlerin çöküşü ve güvenin kaybı diyebileceğimiz bir başlıkta konuştu. Kanalizasyon, arıtma, elektrik, eğitim, sağlık, ulaşım gibi hizmetlerin özelleştirilemeyeceğini söyledi. Özel sektör kamusal alanlara girdiğinde sadece kar amacında olduğu için yatırım yapmıyor ve sonunda kamuya daha büyük mali yük bırakıyor. Çiğli Atıksu İşletme Tesisi’nin taşerona devredilmesini de bu yönleriyle değerlendirmek gerekiyor. Aziz Kocaoğlu’nun söyleşideki vurguları çok doğru ve çok yerindeydi. Temel kamusal hizmetlerin özelleştirilmesinin çok büyük riskler barındırdığının altını çizmeliyiz. Günümüzde toplumun temel ihtiyaçları metalaştığı ve karın inisiyatifine bırakıldığı için zaten tüm bu sorunları yaşıyoruz. Halkın ihtiyaçlarından geri çekilip bundan şirketler para kazansın diye ihaleye çıkarsanız, kaderinizi şirketlerin eline bırakırsınız. Böylece kamusal görevinizi ihmal etmiş olursunuz. Buna bütün meslek odaları, sendikalar, STK’lar ve partiler ses çıkarmalı. Özelleştirmeler zaten tüm Cumhuriyet kazanımlarının tasfiyesi anlamına geldi. Türkiye bunun acısını çekiyor. Bundan kurtulmak için yurttaşların destek verdiği Cumhuriyet Halk Partisi’nin özellikle kamusal alanlardaki özelleştirmelere set çekmesi ve alternatifler üretmesi beklenir diye düşünüyorum. Şu anda yurttaşların devletsiz kaldığı bir dönemdeyiz. Bu herkesin karşı çıkması gereken tam bir bağımsızlık mücadelesi aslında. Dolayısıyla özelleştirmeleri geçerli bir sebebi olamayacağını düşünüyorum. Kamuculuktan vazgeçemeyiz” diye konuştu.

İzBB çalışanlarına tehdit, hakaret, işten çıkarma... Ortaçağ’da mıyız?

Sosyal medya hesabında hafta boyunca Büyükşehir Belediye işçilerinin çalışırken yaşadıkları zorbalıkları paylaşan Kartal, canlı yayında da işçilerin tehdit edildiği bir ses kaydını dinletti. Kartal, İzBB’de yaşananlara ilişkin olarak şu bilgileri verdi: “Özellikle son 1 haftadır İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan emekçilerin yaşadıklarıyla ilgili çeşitli paylaşımlar yapıyorum. Neden yaptığımı söyleyeyim, mecburen yapıyorum. Çünkü sosyal medyamda DM kutum mesajlarla dolu. Telefon numaramı edinen işçiler arıyor. Ağlayan bile var. Biz gazeteciyiz, dolayısıyla sesi duyulmayanların sesi olma sorumluluğunu taşıyoruz. İzmir’de yaşayanlar her zaman ‘Türkiye İzmir gibi olsun istiyoruz’ dediler. Bu her alan için geçerliydi. İzmir Büyükşehir Belediyesi sendikalaşma sürecine verdiği desteklerle insanca yaşam için bir çıta, bir model olmuştu.

Sen kimsin arkadaş!

Ses kaydını dinleyince insan dehşete düşüyor. İşçiler defalarca böyle tehditlere maruz kalmışlar. İşçileri tehdit eden şahsa sesleniyorum, sen kimsin arkadaş, sen kimsin ya! İzmir Büyükşehir Belediyesinde bir yerde amir misin müdür müsün nesin? İnsanları hangi hakla tehdit ediyorsun? Bu cüreti nereden alıyorsun? Emekçiler sürekli buna maruz kaldıklarını bana bildiriyor. Zaten çalışmak zorunda oldukları için ağır koşullarda çalışıyorlar. Bir oraya bir buraya sürgüne yollanıyorlar. Ortaçağ’da mı çalıştırıyorsunuz insanları? İzmir Büyükşehir Belediyesi bunları açıklasın. İşçiler bu şekilde çalıştırılacak ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, insan kaynakları, daire başkanları, genel sekreterler, genel sekreter yardımcıları, CHP’li milletvekilleri, il yöneticileri, ilçe başkanları ses etmeyecek. Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir Türkiye mi vadediyor? Böyle çalışma koşulları mı vadediyor? İzmir, Türkiye gibi olsun derken bu mudur yani? İzmir ile övünemeyecek miyiz? İzBB’de kraldan çok kralcılar, Ali Kıran Başkesen haline gelmişler. İzBB Başkanı zaten toplu işten çıkarmalarla gündem oluyor. Kendine itaat edenleri koltuğunun altına alıp itaat etmeyenleri de ‘havuza’ göndermekle tehdit etmek… Böyle mi olacak? Biz bunları da eleştirmeyelim mi? Bunu da eleştirme diyen CHP’liler gelsin, isimleri kapatarak bana gelen mesajları tek tek göstereceğim. Yeter artık, bir kişi şuna dur demeyecek mi? Yazdığım her şeye başkan laf yetiştiriyor. Şununla ilgili bir adım atmayacak mısın başkan? Bazen çıkıp diyorsun ya ben de emekçi çocuğuyum, ben de öğretmen çocuğuyum diye. Böyle çalıştırmayı mı vadediyorsunuz?”

Sözümün arkasındayım, listeyi yayınlayacağım

Kartal, İzBB’de son olarak işten çıkarılan 120 işçinin işe geri alınmaması halinde Cemil Tugay’ın kendi döneminde işe aldığı ‘torpilli’ isimleri tek tek açıklayacağını hatırlattı. Kartal, “Havuza yollamak dedikleri aslında ücretsiz izin. İşten çıkarmanın yumuşak hali. Sıralı tam liste elimde. Geldiği günden beri ‘vay ben tasarruf ediyorum vay bunlar iş beğenmiyorlar’ diye diye İzBB’de iş barışı bırakmayan Cemil Tugay’ın işe aldıklarının sıralı tam listesi. Ben burada masum insanların da zarar görmemesi için paylaşmama konusunda kararlıyım. Ama bir hafta süre verdim. Son 120 kişinin işten çıkarılma dalgası durdurulmazsa bunları belgeleriyle açıklayacağım. Ondan sonra çıkıp diyebilecekler mi bakalım biz İzmirlilerin hakkını savunuyoruz diye. Kimler hangi işlere kimin torpiliyle girmiş görelim bakalım. Sözümün arkasındayım. Ankara’da dayısı olmayanları en başa koyarak gariban işçileri işten çıkarıyorlar. Buna birinin dur demesi lazım. Ancak böyle dur diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

İnsanları ‘havuza’ gönderirseniz onların çocukları da çeteye katılır!

Murat Büyükyılmaz da İzBB’de yaşanan tehditlerin kabul edilemez olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Biz İzmir’de iş huzurunu, güvenini sağlayamayacaksak, kamusal hizmetleri yerine getiremeyeceksek nasıl nefes alacağız. Belediyeler bir dayanışma ağıdır ve halka nefes aldırmak için varlar. Siyasi iktidara rağmen hala umutluyuz çünkü bir araya geldiğimizde biz bize yeteriz diyebiliyoruz. Siz AKP iktidarına bir alternatifiz diyorsanız bazı şeyleri çözmek zorundasınız. Siz tehditle insanlara bir şey yaptıramazsınız. Bu ülkenin güvene ihtiyacı var. ‘Havuza gönderirim zaten gelen birileri var’ diye tehdit ederseniz insanları, onların çocukları da çeteye katılmak zorunda kalır. Umut olan bir muhalefet hareketinin faaliyette böyle tehditlerle ilerlemesi kabul edilebilir bir şey değil. Dolayısıyla oradaki sadece birkaç yüz işçinin hayatı kararmaz, hepimizin hayatı kararır. Umudu ve iradeyi öldürmek demektir bu. İzBB’nin hızlıca bu konuyu halletmesi gerekiyor. İnsanlar güç veren, umut veren bir muhalefet bloğu istiyor.”

Muhabir: DOĞUKAN FİKRİ FİDAN