İZ GAZETE- Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1'inci Dairesi'nin, 3 bin 36 adli ve 387 idari hakim ve savcıyı kapsayan adli ve idari yargı ana kararnamesi tamamlandı. Kararnameyle İzmir de dahil olmak üzere 20 ilin cumhuriyet başsavcısı değişirken yapılan görevlendirmeler tepkilere sebep oldu.
İzmir Barosu konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, "Sürgün niteliğindeki bu atamalar ve ihraç kararı, Anayasa’da vücut bulan “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesinin ihlali, yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümünün yeni bir örneğidir. Üyeleri, aynı zamanda siyasi bir kimliği ve parti aidiyeti bulunan Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen HSK, bu tahakkümün aracı haline gelmiştir. İzmir Barosu olarak, liyakate ve kıdeme aykırı, sürgün niteliğindeki bu atamaları ve ihraç kararını kınıyor, tarafsız ve bağımsız bir yargı için mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın adaylığına itiraz eden yargıça ihraç
Baro'nun açıklamasının tamamı şu şekilde:
3 bin 423 hâkim ve savcının görev yeri değiştirildi.
2017 yılında verdiği bir röportajdaki açıklamaları nedeniyle disiplin cezasına çarptırılan ve başvurusu üzerine, geçtiğimiz günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce hak ihlali kararı verilen Yargıçlar Sendikası Başkanı İzmir Karşıyaka Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan, isteği dışında Adana Hâkimi olarak görevlendirilmiştir.
Yargıçlar Sendikası üyesi İzmir Hâkimi Halil Güner Çorum’a, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi üyesi Süleyman Mutlu ise Kilis’e atanmıştır.
Gezi Direnişi davasında, Osman Kavala’nın tahliyesi yönünde oy kullanan ve heyetten alınan İstanbul Ağır Ceza Hâkimi Sercan Karagöz ise kararnameyle, yine isteği dışında Ağrı’ya hakim olarak görevlendirilmiştir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın 3. kez Cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz eden yargıç Ahmet Çakmak, HSK 2. Dairesi kararı ile ihraç edilmiştir.
Yeni bir örneği
Sürgün niteliğindeki bu atamalar ve ihraç kararı, Anayasa’da vücut bulan “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesinin ihlali, yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümünün yeni bir örneğidir. Üyeleri, aynı zamanda siyasi bir kimliği ve parti aidiyeti bulunan Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen HSK, bu tahakkümün aracı haline gelmiştir.
İzmir Barosu olarak, liyakate ve kıdeme aykırı, sürgün niteliğindeki bu atamaları ve ihraç kararını kınıyor, tarafsız ve bağımsız bir yargı için mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz.
