SELİNAY MUTLU/ İZ GAZETE- Gizem Taban ile Z Raporu programının konuğu İYİ Parti İBB Meclis Üyesi Taylan Yıldız oldu. Özelliklere gençlere yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken Yıldız, parti olarak genç nesle öncelik verdiklerini ve sorunlarının çözmek için çaba harcadıklarını dile getirdi. Yıldız ayrıca kişisel kariyer planına yönelik de açıklamalarda bulundu.

Gençler siyasette aktif yer almıyor, çünkü...

Gençler özelikle yapınızdan ve vizyonunuzdan kaynaklı size büyük ilgi duyuyor, siz de gençlerle sürekli bir araya geliyorsunuz. İzmir’e de sık sık geliyorsunuz burada gençlik buluşmaları yapıyorsunuz. Gençler siyasete nasıl bakıyor?

‘Gençler siyasetle ilgilenmiyor’ bakış açısı külliyen yanlış. Onlar sadece şu anda siyasette yaşanan kürekçi kavgasını, insanların sürekli birbirine bağırıyor olma halini ve siyaseti de projeler üzerinden değil de Türkiye’yi ayrıştıran eksenler üzerinden yapılması halini korku, endişe ve üzüntü ile izliyorlar ve bunu gördüklerinde kafalarını diğer tarafa çeviriyorlar. Bu yüzden siyasette aktif olarak yer almıyorlar çünkü şu anda siyasetin yapılış biçimi de siyasette konuşulanlar da gençleri öncelemiyor. İktidarın masasında Türkiye gençliğinin geleceği nasıl olacak diye değil parayı biz kur korumalı mevduata mı yatıralım konuşuluyor. Gençlerin yurttaki sorunları, öğrencilerin ekonomik sıkıntıları konuşulmuyor. O masada onu söyleyecek insan gerekli. Gençler de bunun farkında. 

Aslında siyasetin de gençlere bakış açısını özetlemiş oldunuz. İYİ Parti gençleri nasıl görüyor?

İYİ Parti gençleri umut olarak görüyor. Öncelikle gençlerin bir şeyleri değiştirebileceğini ve bunun için de üst kademelerde yer almaları gerektiğini bu anlamda da milletvekillerinin de gençlerden oluşması gerektiğini sayın genel başkanımız yola çıktığımızdan beri söylüyor ve bunun için çalışmalar sürüyor.

Türkiye’de birçok kişinin hayali olan işi yapıyordunuz, Google’daydınız. Güzel bir kariyeriniz vardı fakat Sayın Akşener’in çağrısıyla bırakıp döndünüz. Neden döndünüz?

Ben yurt dışına çıktığımda her zaman söylediğim bir şey vardı. Yurt dışından alacağımı alacağım, kariyerimi yapacağım, dünya vizyonum olacak daha sonra ülkeme geri döneceğim, ülkemde yaşayacağım diyordum. Ben orada yaşamaktan memnundum fakat hep hedefim Türkiye’ye dönmekti. Ben dönebileceğim bir ülkem olsun istiyordum. Baktım ki ülke elden gidiyor birimizin bir şey yapması lazım. Kimsenin bir şey yapası yoktu, Allah için dedim bari ben yapayım iş başa düştü eşimle yapar mıyız biz bu işi yaparız dedik. Referandum süreci vardı, referandum sürecinden sonra olağanüstü haller yaşadık vesaire işte İYİ Parti'yi büyük risklerle kurduk. İnanılmaz büyük bir baskı süreci vardı. Ben Google’da yönetici olarak Türkiye’ye geldiğim zaman davul zurnayla karşılıyorlardı, benimle ilgili belgesel yapıyorlardı. Her kanalda çıkıyordum, bütün yandaş kanallarda sağ olsunlar beni çıkarıyorlardı. Şimdi ülkeyle ilgili bir şey söyleyince bir anda istenmeyen insan oldum bu çok acı. Şimdi hakkımızda gençleri devlete karşı kışkırtmaktan soruşturma açılıyor. Benim de korktuğum şeyler ama ben tüm bunlara rağmen yapıyorum. Kendimce ufak bir cesaret göstermeye çalışıyorum ki benim arkamdan gelen liyakatli kadroların önü açılsın. Gençlerimizin en büyük talebi geleceğe dair hayal kurabilmek. Çok umutsuzlar ben onlara anlattıkça bu insanlar gelecekle ilgili umutla doluyorlar. 

Siz standart bir Türkiye siyasetçisi gibi bir dil kullanmıyorsunuz. Doğru yaklaşım, doğru bakış açısı. Bunlar da çok kıymetli. Böyle olunca gençlere daha iyi ulaşabiliyorsunuz. Partiler bazında baktığımızda muhalefet olarak değerlendirirse,  muhalefet doğru dili kullanabiliyor mu?

Genç kitle şu an internette. Bizim yapmamız gereken şey internetin kıraathanelerini dolaşmak ve o gençlerin elini dijital ortamda sıkmak. Özellikle sosyal medyayı daha aktif ve doğru kullanmak gerekiyor. Sosyal medyayı en iyi kullanan parti biziz diyeceğim herhalde. Sebebi de 2018’de sayın genel başkanımın kampanyasını yönetiyorduk. Orada yaptığımız böyle Google reklamları uluslararası ödül aldı. Türkiye’nin aslında yaratıcı zekâsı çok güzel. Her partinin kendi içerisinde o yaratıcı zekâsı var.

Altılı Masa’nın adayının kim olacağı konusunda kamuoyunda bir algı oluştu. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmaya dair sinyalleri oldu, aynı zamanda İYİ Parti’nin bunun zıt yönünde sinyalleri oldu. Altılı Masa’nın adayının açıklanmasının gecikme sebebi İYİ Parti’nin Kılıçdaroğlu ismine direnç göstermesi midir? Süreci nasıl okuyorsunuz?

Sayın genel başkanımızın en başından beri söylediği çok net bir şey var; ‘Adayımız en seçilebilecek, Türkiye’de seçilmesinin riske etmeyecek bir aday olacak ve Türkiye’nin 13 Cumhurbaşkanı adayı olacak.’ Bizim bütün düsturumuz zaten buydu. Adaylar tabii ki tartışılabilir. Masadaki bütün adaylar hatta şu an hiç konuşulmayan adaylar da tartışılabilir ve tartışılmalı. Kampanya adayla yapılır. Bütün adaylar masaya yatırılarak doğru aday seçilecek şekilde süreç ilerliyor. Herkesin kendi genel başkanını Cumhurbaşkanı olarak görmek istemesi dünyanın en doğal şeyidir. Sadece bunların etraflıca tartışılması ve Türkiye’nin riske atılmaması lazım.

manşettt3

Seçenekleri masaya yatıracağım

Siz hem kariyer anlamında hem de siyaseten de öne çıkan bir isimsiniz. Sizi iktidarda bakan olarak görebilecek miyiz?

Bilmiyorum. Benim bu ülkeye gelme amacım memlekete hizmet etmek. Buyurun işte benim bonservisim burada beni nasıl kullanmak istiyorsanız kullanın düsturuyla geldim. Ve geldiğimde gördüğüm durum en az sesleri çıkan ve sorunları en az dile getirilen grup genç arkadaşlarımız. Onun için özellikle onların sorunlarını iletmeye çalışıyorum. Onun için artık genç arkadaşlarıma soracağım beni nerede görmek istediklerini. Bütün hepsini masaya yatıracağım. Türkiye’de bir şey yapmakla bir şey olmak karıştırılıyor. Ben ne yapmak istediğimi biliyorum ve bunu yapmak için ne olmam lazımsa da onu ondan sonra konuşalım. Bu STK lideri olabilir. Gençlik derneği kurduk, akademi olabilir, Taylan ağabey sen kitap yaz ülkeyi dolaş derler ya da sen yurt dışından daha faydalısın git yurt dışına diyebilirler. Bunların hepsi masada var.

Editör: Duygu Kaya