İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından CHP Muğla İl Başkanlığı önünde düzenlenen basın açıklamasının ardından partililer ve vatandaşlar, Muğla Adliyesi’ne yürümüştü. Adliye önünde yaşanan arbede sırasında polis müdahalede bulunmuş, biber gazı kullanılmıştı. Müdahaleden etkilenen Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, polis barikatına yönelerek, “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun” diyerek tepki göstermişti. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Acar Ünlü, CHP Muğla İl Başkan Yardımcısı Mehmet Barut ve CHP Muğla İl Gençlik Kolları Başkanı Nazım Şardoğan’ın da aralarında bulunduğu 6 kişi hakkında “görevi yaptırmamak için direnme” suçlaması, Acar Ünlü’ye ayrıca “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret”, Nazım Şardoğan’a ise “kasten yaralama” suçlamaları yöneltilmişti. İddianamede, göstericilerin adliyeye girişlerinin polis tarafından engellenmek istendiği, bu sırada çıkan arbedede polisin biber gazı kullandığı ve taraflar arasında tartışma yaşandığı, Marmaris Belediye Başkanı Ünlü’nün, polis memuru E.B.’ye yönelik olarak “Belediye Başkanıyım lan ben ahlaksız adam, ne sıkıyorsun” şeklinde bağırdığı ve kalkana eliyle vurduğu yer almıştı.
İlk duruşma görüldü
Davanın ilk duruşması bugün Muğla 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada sanıklar Acar Ünlü, Mehmet Barut ve Nazım Şardoğan’ın yanı sıra şikayetçi polis memurları ile Muğla İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmayı CHP Muğla Milletvekilleri Gizem Özcan, Süreyya Öneş Derici ve Cumhur Uzun ile CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Kadın Kolları İl Başkanı Sema Gençoğlu ve bazı partililer de izledi.
Tekrar sıkıyor olması üzerine o sözleri söyledim
Duruşmada savunma yapan Başkan Ünlü, “Bize adliyenin önünde gaz sıkıldı. Gazdan sonra fazla bir şey olmuyor herhalde diyerek kafayı eğdik. ‘Biz belediye başkanıyız niye gaz sıkıyorsunuz’ dedik. Devam ettiler. Biz belediye başkanımız diye sıkıyorsunuz ki gaz. Polis arkadan bizi ittiriyor sürekli. Olay bu. Dağılın dediklerini duymadım. Buna rağmen kalkanlar ile baskı yapıldı. Ben önceden de belediye başkanıyım niye sıkıyorsun dedikten sonra tekrar sıkıyor olması üzerine o sözleri söyledim. Karşı kasti bir şey demedim. Polis memurunun kadın olduğunu da bilmiyordum, görmedim” dedi.
Polislerin yaralanmasıyla ilgili soruya cevap veren Başkan Ünlü, “Onu bilemem. Biz de yaralandık. Söyleyeceğim bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Olaylar başladığında orada değildim
CHP Muğla Gençlik Kolları Başkanı Nazım Şardoğan ise “Ben yürüyüşte ve basın açıklamasında yoktum. Daha sonra adliyenin orada Mehmet Barut gözaltına alınırken neden adamı gözaltına alıyorsunuz dememe kalmadan ben de gözaltına alındım. Benim tarafımdan bir yaralama durumu yok. Ben olaylar başladığında orada değildim. 5-6 tane polis üzerime geldi ben zaten yerdeyim ve karşılık vermedim” dedi.
Yürüyüş hakkımı kullandım
CHP Muğla İl Başkan Yardımcısı Mehmet Barut da “Anayasal hakkım olan yürüyüş hakkımı kullandım. Bir an da biber gazına maruz kaldım. Orada bir hengâme oluştu. Hiçbir şekilde memur arkadaşlara müdahalem olmadı. Adliyeye gelene kadar bir engelle karşılaşmadık. ‘Dağılın’ uyarısını duymadık. Hiçbir memur arkadaşa şiddet uygulamadım” diye savunma yaptı.
Başkan Ünlü’den şikayetçi olan polis memuru E.B. ise “Önce ‘dağılın’ diye anons edildi. Acar Ünlü bana doğru geldi ve benim kalkanıma vurdu. Ben kasklıyım. Söylediği sözü bana değil genel olarak söyledi. Kalkana vurma dışında bende bir yaralanma oluşmadı. Şikâyetçiyim” dedi.
Muğla İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat da “25 Mart günü polise vermiş olduğum ifademi tekrar ediyorum. Yürüyüş gerçekleşti. İl Emniyet Müdürlüğü binasındaki ofisimdeydim, yürüyerek kavşağa geldim. Acar Ünlü’nün kalkana vurması, ben de personelime yapılan bu harekete yönelik başkanı gözaltına almak istediğimde serçe parmağımda bir yaralanma oldu. Kimin yaptığını bilmiyorum. Aylin Karaca Kavşağı’ndan adliye önüne gelene kadar zaten kanunsuz bir yürüyüştü. Polis sözlü ihbarını yaptı. Gaz uyarısını da yapmışlardır herhalde ben kullanmıyorum sonuçta. Gaz kullanma konusunda bir talimatım olmuş mudur hatırlamıyorum” diye konuştu.
Mahkeme, olay anına ilişkin görüntü kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi atanmasına karar vererek duruşmayı 16 Ekim’e erteledi.
Hukukun ve adaletin tecelli ettiği bir kararla karşı karşıya kalmasını umut ediyoruz
Duruşma sonrası açıklama yapan CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, şunları söyledi:
"Zaten ülkemiz biliyorsunuz çok ciddi hukuksuzlukların içinden geçiyor. Buna ilişkin demokratik haklarını kullanarak barışçıl bir şekilde Muğla'da bir eylem gerçekleşti. İl gençlik kolu, il başkanımız, il yöneticimiz, meslektaşımız, avukatımız ve Marmaris Belediye Başkanımız da bu toplantıya iştirak ettiler. Tamamen barışçıl bir eylemdi. Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Bu nedenle hukukun burada gerçekleşeceğine ve ertelenen bu duruşma neticesinde de hepimizin gerçekten hukukun ve adaletin tecelli ettiği bir kararla karşı karşıya kalmasını umut ediyoruz. Çünkü başkanlarımızın, yöneticilerimizin, avukat meslektaşımızın kimseye zarar vermek gibi, kimseyle bir mukavemet içinde olmak gibi bir durumları yok. Tamamen anayasal, barışçıl, protesto haklarında kullandılar."
Yaşanan tamamen hak aramaktır, hak arama süreci devam edecektir
Milletvekili Cumhur Uzun ise şöyle konuştu:
"Gerçek hukuk devletlerinde hak vardır ve hak sahibi tarafından rahatlıkla kullanılır. Ancak bizim gibi hukuk devleti olduğunu söyleyen, ancak bunu yaşama geçirememiş ülkelerde, hak aramak daha sonra ayrı bir hak aramakla tamamlanmak zorunda kalınan süreçleri yaşadık. Böyle bir süreci yaşıyoruz. İstanbul'da yaşanan hukuksuzlukları Türkiye'nin her yerinde iliklerine kadar hissetmemek mümkün değil. Buna ilişkin yine bir barışçıl gösteri hakkını kullanıyor ve yaşananları protesto ediyoruz durumdayken, bugün adliyede yapılanların hukuka uygun ve anayasal bir hak olduğunu anlatmak zorunda kalan, çok değerli arkadaşlarımız, belediye başkanımız, teşrif kodumu başkanımız, il yöneticilerimiz var. Bir kısmının da duruşmaları daha sonra. Bunlar olmasını istiyoruz. Ülkemiz gerçekten bir hukuk devleti olsun ve hukuk devletinde olması gereken şekliyle hak aramak, yeniden hak arama mecburiyeti doğuran haller yaratmasın, adliyelerde bunun için bulunmasını istiyoruz. Yaşanan tamamen hak aramaktır, hak arama süreci devam edecektir. Bugün duruşma ertelendi, toplandığında tüm deliller açıkça ortaya çıkacaktır ki, bu bir hak aramaktır ve bu ülkede hak aramak suç değildir."
