Fuat Akar/İZ GAZETE- İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, İz Tv’de yayınlanan Kafa Kafaya programında, 14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarına ve ikinci tura dair önemli açıklamalar yaptı. İlk turda sandıktan ‘Erdoğan devam etmesin, Saray rejimi son bulsun’ iradesinin çıktığını vurgulayan Kartal, aynı ruh hali devam ettirilirse muhalefetin seçimi ikinci turda kazanacağını kaydetti. Seçmen sandıktan uzaklaşırsa ve toplumdaki ayrılıklar öne çıkarılırsa seçimin kaybedileceğini ifade eden Kartal, “Çok berrak bir seçime gidiyoruz. ‘Saray düzeni mi devam etsin yoksa Cumhuriyetin 100’üncü yılında yeniden halkın düzeni mi kurulsun?’ sorusuna cevap vereceğiz. Muhalefet bu seçimi kazanacak” dedi.

AKP’de de moral bozuk

Seçim akşamında tam bir algı operasyonu yapılarak kitlelerin ikinci tura gitmemesi, muhalefetin dağılması ve ‘Erdoğan kaybetmez’ duygusunun yaratılmasının hedeflendiğini söyleyen Kartal, bu anlamda muhalefetteki moralsizliğin normal olduğunu ama aynı moral bozukluğunun iktidarda da olduğunu kaydetti. Kartal, “21 yıldır ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan; devletin ve medyanın tüm olanaklarıyla girdiği bir seçimi ilk defa ilk turda kazanamadı. Ülkenin yarısından fazlası Erdoğan’a onay vermedi. AKP seçmeninde de bu anlamda çok ciddi bir moralsizlik var. Çünkü reislerinin, çok zayıf olarak gördükleri Kılıçdaroğlu karşısında açık ara farkla kazanacağını düşünüyorlardı.” diye konuştu.

Saray mı halk mı?

İlk turda Erdoğan’a oy vermeyenlerin sandığa gitmemesi halinde seçimin kesin olarak kaybedileceğini söyleyen ve ilk turda çoğunluğun Erdoğan’a oy vermediğinin unutulmaması gerektiğini belirten Kartal, “Adalet Yürüyüşü’nden beri sürdürülen; sağcısı solcusu, Türk’ü Kürt’ü, Alevisi Sünnisi fark etmeden tüm muhalefet bir arada hareket ederse kazanabiliriz. Sandıktan da aslında bu irade çıktı. Bunu korursak kazanabiliriz. Asıl kaygılanması gerekenler; kaybedecek şeyi daha çok olanlardır. Biz Saray’ın istediği gibi kutuplaşırsak, moralimizi bozarsak, sandıktan uzaklaşırsak bu seçimi kazanamayacağımız kesin. İktidarın yapabileceği tek şey kutuplaştırmaktı, seçim boyunca da bunu yaptılar. Seçim meydanlarında vaatlerde bulunamayan Erdoğan, montaj videolar izlettirdi. Seçimi anca bunlarla ikinci tura bırakabildiler. Bu yüzden bizim de gerçek çizgimize hemen dönmemiz lazım. Yani depremzede bölgesindeki yurttaşlara hakaret etmekle, AKP’ye oy verenlere suç atmakla bir şeyi kazanamayız. Uzun süredir ‘ilk turda kazanabiliriz’ duygusunu yükselten şey; tüm ayrımları kenara bırakarak Saray rejimine son verecek şekilde bir araya gelmemizdi. Aslında ilk turda da sandıktan bu çıktı, sadece teknik olarak bunu tek bir aday etrafında birleştiremedik. Partilerin de seçimi bittiğine göre şimdi 28 Mayıs’ta önümüzde çok basit bir pusula olacak. Erdoğan mı Kılıçdaroğlu mu? Saray rejimi mi halkın düzeni mi? Kızılay çadırları satılsın mı satılmasın mı? Bir adamın ağzından çıkan cümlelerle ülkenin kaderi belirlensin mi belirlenmesin mi? Tüm dünya ile kavga hali sürsün mü yoksa ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ çizgisine mi dönülsün? İkinci tur artık bu soruların cevaplanacağı bir seçimdir. O yüzden referandum gibi bir seçimde yapılacak şey; vaatlerin tekrar edilmesi değil, kutuplaşmayı yaratan siyasetin alaşağı edilmesidir. Çok basit bir konuyu oylayacağız; Saray düzeni devam etsin mi yoksa Cumhuriyet’in 100’üncü yılında yeniden halkçı bir düzenin kapıları açılsın mı? Bu kadar berrak bir soru karşısında muhalefetin seçim kazanmaya daha yakın olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Pervasızlaşabilirler!


Kartal, ikinci tura yönelik şu kritik çağrıyı yaptı: “Erdoğan’ın gitmesini isteyenler sandığa gitmezse bu kez seçim açık ara farkla kaybedilir ve Meclis’teki domuz bağcılar, kadınları aşağılayanlar çok daha cesurca kadın haklarına, gençlerin özgürlüklerine ve demokrasiye saldırmaya cüret ederler. Bu kadar pervasızca olmamaları için bile bizim sandıktan çok güçlü çıkmamız gerekiyor.”

Sayısal üstünlük muhalefette

İkinci turda adayların yarışa sıfırdan başladığını hatırlatarak seçimin matematiğinin de göz önüne alınması gerektiğini kaydeden Kartal, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine oy veren 27 milyon seçmeni yeniden sandığa götürebileceğini nereden biliyoruz? Öte yandan muhalefet; 24,5 milyon Kılıçdaroğlu’na oy veren, 3 milyon da diğer muhalif adaylara oy veren seçmeni yeniden sandığa getirebilirse, üstüne de sandığa gitmeyen 8 milyon seçmeni yanına çekebilirse çok rahatlıkla seçimi kazanabilir. Çünkü Erdoğan devam etsin isteyenler daha çok olsaydı zaten ilk turda gidip ona oy verirlerdi, bu iş biterdi. Ama ülkenin toplam ruh hali, Erdoğan’ın devam etmemesine yöneliktir. O yüzden bir seferberlik haline ihtiyacımız var. Çünkü yaratılmak istenen algının aksine muhalefet seçimi kazanmaya daha çok yakın, sadece bunu topluma anlatmamız gerekiyor. Yıllardır verilen mücadelenin sonuçlarını ikinci turda alabiliriz. Moral bozukluğu varsa o ilk turda kazanamama duygusudur. Ancak altını kalın çizmekte fayda var; Erdoğan da ilk turda kazanamadı ve muhalefet ikinci turda kazanabilir” açıklamalarında bulundu.

Artık herkes aday

Şu anda yapılan en büyük yanlışın günah keçileri bulmaya çalışmak olduğunu da ifade eden Kartal, “Tüm tartışmaları kenarda bırakarak Kılıçdaroğlu’nun etrafında kenetlenmeliyiz. ‘Hepimiz adayız’ sloganının yeniden kuvvetlendirilmesi gerekir. Mesela, tüm seçim sürecine renk ve güç katan TİP gönüllülerinin aynı canlılıkla Kılıçdaroğlu’nu destekleme zamanıdır. Ata İttifakı gönüllülerinin aynı canlılıkla, ‘bu rejime son vereceğiz’ diyerek kendi renkleriyle Kılıçdaroğlu’na çalışma zamanıdır. Süleyman Soylu rejimiyle derdi olan Ümit Özdağ’ın da çalışma zamanıdır. Muharrem İnce’nin de samimiyetini tüm Türkiye’ye ispat etme zamanıdır. İnce’nin ‘Gençler, evlatlarım bu saray rejimine son vermeliyiz’ deme vaktidir. Tüm muhalefet ‘aday biziz’ derse kazanabiliriz” diye konuştu.

Bu süreç turnosol olacak

Muhalefetin nerelere yoğunlaşması gerektiğinin ilk turda açıkça ortaya çıktığını belirten Ümit Kartal, “Mesela İzmir Kemalpaşa’da durumu değiştirmek üzere bir şey yapılmalı. Depremin de etkisiyle seçimler tam bir seçim havasında geçmemişti ve provokasyon olmasın diye sokaklara bile çıkılmamıştı. Ancak sokağı tutmayan seçimi kazanamaz. Göstermelik, 1-2 saatlik programlarla milletvekili adaylarının insanlarla el sıkışıp bölgeden ayrılması bir işe yaramaz. Doğrudan can cana, yüz yüze, insanları ikna etmek üzere konuşmaya ihtiyaç var. Şu 10 gün içinde kimin ne yaptığı, geleceğin Türkiye’sinde de nerede duracağını belirleyecek. Bu süreç, kimin bu saray düzeninin devam etmesini istediğini görmek için müthiş bir turnusol kağıdıdır. Kim muhalefetin ayrılıklarını öne çıkarıyorsa, kim kutuplaşmayı arttırıyorsa, kim moral bozuyorsa bilin ki o Saray rejimine çalışıyor. ‘Biz kazanacağız’ duygusunu büyütmek ve rakamlarla da bunu halka göstermek gerekiyor” dedi.

İstanbul'u hatırlayın

Son olarak, ‘Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda olduğu için ikinci turu kazanmak daha zor’ algısının da doğru olmadığını kaydeden Kartal, “Biz bunu İstanbul seçimlerinde de yaşadık. Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’ndaydı. Ama seçim ikinci kez yapılınca Meclis çoğunluğu AKP’de olmasına rağmen İmamoğlu daha büyük bir fark atarak seçimi kazandı. Ayrıca bu başkanlık sistemi maalesef ‘Mühür kimdeyse Süleyman odur’ gerçekliğini yarattığı için Kılıçdaroğlu seçilirse Meclis çoğunluğunun kimde olup olmadığının bir önemi kalmayacak. Yani Meclis çoğunluğu olmayınca Cumhurbaşkanı seçilen kişi, Erdoğan’ın ifadesiyle ‘topal ördek’ falan olmuyor. Bu konu da psikolojik savaşın bir parçası haline getiriliyor. Belki de halk tam tersini de düşünebilir; Meclis’te çoğunluğu Cumhur İttifakı’na verdik, başkanlığı da Millet İttifakı’na vererek bir denge unsuru oluşturalım da diyebilir, bilemeyiz ki.” dedi.

Editör: Özlem Çimen Durmaz