Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliklerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararının iptali ve yürütmenin durdurulması yönündeki başvurusunu oy çokluğuyla reddetti.
AYM Genel Kurulu, Başkan Kadir Özkaya başkanlığında toplanarak CHP milletvekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın, Mahir Polat ve 33 milletvekilinin yaptığı başvuruyu görüştü.
Halk TV'nin haberine göre başvuruda, HSK üyelik seçiminde Anayasa’nın 159. maddesinin ihlal edildiği, Meclis’in uyguladığı yöntemin fiilen yeni bir içtüzük kuralı yarattığı öne sürülmüştü.
CHP’li milletvekilleri, “TBMM’nin Anayasa’ya aykırı biçimde yaptığı bir işlemin, Meclis kararı niteliğinde olsa dahi, fiilen İçtüzük kuralı yaratması” nedeniyle AYM’nin bu işlemi denetleme yetkisinin bulunduğunu savundu.
Mahkeme çoğunluğu, TBMM’nin HSK üyelerini seçmesinin “Meclis’in çalışma usul ve esaslarına dair bir işlem” olmadığı kanaatine vardı. Bu nedenle iptal ve yürütmenin durdurulması talepleri, “görevsizlik” gerekçesiyle reddedildi.

4 ÜYE KARŞI ÇIKTI
Hasan Tahsin Gökcan, Basri Bağcı, Selahhadin Menteş ve Kenan Yaşar karara karşı çıktı.
Gökcan'ın karşı oyunda ise şu ifadeler yer aldı:
"Anayasa'nın açık hükümlerine rağmen kuralın ihlal edildiği iddiası bulunan bir durumda, bu eylemin Meclisin çalışma usulüne dair yeni bir hukuki durum yarattığı açıktır. Bu nedenle esastan inceleme yapılması gerekir."
Bağcı ise, "Eylemli içtüzük değişikliği teorisinin, kuralın yalnızca adının değil, fiili etkisinin esas alınmasını gerektirdiğini" ifade ederek, AYM'nin yetkisinin bulunduğuna savunmasında dikkat çekti.
Menteş'in karşı oyunda, 2023 tarihli AYM kararına atıfla şu görüş yer aldı:
"TBMM'nin çalışma usullerini fiilen etkileyen işlemler, adı 'içtüzük' olmasa da denetime tabidir. HSK seçiminde izlenen usul, Anayasa'da öngörülen kuralları değiştirmiştir; bu nedenle esas yönünden incelenmeliydi."
Kenan Yaşar ise, “görevsizlik yönündeki argüman, bu yerleşik içtihadı göz ardı ederek yürütme-yasama karşısında yargısal denetimi daraltır” ifadelerini kullandı. Yaşar, gerekçesinde şunları dedi:
“Bu argüman, bu yerleşik içtihadı göz ardı ederek yürütme-yasama karşısında yargısal denetimi daraltır; böylece yasama organına, "yazılı değişikliğe gitmeden fiilen kural yaratma" serbestisi tanır ki bu, hukuk devleti ilkesini zedeler. TBMM'nin HSK seçimindeki yöntemi yalnızca içtüzük değişikliği değil, yargı organının bileşimini etkileyecek derecede asli bir yetki kullanımıdır. HSK seçiminde benimsenen yöntem, TBMM'nin çalışma usulüyle özdeşleşmiş fiili bir içtüzük normu oluşturmuş; Anayasa’nın 148. maddesi kapsamına girmiştir. Bu nedenle işlem "tekil parlamento kararı" kisvesiyle denetimden muaf tutulamaz. Mahkemenin esas inceleme yapması zorunludur.”




