Oyuncu Ozan Güven'in, 13 Haziran 2020'de eski sevgilisi Deniz Bulutsuz'u abajurla ve elleriyle vurmak suretiyle darp ettiği iddiasıyla yargılandığı dava Haziran 2025'de karara bağlandı. Mahkeme, Ozan Güven'i 'silahla kasten yaralama' suçundan 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırırken, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'hakaret' suçlarından beraatına karar verdi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını usul ve esasa uygun bularak cezayı onadı. Bu karar doğrultusunda Güven, 45 gün açık cezaevinde kalacak. Hapis cezasının onanması sonrası Ozan Güven sessizliğini bozarak basın toplantısı gerçekleştirdi.

Güven'in açıklaması şu şekilde:
"Bunları konuşmanın çok zor olduğu 5,5 sene yaşadım. Sadece bir kadını sevdim ve onunla birlikte olmak istedim. Beni seven ve bana inanan herhangi bir kadının içine azıcık bile bir şüphe düşürdüysem özür dilerim. Ama bir tek senden özür dilemeyeceğim. Çünkü ben sana hiçbir şey yapmadım. Bir kadının ne kadar canı olabilir. Yetmiyor, o kadını tutuyorsunuz saçlarından duvara vuruyorsunuz. Bu da yetmiyor merdivenlerden atıyorsunuz bayılıyor, üzerine su döküyor ayıltıp devam ediyorsunuz. ve kadın evden çıkamıyor. Bunu yapan adamın ne korunmaya ne kollanmaya ne de yüzüne bakılacak bir mahluktur. Kim bunun karşısında olabilir. Kapılar kapalıydı diyor, kapılar açıktı. Ben iddia ettiği hiçbir şeyi yapmadım. Ben bir kadını dövmedim, bir kadına işkence yapmadım. Gözüne ne oldu bilmiyorum, ben yapmadım."
Güven eleştirilerin hedefi oldu!
Güven’in açıklaması sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Güven açıklaması sonrası eleştirilerin hedefi oldu. Birçok sosyal medya kullanıcısı ünlü ismin sözlerini inandırıcı bulmadığını dile getirerek, “Gerçekten mağdur olsaydınız ilk günden hakkınızı arardınız” ve “Masum biri yıllarca sessiz kalmaz” gibi yorumlar yaptı.
Bazı kullanıcılar ise açıklamayı alaycı bir dille ele alarak, “Ne söylediğini anlayan oldu mu?” ve “Oyunculuk yeteneğini burada da sergilemiş” diye yorum yaptı.
Güven’in beş yıl aradan sonra yaptığı bu açıklama, hem davayla ilgili tartışmaları hem de kadına yönelik şiddet konusundaki toplumsal duyarlılığı yeniden gündeme taşıdı.






