İz Tv’de yayınlanan Kolektif Girişimler programının yayın konukları Halka Kooperatifi Koordinatörü Özge Sever ve Turna Kooperatifi ortağı Aslı Kaya oldu. Programda kooperatiflerinin hikayesinden, amaçlarından ve faaliyet alanlarından bahsedildi. Halka Projesinin ortaya çıkış amacı ve kooperatifçilikle bütünleşme sürecini anlatan Sever, “Geçiş korumalı Suriyeli kadınların ve Türkiye’deki kadınların ortak olduğu sosyal girişim modeli ortaya çıkarmaktır. Hem sosyal ürün hem de sürdürülebilir geçim kaynağı alanlarına yönelik model yaratabilme. Bununda yolu sosyal kooperatifçilik ilkeleriyle bir araya getirdiğimiz, bir dizi eğitim güçlenme çalışmalarıyla birlikte kadınların ortak olduğu patronu, çalışanı ve sermayedarı oldukları bir yapı kurabilmek. Dünya Bankası’nın Avrupa Birliği’nden aldığı fonla birlikte finansal desteği Avrupa Birliği sağlıyor. Tek başımıza projeyi uygulamıyoruz. Genç İşi Kooperatif kooperatifçilikle ilgili temel kapasite güçlendirme çalışmalarıyla hizmet sağlayan partnerimiz İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası’da meslek eğitimlerinin verilmesi noktasında kooperatif ortaklarının kapasitelerinin güçlendirilmesi için proje paylaşımımızdır” dedi

Sever, proje faaliyetlerinden ve sürdürülebilirliğin öneminden bahsederek, “Öncelikle saha çalışması yapıyorsunuz. Proje yaratılmadan önce ihtiyaç analizi çalışması yapılıyor. Pek çok kooperatif kurabilirsiniz ama ekonomik anlamda sürdürülebilirliği açısından sektörel araştırma gerektirmektedir. Biz farklı olarak sektör anlamında temizlik sektöründe ihtiyaç tespit ettik ” dedi.

SAĞLIK AÇISINDAN RİSKLİ

Turna Kooperatifi ortaklarından Aslı Kaya, kuruluş amaçlarından ve “Japonya Hükümeti tarafından fonlanan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) projesi yürütülen ve İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’yle koordinasyonu sağlanan kooperatif. Proje kapsamında 10'u Suriyeli, 10'u Türk olmak üzere kadınlarımız ile birleşerek, çeşitli kooperatifçilik eğitimleriyle sayesinde midye dolma üretimi üzerine faaliyet göstererek kooperatif haline geldik. Şu an ürün portföyümüzü geliştirmek üzerine çalışıyoruz. Midye konusuna eğilmemizin sebebi, toplum sağlığı açısından oldukça da riskli bir üründür. Bunun böyle olmak zorunda olmadığını göstermek istedik” dedi.

‘SERTİFİKALARIMIZI ALDIK’

Turna Kooperatifi olarak gerekli kurumlardan tüm belgeleri aldıklarını söyleyen Kaya, “Midye içerisinde bulunduğu ortamdaki mikroorganizmalarla beslenen bir üründür. Eğer içinde bulunduğu su temizse, sağlıklı bir midye yiyebiliyorsunuz. Midye oldukça hassas ve pek çok basamağı olan bir üründür. Ortaklarımızın eline gelene kadar birçok süreçten geçiyor. Temizliğinden de emin olmamız gerekiyor. Ancak bu ürünün sağlıklı bir şekilde yenebilmesi için Tarım Orman Bakanlığı tarafından sertifikalı çiftliklerden tedarik etmemiz gerekiyor. Bu anlamda bizlere öncülük ettiler. Ürünlerimizi bu tesislerden alıyoruz ve tüm sertifikalarımızı aldık “ dedi

UMUDUMUZU KORUDUK

Pandemi koşullarında oldukça zorlandıklarını da belirten Kaya, “Salgın sürecinde ürünlerimizi satın alan işletmelerimizin de kapandığı bir dönemde oldu. Tüketim oldukça düştü ve zor bir dönemi göğüslemek durumunda kaldık. Üretimin azalması tüm kooperatife dahil olan ortakların burayla ilgili planlarının aksaması demek. Bu nedenle kooperatifimizi kapatmak durumunda kaldık. Bu dönemde ileriye dönük plan yaparak ve umudumuzu koruyarak devam ettik” açıklamasında bulundu.

COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLER

Kaya, midye ürünü dışında yeni bir portföyle ürünlerini geliştirdiklerini söyleyerek, “Midye güzel bir faaliyet alanı fakat bunu biraz daha genişletmemiz lazım. Hem içerisinden geçtiğimiz dönem gıda hassasiyetinin geliştiği dönem oldu. Yeni bir projeyle ürün portföyümüzü genişleterek, daha fazla ortağa ulaşmak istedik. Bu nedenle coğrafi işaretli ürünler oldu. Buna ihtiyaç duymamızın sebebi, ürünün geleneğine ve toprağına sadık kalarak, hem nasıl üretildiğinden emin olmak için hem de tüketiciyi korumak için geliştirile sistemdir. Coğrafi işaretli ürünleri seçerek ürün portföyümüze dahil edeceğiz. Kooperatif ortaklarımızda bu sistem içerisinde yer alacak. Paketleme tesisimiz olacak. Ürünler kadın kooperatifi ve küçük üreticilerden tercih edilecek. Markalanarak tüketiciyle böyle ulaşacak ” dedi

Çok kültürlü kooperatifler üzerine de konuşan Sever, “Saha çalışması kısmında elbette ki zorlayıcı kısımları var. Projenin genel amacını her görüşmemizde söylediğimizde kişi kendisine uygun olup olmadığını anlayabiliyor. Durduğumuz noktada toplumsal cinsiyete duyarlı ilerlediğimiz için diğer önyargı ve ayrımcı başlıklarının dışında ortaklık olma, kadınlık deneyimi üzerinden dayanışma kuruluyor.

Editör: Haber Merkezi