İZ GAZETE- İzmir Genç LGBTİ+ Derneği bu hafta ‘Konuşuyoruz’ köşesinde Ozan Yeşiltepe’nin konuğu oldu. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan dernek ofislerinde samimi açıklamalarda bulunan dernek emekçileri derneğin ne zaman kurulduğu ve nasıl örgütlendiklerini, geçtiğimiz yıl kurulan İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu içerisindeki çalışmaları ve Valilik tarafından engellenen İzmir “LGBTİ+ Onur Haftası” etkinlikleri hakkında konuştuk.

Genç LGBTİ+ derneği ne zaman kuruldu? Sizleri biraz tanıyabilir miyiz?

Genç LGBTİ+ Derneği 2016 Nisan’da dernekler müdürlüğüne başvurusunu yaptı. Ağustos ayında kurulma aşamasını tamamladı, Aralık’ta da (ki biz genelde kurulma tarihimizi Aralık diye ifade ederiz) ofisin açılmasıyla derneğin faaliyetlerini aktif hale getirdik. LGBTİ+ gençlerin sorunlarını araştırmak, bu sorunları gündemleştirmek, çözüm önerileri sunmak ve LGBTİ+ gençlere kendilerini ifade edebilecekleri alanlar açmak amacıyla kuruldu. Aktivizmle ilgilenen birkaç kişi bir araya gelip güncel ihtiyaçlarımızı gözden geçirip bir dernek kurmaya karar verdik. Her ne kadar hepimiz üniversitelerin öğrenci topluluklarında faaliyet yürüten insanlar olsak da kentin tamamının bu anlamda bir açığının olması ve hem bu açığı gidermek hem de politika yaparken elimizi güçlendireceğini düşündüğümüzden böyle bir adım attık.

MÜLTECİ ÇALIŞMA GRUBU

 Derneğiniz nasıl örgütleniyor ve ne gibi faaliyetlerde bulunuyor?

Derneğimizin öncelikli çalışma alanını gençler oluştursa da LGBTİ+ hareketini ilgilendiren her konuda çalışma yaptığımız için herkesin örgütlenmesine açık bir gönüllü grubumuz var. Derneğin en işlevsel en geniş katılımlı organı. Düzenli ve sık aralıklarla bir araya geliyor ve faaliyetlerimizi gönüllü toplantılarında planlıyoruz. Katılımı ve katılımın artmasını her zaman önemsiyoruz. Faaliyetlerimize gelecek olursak da öncelikli olarak akran danışmanlığından söz edebiliriz. Yüz yüze, sosyal medya veya telefon aracılığıyla fark etmeksizin, her kim bize nasıl ulaşmayı tercih etmişse o yöntemle verdiğimiz bir hizmet. Onun dışında derneğin bir birimi olan sosyal hizmet çalışma grubumuz, gönüllü avukatlarla ördüğümüz hukuksal mekanizmalara erişim ve destek ağımız ve mülteci çalışma grubumuz var. Bu alanlarda gelen taleplere göre faaliyet gösteriyoruz. Aynı zamanda yaptığımız akran destek grubu olarak işleyen açılma toplantıları ve geçen yıl yaptığımız, bu yıl da yapmak istediğimiz 10 hafta süren çeşitli tematik alanlarda kapasite geliştirmeye yönelik aktivizm okulumuz var. Kurulduğumuz yıldan bu zamana kadar her yıl geliştirerek yaptığımızi LGBTİ+ Gençlik festivalimiz var. Akademik etkinlikler, tartışma ve forumların yanı sıra, çanta boyama, kolay atölyesi gibi daha sosyalleşmeyi destekleyecek etkinlikler yapıyoruz. Aynı zamanda festivalimiz beş gün sürüyor ve kentin tamamını kullanmayı hedefl eyerek her sene biraz daha genişleyerek alanları kullanıyoruz. Ayrıca, LGBTİ+ Gençlik Festivali, drag makyaj atölyesi ve ayrımcılık temalı öğrenci filmlerinden oluşan seçkilerle hem LGBTİ+ görünürlüğünü hem de gençlerin görünür olması için bir dizi etkinlik de içeriyor.

 İzmir Barosunda LGBTİ+ Hakları Komisyonu kuruldu geçtiğimiz yıl. Bu komisyon ile ortak çalışmalarınız var mı?

2017 yılından beri derneğimizin hukuk koordinasyonu aracılığıyla İzmir Barosu ile yakın ilişkiler içerisindeyiz. Komisyon kurulmadan önce hem Genç LGBTİ+ Derneği Hukuk Koordinasyonu hem de Kaos GL Derneği İzmir Barosunda avukatlara ve stajyer avukatlara yönelik pek çok etkinlikler düzenledi. Bu etkinliklerle birlikte İzmir Barosu içerisinde LGBTİ+ hakları alanında çalışmaya, bilgilenmeye ve kendilerini bu alanda geliştirmeye hevesli avukatlarla bir ağ oluşmuş oldu. Bu grubun çağrısıyla toplantılar almaya başlayan avukatlar 2018 yılının sonlarına doğru Baro yönetimine yaptıkları başvurunun onaylanmasıyla resmen komisyon olarak kurulmuş oldular. Komisyonun kuruluşundan itibaren hukuk koordinasyonumuzda yer alan arkadaşlarımız komisyon çalışmalarını ve toplantılarını düzenli olarak takip etmekteler. Toplumsal olaylarda bir araya gelerek ortak hareket ettiğimiz ve sürekli temasta kaldığımız bir kurum olan İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu, İzmir için önemli bir aktör. Ayrıca bu komisyon ülke genelinde bir ilk olma özelliğini de taşımaktadır. İzmir’den sonra Ankara ve Adana Barolarında da LGBTİ+ merkez ve komisyonları oluştu. Bu da oldukça mutluluk verici bir durum. Umarız ülke genelinde daha fazla Baro da LGBTİ+ haklarına ilişkin çalışmalar yürüten birimler oluşur.

 İzmir’de yapılan “LGBTİ+ Onur Haftası” etkinlikleri bu sene ilk kez valilik tarafından yasaklandı. Bu süreç sizi nasıl etkiledi?

 İzmir’de yedi yıldır LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri düzenleniyor. İlk defa 2017 yılında yürüyüş öncesinde bir onur haftası organize edildi ve kentin dört bir yanında çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Bu etkinliklerin gerçekleştirilmesi konusunda da herhangi bir sorun yaşanmadı. Bu yıl da 2. İzmir LGBTİ+ Onur Haftası ve 7. İzmir LGBTİ+ Onur Yürüyüşü organizasyonu için bağımsız bir komite bir araya geldi ve aylar süren hazırlık çalışmalarına başladılar. Hafta etkinliklerinin başlamasına üç gün kala cuma günü mesai bitiminde İzmir Valiliği hafta ve yürüyüş etkinliklerinin yasaklandığını duyuran bir basın bildirisi yayınladı. Bu bildiri yayınlandıktan sonra avukatlarımız aracılığıyla iptal davası açtık. Bu süreçte polisler etkinliklerin düzenleneceği mekanlara gidip etkinliklerin gerçekleşmesi halinde müdahale edeceklerini söylediklerine dair çeşitli duyumlar aldık. Bu süreçte İzmir Barosu da yayınlanan yasak kararına karşı iptal davası açtı. Hafta ortasına doğru mahkemeden etkinliklerin yasaklanmasına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı çıktı ancak yürüyüş için yasak devam ediyordu. Yasağın kaldırılmasına rağmen polisin bazı etkinlik mekanlarına gidip etkinliğe engel olmaya çalıştığına dair duyumlar da aldık ancak mahkeme kararı gösterilerek etkinlikler gerçekleştirildi.

ONUR YÜRÜŞÜ’NDE ABLUKA

Yürüyüş günü için komite basın açıklaması kararı almıştı. Mahkeme kararına göre basın açıklaması yapılmasına dair bir engelleme ya da yasaklama söz konusu değildi. Avukatlar aracılığıyla emniyetle yapılan görüşmelerde de basın açıklaması yapılacağı bildirilmiş ve sözel olarak emniyetin basın açıklamasına müdahale etmeyeceği bilgisi alınmıştı. Basın açıklaması günü geldiğinde güvenlik güçleri Kıbrıs Şehitleri caddesini dört bir yandan abluka altına almış, alana kimseyi almayacağını ve toplanmanın yasal olmadığını söyleyen anonslar yapılıyordu. Uzun süren görüşmeler sonucunda avukatların da araya girmesiyle güvenlik güçlerinin kitleyi topladığı bir noktada basın açıklaması yapılmasına izin verdi. Basın açıklaması sonrası kitleye dağılması için gösterilen alanda kitleye biber gazı ile müdahale edildi. Bu müdahale sonucu dağılan kitle üçe bölünerek Alsancak’ın değişik bölgelerine dağıldı. Kitlenin büyük bir bölümü müdahalenin yönü nedeniyle de Alsancak kordona kaçmak zorunda kaldı. Kaçtığı yerde çimlerde oturup, gazdan etkilenen yahut arkadaşlarını kaybettiği için bir araya gelen insanlara da polis aynı sertlikle müdahalede bulunarak 20 katılımcıyı gözaltına aldı. Barodan avukatların da girdiği uzun ifade verme sürecinden sonra da gecenin bir yarısı arkadaşlarımız serbest bırakıldı. 2019 İzmir Onur Yürüyüşü de böyle bir süreçten geçmiş oldu.

Editör: Haber Merkezi