İz Dergi’den Foça ile ilgili bir sayıda yer almak üzere yazı talebi geldiğinde düşünmeden kabul ettim. Sorunların bir idari sınır çerçevesinde düşünülemeyeceğini ve bir ekosistem sorunu olarak ele alınabileceğinden hareketle iklim krizi önümüzdeki dönemde en önemli ve hayati bir sorun olarak orta yerde duruyor. Söylemde gündeme gelmesi dışında eylemde henüz harekete geçilmediği için Foça sayısına genel bir değerlendirme yapılmasını uygun gördüm.

Foça, 5 bin yıllık geçmişi ile tarihe ışık tutan arkeolojik eserleri, ovalarında yapılan tarımı, kısmen hayvancılığı ve önemli bir balıkçılık merkezi olmasının yanı sıra doğal güzellikleri ve adaları ile eşsiz bir yerleşim yeridir. Bundan dolayı da 16 Özel Çevre Koruma Bölgesi’nden biri olma özelliği taşımaktadır. Foça, Yeni Foça arasında benzersiz koyları bugüne kadar korunabilmiş çok değerli bir sahil şeridi oluşturmaktadır.

Güneyinde Kütahya Murat Dağı’ndan doğup üzerindeki sanayi tesisleri ile en konsantre kirlilik yoğunluğuna ulaşarak Foça sınırları içinden geçip denize ulaşan Gediz Nehri, kuzeyinde Aliağa ağır sanayi (kirlilik ÖLÜM) bölgesi olmak üzere iki felaket arasında sıkışmış şirin bir turizm, tarım ve balıkçılık ilçesi Foça…

İzmir’in kuzey aksında çevresel bakımdan oynanan kirli oyunlara kurban edilmek istenen Foça, ormanlarının içine dökülen 200–300 milyon tonu bulduğu bilim insanları tarafından ifade edilen cüruf, tufal ve baca tozlarından oluşan tehlikeli atık dağları ile çaresiz ve sahipsiz durumdadır. İzmir’in akciğerleri olan Foça ormanlarının ortasındaki su havzası olan Kozbeyli, Yeniköy, Ilıpınar üçgenindeki Gölyüzü mevkii son yıllarda çıkan orman yangınlarından da ciddi şekilde etkilenmektedir.

12 Ağustos 2021 tarihinde çıkan son yangın, yerleşim yerlerine 500 metre kala kontrol altına alınabilmişti. Kapasitesini çoktan doldurmuş olmasına karşın hem merkezi hükümet hem de  yerel yönetimler ne yazık ki üç maymunu oynamaktadırlar!

‘KRİTİK EŞİK AŞILDI’

Çevresel kirlilik bakımından kritik eşiklerin aşıldığı ve kuzeyli rüzgârların etkisi ile Aliağa sanayi kaynaklı kirlilikten birinci derecede etkilenmekte ve durum giderek ağırlaşmaktadır.

Aliağa, 60 Anayasası ile sanayi bölgesi ilan edilmiş ve yıllar içinde kapasitesini doldurarak canlı yaşamını tehdit eder hale gelmiştir.

Aliağa bölgesinin 2 adet rafineri, petrokimya tesisleri, tehlikeli gemi söküm tesisleri (Dünyada benzer 5 merkezden biri ki diğerleri Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Çin), LPG dolum tesis ve depoları, LNG tesis dolum ve depoları, limanlar, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sık olmayan ve geri kalmış ülkelere dayatılan katma değeri düşük ark ocaklı ve indüksiyon ocaklı demir çelik tesisleri, haddehaneler, ithal ve yerli hurda depoları, ithal kömür depoları, demir çelik yan sanayi işletmeleri, kimya sanayi, taş ocakları, gübre ve yem sanayi tesisleri, doğalgazlı ve ithal kömürlü termik santraller, denizde meydana gelen kaza ve ihmallerden oluşan petrol kirliliği ve hiç hak etmediği şekilde Foça sınırları içine dökülen cüruf, tufal ve baca tozlarından oluşan cüruf dağları gibi irili ufaklı 3 bin ticarethanenin bitişiğindeki Foça, son günlerde ciddi boyutta gürültü ve hava kirliliğine maruz kalmaktadır. Kümülatif etki değerlendirmesi olmadan, toplumsal maliyet göz ardı edilerek fütursuzca gelişen bir ölüm bölgesi yanında olmanın tüm olumsuzluklarını yakından hissetmektedir.

‘KYME YOK SAYILIYOR!’

Bütün bu sanayi alanı ne yazık ki 3 bin yıllık KYME Antik Kentini yok sayarak yok etmektedir. Oysa onursal kazı heyeti başkanı KYME için EFES ve BERGAMA’yı geçebilecek bir antik kent olarak tanımlamıştır.

30 YILLIK MÜCADELE 

Bu olumsuz durum karşısında yıllardır Foça’da yaşayan yaşam savunucuları olarak, önemli bir mücadele örneği ile bu kötü gidişe son verilmesini, artık bölgenin yeteri kadar kirlendiğini ve kapasite artışı dahil yeni hiçbir tesise izin verilmemesini ve mevcut tesislerin de rehabilite edilmesini önere geldik.

Foça’nın ve Aliağa’nın çevre mücadelesi 1988 yılından başlayarak 30 yılı aşkın bir zamandır devam etmektedir. Türkiye’nin ilk ve en büyük eylemi olarak bilinen insan zinciri 6 Mayıs 1990 günü İzmir’den başlayıp Karşıyaka’da yoğunlaşarak Foça Gencelli’ye kadar uzanmıştı, zamanın yerel yöneticileri halkla el ele kol kola bu önemli mücadelede yer almışlar, dönemin Yeşiller Partisi üyeleri ve her düşünceden halkın katılımı ile büyük bir tarih yazılmıştır. O dönemde yapılmak istenen ithal kömürlü termik santrale karşı İzmir basınının da destek vermesi  ayrıca önemli bir tespittir. Bu büyük ve önemli bir mücadele olup termik santral projesi, halkın tepkisi üzerine dönemin hükümeti tarafından iptal edilmek zorunda kalmış ve 1992 yılında Danıştay kararı ile taçlandırılmıştır.

MİTİNGLER YAPILDI

2000’li yılların sonlarına doğru yeniden iştahlanan sermaye termik santral konusunu yine gündeme getirmiş ve mücadele kaldığı yerden yeni yaşam savunucularının bayrağı devralması ile başlatılmıştır. Bu mücadeleye Ege’de bir çatı örgütü olan EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu) önemli katkılar sağlamış, yerelde de FOÇEP (Foça Çevre ve Kültür Platformu) ve Aliağa Demokrasi Platformu sahip çıkmıştır. 2010 yılında davalar açılmış Gölyüzü mevkiinde cüruflara karşı basın açıklaması ile hareketlenmiş ve 2012 yılında yine bir 6 Mayıs günü Aliağa meydanında büyük bir miting gerçekleştirilmiştir.

80’İ AŞKIN OMUZDAŞ DESTEĞİ

Bir yandan davalar devam ederken bir yanda da mücadele çeşitli eylem ve etkinliklerle sıkı bir şekilde sürmüştür. 15 Mayıs 2016 tarihinde 14 ülkede eş zamanlı yapılan “Kömürden Kurtul, Geleceği Kurtar” teması ile Foça Gölyüzü cüruf alanı etkinliği Türkiye ekoloji mücadelesinde önemli bir çevre eylemi olarak tarihe geçmiştir ve bu vahşete son verilmesi talep edilmiştir. 80’i aşkın omuzdaşın destek verdiği eylem yerelde Foça Belediyesi ve Foça’da faaliyet gösteren FOÇEP (Foça Çevre ve Kültür Platformu) ile FOÇA FORUM önderliğinde gerçekleştirilmiştir.”

Son dönemlerde ise Foça sınırları içerisinde kurulmak istenen birçok enerji üretim girişimleri de açılan davalar, halkın tepkisi ve STK’lar (FOÇA FORUM, YENİFOÇA FORUM, FOÇA BARIŞ KADINLARI, FOÇEP VE FOÇA BELEDİYESİ) ile bertaraf edilmiştir. Halen faaliyette olan bir biyogaz tesisi için de tespit davası açılmış ve halen derdest durumdadır.

Yerel yöneticilerin de destek verdiği bu engellemeler çoğunlukla başarı sağlamasına karşın Foça’nın en önemli çevre sorunu olan Gölyüzü cüruf alanı konusunda her hangi bir somut girişim olmaması düşündürücüdür. Yetki sahibi yerel yönetimlerin çözüm konusunda sorunu görmezden gelmeleri kabul edilemez. Radikal bir çözüm için her türlü yetkiye sahip olmaları eylem birlikteliğinin yanı sıra çözüm odaklı harekete geçmelerini zorunlu kılmaktadır.

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAMI SAVUNALIM

Sorunun genel olarak tespit edilmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi himayesinde kurulmuş olan komisyon 16 ay sürecek önemli bir çalışmanın içerisindedir. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, TUBİTAK MAM yanı sıra İlgili TMMOB odaları, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, ilgili idareler, meclis üyeleri  ve STK temsilcisinden oluşan komisyon hava, toprak, su ve deniz suyu üzerine yoğunlaşmış bilimsel çalışmalarına devam etmektedirler. Umalım ki bu rapor sonucunda fütursuzca ve vahşice gelişen sanayi konusunda Aliağa ve Foça bölgesinde yaşanan olumsuz etkiler son bulsun.

İklim krizi yakın gelecekte tüm dünyanın önünde duran ve çözüm konusunda derhal harekete geçilmesi gereken dev bir sorundur. Sürdürülebilir kalkınma adına zenginleşmeyi öne çıkaran yaklaşımlar yerine sürdürülebilir yaşamı savunmalıyız; temiz hava, temiz su, temiz toprak para ile satın alınamaz.

İklim krizinin etkisi ile Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’den geçirildiği şu günlerde samimiyetle mücadele etmek de gerekir. Ekoloji ve iklim krizine sürekli dikkat çeken, stratejik planda iklim değişikliğine önemli bir yer ayıran, İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı ihdas eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı 7 Ekim 2021 günü Encümen kararı ile Gölyüzü cüruf alanını kapatarak önemli bir aşama gerçekleştirmiştir. Gerekçeli kararda bizlerin yıllardır dile getirdiği tehlikeler açıkça belirtilmiştir. Şimdi bu kararın uygulanması için aynı kararlılıkla takipçisi  olacağız. Foça ormanlarının kurtarılması anlamına gelen bu kararın uygulanması İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer ve yerelde Foça Belediye Başkanı Sayın Fatih Gürbüz için ‘samimiyet testi’ olacaktır. 

GÖLYÜZÜ CÜRUF ALANI TEMİZLENMEDEN FOÇA, ALİAĞA TEMİZLENMEDEN İZMİR TEMİZLENEMEZ!

Sevgi ve dostlukla güzel günlerde görüşmek üzere Foça’dan sımsıcak sevgiler…

Editör: Haber Merkezi