ÖMER DİNÇ/ İZ GAZETE- Tiyatronun sadece merkezde değil, kenar mahallelerde ve köylerde de olması gerektiği anlayışıyla Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminde Tunç Soyer tarafından Ulamış ve Ürkmez'de başlatılan köy tiyatroları serüveni büyüyor… Şimdilerde, İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatrosu Birimi çatısı altında kentin dört bir yanına yayılmaya devam eden köy tiyatrolarının önemini birim sorumlusu ve tiyatro yönetmeni Vedat Murat Güzel ile konuştuk.

Yönetmen Güzel; köy tiyatrolarının toplumsal kazanımını, Ulamış Köy Tiyatrosu’nun en yaşlı oyuncusu Ayşe teyzenin, “Eskiden köy kahvesinin önünden geçemezdik. Şimdi kahvenin içinde tiyatro oyunu oynuyoruz” sözleriyle anlatıyor.

köy tiyatroları (7)

İki büyük isim unutulmaz

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde başlayıp 10 Nisan’a kadar sürecek, Hülya-Özdemir Nutku Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali kapsamında bu söyleşiyi gerçekleştiriyoruz. Bu festival şehrimiz ve tiyatromuz için ne ifade ediyor?

Festivaller bir şehrin özellikle sanat alanında bel kemiği. Farklı performansları aynı anda takip edebilmek, beklenilen performansları izlemek adına çok kıymetli. Festivale dahil olan ekipler için de seyircisiyle buluşmak, farklı kültürden insanlarla buluşmak adına çok önemli. Değerli başkanımız Tunç Soyer de festivalleri çok önemsemekte. Özellikle şehrimizde yapılan Hülya-Özdemir Nutku Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali, kentimiz için çok önemli. Özellikle Türk tiyatro tarihine büyük ve unutulmaz katkıları olan, İzmir’de güzel sanatlar fakültesini kuran hocalarımız Hülya – Özdemir Nutku adına düzenlenen bu festival tiyatro seyircisi için çok değerli. Gerek İzmir’de bulunan tiyatroları görüp onları tanıyabiliyoruz gerekse uluslararası oyunları izleme fırsatı buluyoruz. Biz de Köy Tiyatroları olarak festivallere katılmayı çok önemsiyoruz. İzmir’in farklı seyircileriyle buluşmak, kendimizi onlara tanıtmak, köy tiyatrolarının tanınmasını sağlamak, yaptığımız güzel işlerden kentin haberdar olmasını ve farklı kültürleri, yaşam şekillerini göstermek adına çok önemli.

köy tiyatroları (4)

Köy Tiyatroları Türkiye’ye yayılmalı

İzmir Köy Tiyatroları kazanımını nasıl değerlendirirsiniz peki? Bu hikâye nerede başladı ve hangi noktaya geldi?

Köy Tiyatroları serüveni; sanatı, insanı, köylüyü, üretimi, genci, çocuğu değerli kılmış başkanımız Tunç Soyer'in Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminde, çalışmaların sadece merkezde değil, kenar mahallelerde ve köylerde de olması gerektiği anlayışıyla Ulamış ve Ürkmez'de başladı. Buralardan dönüşler o kadar başarılı ve o kadar güzel oldu ki çok hızlı meyvelerini toplamaya başladık. Yurtiçi ve Avrupa turneleri, “Yılın En Başarılı Anadolu Tiyatrosu” ödülü, ulusal ve uluslararası festivallerden  gelen davetler, ‘biz de yapalım’ diyen köyler... Değerli başkanımız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmesiyle Türkiye 'de bir ilk olarak İzBB Köy Tiyatrosu birimini kurdu. Çalışmalara hemen başladık. 2 köyde başladığımız çalışmayı İzmir'in dört bir yanına yaygınlaştırmaya çalıştık. Bergama'dan Ödemiş'e, Çeşme'den Menderes'e kadar 9 farklı noktada çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Oyunculuk ve dans-ritim eğitimleriyle haftada 2 gün köylerde oluyoruz. Oraların kültürünü tanıyoruz ve elimizden geldiğince birlikte tanıtıyoruz. Amacımız ve vizyonumuz, köylülerin kendi farkındalıklarını arttırmak, yaptıkları işlerde sanat gözlerini açmak, üretimlerini arttırmak, kendi kültürlerini kendi yaşam biçimlerini yaşatmak, unutulmaya yüz tutmuş hikayelerini gün yüzüne çıkartıp gelecek nesillere aktarmak, ‘doğduğun yerde doy’ felsefesini benimseyip doğdukları yerde sanata da doymalarını sağlamak.... Tüm bunlar için çalışmalarımızı hızla ve keyifle devam ediyoruz. Hedefimiz mayalanarak çoğalmak bu çalışmaları Türkiye geneline yaymak... Tüm bu çalışmaları görünür kılmak için festivallere katılıyoruz, tohum takas şenliklerinde, önemli günlerde İzmir’in farklı yerlerinde kurulan üretici pazarlarında sokak performansları yapıyoruz, kendi yaşam şekillerini yansıtan performanslar sergiliyoruz. Oynadığımız oyunlar köy seyirlik oyunlar... Fazla dekoru olmayan, kendi hikâyelerinden oluşan sıcak, samimi sahne, sokak ya da meydan fark etmeksizin her yerde sahnelenecek oyunlar oynuyoruz. Tüm bu imkânlar elbette sanatçı başkanımız Sayın Tunç Soyer sayesinde. Aynı zamanda değerli eşi Neptün Soyer’in emekleri de yadsınamaz. Sayın başkanımıza ve kıymetli eşine tüm katılımcılar ve ekibim adına çok teşekkür ediyorum.

Festivalde biz de varız

İzmir Köy Tiyatroları’nın festivaldeki oyunlarından bahseder misiniz? Seyirciyi neler bekliyor?

İzBB Köy Tiyatroları olarak 41. Hülya - Özdemir Nutku Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali'ne 4 köy ve 4 oyunla katılıyoruz. 

30 Mart Perşembe akşamı saat 21.00’da Yeşilyurt Mustafa Necati Kültür Merkezi'nde Ulamış Köy Tiyatrosu "Köyden İndim Şekspire" adlı oyunu,

1 Nisan Cumartesi günü saat 14.30’da Bostanlı Vapur İskelesi Önünde Germiyan Köy Tiyatrosu "Köyün Yolu" adlı oyunu,

2 Nisan Pazar günü Agora Açık Hava Sinemasında saat 14.30’da Ürkmez Kadın Tiyatrosu "Zeytine Sadakat" adlı oyunu,

5 Nisan Çarşamba günü Kültürpark Kaskatlı Havuz Önünde saat 13.00’da Foça Yenibağarası Köy Tiyatrosu "Tiyatroya Merhaba" adlı oyunlarını oynayacaklar.

Tüm seyircilerimizi keyifli zaman geçirmek, köy tiyatrolarına destek olmak için bekliyoruz. Üretimin yanında olmak, üretenin yanında olmak, değişik kültürleri tanımak adına bizleri yalnız bırakmamaları en büyük isteğimiz.

köy tiyatroları (8)

Kendi kendine yeten bir tiyatro

Bu süreçte köy tiyatroları olarak sanatsal anlamda nasıl kazanımlar elde ettiniz, umut veren gelişmeler yaşandı mı, örnekler verebilir misiniz?

Sürdürülebilirlik yaşamın her alanında çok önemli. Köy tiyatrolarında sanatla tanışan sonrasında bu ışığı sürdüren gençlerimiz var. Sürdürebilir tiyatro anlayışıyla tiyatro için gerekli her şeyi kendi içimizde oluşturmaya başladık. Dekorumuzu kostümümüzü, kendimiz yapıyoruz. Müziklerimizi oyuncularımız yapıyor. Klibimizi ve kısa filmimizi bir oyuncumuz çekti. Ve şimdi de oynadığımız oyunu yine bir oyuncumuz yazdı. Böylelikle kendi kendine yetebilen kendi içinde bir şeyi yapılandırmayı öğrenen ve bunu ortaya koyan ekipler oluştu. Köylerin duvarlarını yine köylülerimiz, tiyatro resimleriyle, sözleriyle renklendirdi. Sanatın her türlü rengiyle yapabilirlikleri dahilinde köylülerle sanat üretimini gerçekleştirdik. Ulamış Köy Tiyatrosu’nun hikâyesini filme alan oyuncumuz Berkay Taşkan’ın filmi tüm dünyayı dolaştı. Yine ilk başladığımız ekiplerden olan Ürkmez Kadın Tiyatrosu ‘’Yılın En Başarılı Anadolu Tiyatrosu’’ ödülünü aldı ve Ulamış Köy Tiyatrosu’yla beraber Avrupa turnesine çıktılar. Köylerinde, ailelerinde, kendi gelişimlerinde sağladıkları farkındalıkları gördükçe, sanatın toplumu nasıl iyileştirdiğini gözler önüne serdiğini düşünüyoruz, bu da çok önemli bir kazanım. 

Görmezden gelmeyin

İzmir seyircisine bir çağrınız olur mu?

Ulamış Köy Tiyatrosu’nda oyuncu olan en yaşlımız Ayşe Teyzemiz, “Eskiden köy kahvesinin önünden geçemezdik. Şimdi kahvenin içinde tiyatro oyunu oynuyoruz” diyor. Bu çok önemli bir kazanım… Bu özgüveni kazandırmak değişimi başlatmak oldukça zor. Bunu gönüllülük esasında samimiyetle içtenlikle ve büyük bir gayretle yapıyorlar. İzmir seyircisinden isteğimiz; bunu görmezden gelmemeleri…

Sanata ve sanatçıya destek verenler sayesinde, çekingen, içe kapanık, kendini bu yönde geri çeken gençlerin her zaman bu konuda yolunu açmayı hedefliyoruz. Sanatla ve sanata değer katan bireylerin, internetten, kahvelerden ve sosyal yaşantıyı kısıtlayan her yerden ve her şeyden uzaklaşıp verilen fırsatlar içerisinde bu yolda ilerlemelerini ve daima onlara destek olacağımızı bilmelerini istiyoruz. Ve maalesef ki günümüzde kendini ifade edemeyecek durumda olan gençlerimiz var. Onlara sanatın her alanıyla ilgilenmelerini tavsiye ediyoruz. Çünkü tiyatro iyileştiricidir. Değerli Başkanımız Tunç Soyer ile birlikte söylediğimiz gibi ‘’Sanata Bulaşan Ellerde Kir Barınmaz’’.

Editör: Duygu Kaya