‘Aziz İhsan Aktaş’ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tahliyesine karar verildi. Özer, cezaevi önünde açıklamalarda bulundu.

Ahmet Özer'in ilk açıklaması şu şekilde:
"YÜREĞİMİN YARISINI İÇERİDE BIRAKTIM"
“Öncelikle basın mensubu arkadaşlara ve beni karşılamaya gelen bütün dostlarıma teşekkür ediyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi, 1 yıl 10 gün sonra dışarıdayım. Tabii, dünyanın en güzel şeyi özgürlüktür ama maalesef ben bugün özgürlüğün sevincini tam olarak yaşayamıyorum. Çünkü yüreğimin yarısını içeride bıraktım. Başta İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere, Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar ve ilçe belediye başkanlarımız ile diğer dostlarımız, arkadaşlarımız içerideler.
O nedenle ben bu özgürlüğün sevincini bugün tam olarak yaşayamıyorum. Özellikle de bugün İBB ile ilgili iddianamenin de kabul edilmesi ve yayımlanmasıyla ortaya çıkan tablo, üzücü bir tablo olarak karşımıza çıktı. Ülkemizin içinden geçtiğimiz süreçte hukuka, demokrasiye ve hukuk güvenliğine ihtiyacı var. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesine büyük ihtiyacımız var.
Bu aynı zamanda, seçilmişlerin ve belediye başkanlarımızın tutuksuz yargılanabileceği bir ortamın da ilk göstergesi olmasını diliyorum benim tahliyemin.
Daha sonra bu işleri uzun uzun konuşacağız. İlk söylemek istediğim bu.
"EN BÜYÜK ÜZÜNTÜLERİMDEN BİRİ, DIŞARIDA OLUP BU SÜRECE YETERİNCE KATKI VEREMEMİŞ OLMAMDI"
İkinci olarak, bir barış sürecinin içinden geçiyoruz. En büyük üzüntülerimden biri, dışarıda olup bu sürece yeterince katkı verememiş olmamdı. Bugün ve bugünden sonra umarım bunu ziyadesiyle yapacağım. Bu sürece vermiş olduğu samimi ve içten desteklerinden dolayı özellikle Sayın Devlet Bahçeli’ye burada teşekkür etmek istiyorum. Aynı şekilde, Sayın Feti Yıldız’ın hem hukuk güvenliğine duyulan güvenin artması için yapmış olduğu hukuki açıklamalar da içerideki insanlar için özellikle önemli dercede büyük bir rol oynadı.
Bunların da aynı zamanda pratikte işlevsel olmasını diliyorum.
"UMUYORUM Kİ İLK FIRSATTA HAK VE HUKUK TECELLİ EDECEK"
Üçüncü olarak, ben ve benimle beraber 10 Esenyurt personeli — başkan yardımcıları, müdürler ve çalışanlarım — aynı zamanda tutuklanmıştı. İki üç arkadaşım benimle birlikte tahliye oldu ama kalp hastası olan Başkan Yardımcısı İbrahim Halil Çalış başta olmak üzere müdürlerimiz ve çalışanlarımız içeride kaldılar. Bundan dolayı da sevincimi tam olarak yaşayamadım. Umuyorum ki ilk fırsatta hak ve hukuk tecelli edecek.
Bu çalışanlarımız da, İBB çalışanları da, belediye başkanlarımız da özgürlüklerine kavuşacaklardır. Tabii bir üzüntüm de şu: Ben Esenyurt’ta 7 ay boyunca — ki Esenyurt halkı da bunu bilir — son sürat çalışırken, Esenyurt’umuzu 21. yüzyıla yakışır bir kent hâline getirmeye çalışıyordum. Birden bire bu operasyonla önümüzün kesilmesi, beni Esenyurt’a hizmet etmekten alıkoydu. Bir üzüntüm de buydu. Ben içerideyken ya da mahkemelerde savunma yaparken, aynı zamanda bunları Esenyurt halkı ve seçmeni adına yaptım.
"GELECEĞE, ÖZGÜRLÜĞE, EŞİTLİĞE VE ADALETE DAİR UMUTLARIMIZ HEP DİRİ KALIYOR VE DİRİ KALACAK"
Hem seçimin, hem seçilenin hem de seçenin iradesinin demokratik kurallar içerisinde bundan sonra gasbedilemeyeceği, aksine tecelli edeceği günlere doğru gitmemiz gerekiyor. Benim, Esenyurt halkının, kayyum atanmış Şişli’nin ve bizimle beraber 14 diğer belediyenin… Ki biz Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk; umarım olumlu bir karar çıkar. Bundan sonra ülkemizin bu barış sürecinde, aynı zamanda bu irade gasbına da son vereceğini ve barış ile demokrasi içerisinde, hukuka dönülen bir ortamda hep birlikte ülkemizi güzel günlere taşıma konusunda bir çaba içinde olacağımız günlerin gelmesini diliyorum. Bu çerçevede içerideki arkadaşlarıma selam yolluyorum. Başkanımızın eşi Dilek Hanım da direnciyle, dirayetiyle burada hep bizimle birlikte oldu. Aynı zamanda bir teşekkürü de avukatlarıma yapmak istiyorum. Birlikte bu mücadeleyi göğüsledik. En önemli teşekkürümü sona bıraktım: Bu sürecin kahramanı olan kızıma… O sadece benim için değil, içerideki herkes için çaba sarf etti. Bundan sonra da sarf etmeye devam edecek. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize teşekkür ediyorum. Ayrıca bu sürecin bir yılmaz savunucusu İl Başkanımız Özgür Çelik'e teşekkürlerimiz sunmak istiyorum. Son teşekkürümü de, bu sürecin cesaretle ve dirayetle savunuculuğunu yapan, bizim umudumuzu yeşerten Genel Başkanımıza yapmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki — sözlerimi şöyle sonlandırmak istiyorum — bu içeriden çıkışın ilk gününde buruklukla sevinç iç içe geçmiş durumda. Şöyle bitirmek istiyorum: Özgürlük ve demokrasi mücadelesi, bir insanın en onurlu mücadelesidir. Böyle zor dönemlerde bedelleri oluyor. Bu bedelleri ödemekten geri durmayanların sayesinde, geleceğe, özgürlüğe, eşitliğe ve adalete dair umutlarımız hep diri kalıyor ve diri kalacak. Ülkemizin refah ve barış içinde yaşaması için elimizden gelen çabayı sarf edeceğimizi bilmenizi istiyorum. Hepinize teşekkür ediyorum"



