YAĞIZ BARUT/ İZ GAZETE- İz Televizyonu’nda yayınlanan Bülent Kepenek ile Emek Dünyası programının bu haftaki konusu 9’uncu yıl dönümü nedeniyle ‘Gezi Direnişi’ oldu. Geçtiğimiz gün AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi’yi hedefine alarak milyonlarca yurttaşa yönelik sarf ettiği, ‘Bunlar sürtük, vandal, eşkıya, terörist’ hakareti de programda tartışıldı.

Programın konukları ise İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal ve İZ Medya Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal oldu.
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel’in ‘sürtük’ hakaretini sahibine aynen iade ettiğini söylemesi ise programa damga vurdu.

‘ASIL VANDALLIK…’

Cumhurbaşkanı’nın bugüne kadar ettiği küfürlerden bir kitap yazılabileceğini ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yurttaşlarına bu kadar ağır hakaretlerle konuşan bir başka Cumhurbaşkanı görülmediğini vurgulayan Başkan Özkan Yücel, “Cumhurbaşkanı’nın ‘vandallık’ dediği Gezi’de insanlar ekmeğini bölüştü. Tüm inançtan insanlar; gitarlarıyla, piyanolarıyla, sevgileriyle, emekleriyle Gezi’ye çıktılar ve her biri birbirinin inançlarına saygı gösterdi. Gezi’de birlikte yaşamanın bir ortamı sağlanmıştı. Gezi’de asıl vandallık kolluk kuvvetleri insanlara saldırdığında ortaya çıktı. Gezi’deki tüm şiddet görüntülerinin sebebi; kolluk kuvvetlerine verilen baskı ve şiddet emridir. Bu yüzden de asıl vandallığı görmezden gelip insanları vandallıkla suçlamaktan daha art niyetli bir tavır yok! Ben de Gezi’deydim ve bugün Cumhurbaşkanı hepimize ‘Sürtük’ diyor. Bu lafı sahibine aynen iade ediyorum. Gezi’ye çıkan her yurttaş protesto hakkını özgürce kullanma hakkına sahiptir. Buna bir yandan şiddetle, vandallıkla karşı çıkacaksınız bir yandan da 9 yıl sonra insanlara hakaretler edeceksiniz. Bu ülkede hangi görevde bulunursa bulunsun, hangi mevkide olursa olsun kimsenin yurttaşa küfür etmeye hakkı yoktur. Yani Cumhurbaşkanına hak, yurttaşa yasak mı? Gezi’den bir suç çıkarmaya hiç kimse kalkmasın, Gezi’de bir suç arıyorlarsa; insanlarımızı öldüren kolluk görevlilerine ve onların izin verdiği eli sopalı, palalı sivillere baksınlar” diye konuştu.

ÇOK KORKUYORLAR

Cumhurbaşkanının Gezi’yi hedefe almasının nedenlerine değinen Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal ise, “Çok büyük bir korkuları var. Gezi’de yeni bir yaşamın nüveleri başlamıştı ve iktidarı asıl korkutan da bu. Yeniden aynı nüvenin açığa çıkabileceğini düşündükleri için sürekli Gezi’yi ötekileştiren, toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışan bir tutum sergiliyorlar. Çünkü Gezi’deki damar hâlâ yaşıyor. Tabii bu noktada bir Cumhurbaşkanı nasıl olur da Anayasal haklarını kullanan yurttaşlara böyle hakaretler edebilir diye de düşünüyoruz. Ancak biliyoruz ki ‘Camide bira içtiler’ yalanının onlarca kez öne sürülmesinde olduğu gibi dini hassasiyetleri olan yurttaşları bir arada tutma argümanı olarak görüyorlar, bunu bir kozmuş gibi kullanmaya çalışıyorlar” dedi.

‘KENDİNE YAKIŞANI YAPTI’

Gezi Direnişi’ne katılan yurttaşlara yönelik söylenen çapulcu söylemlerinden sürtük, çürük, vandal gibi giderek hakaret dozajını arttıran söylemlere geçilmesini değerlendiren TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir da, “Cumhurbaşkanı kendine yakıştığı gibi davranıyor. Köy kahvesinde bile böyle konuşulmaz. Sorun bu üslubun ülkeyi yönetiyor oluşunda. Bunu bildiğimiz için de Gezi bu ülkenin yaşadığı en haklı, en onurlu toplumsal itirazıdır diyoruz. Gezi sanıkları olarak bilenen arkadaşlarımız resmen tutsak durumdalar. Hiçbir hukuka uymayan gerekçelerle tutsak edildiler. İktidar elindeki yargı kozuyla Gezi’yi mahkum edeceğini, terörize edeceğini sanıyor. Bizler arkadaşlarımızın ve Gezi’nin onuruna sahip çıkıyoruz, Cumhurbaşkanının söylediklerini önemsemiyoruz. Sen halka ait Gezi Parkı’nı alıp ranta çevireceksin, sonra da buna karşı çıkan insanları düşman ilan edeceksin, asıl edepsizlik, saygısızlık ve suç budur” ifadelerini kullandı.

‘KAYGILANIYORUZ’

İz Medya Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal ise medya üzerindeki baskıya da dikkat çekerek, “Cumhurbaşkanı milyonlara ‘sürtük, çürük, vandal, eşkıya’ dedi, İzmir Barosu başkanımız Özkan Yücel de bu hakaretleri aynen sahibine iade etti. Şimdi ben kaygılanıyorum; acaba biz bu cümleleri yayınlarsak suç işlemiş sayılır mıyız diye! Öte yandan ana muhalefet partisinin lideri Kılıçdaroğlu’nun iddialarını yayınlayan 5-6 tane TV kanalı vardı, onlara RTÜK eliyle cezalar kesildi. Ancak Cumhurbaşkanının hakaretini tüm TV kanalları yayınladı. Şimdi ne olacak, bu suç değil mi? RTÜK bir yaptırım uygulamayacak mı? Açıkça söylemem gerekirse; adaletsizlikler karşısında bugün yaşadığımız bu ruh halini Gezi’nin başlamasından önceki birkaç aya benzetiyorum. İktidarın yönetme aklının, yönetememe nedeniyle depresyonda olduğunu düşünüyorum ve o yüzden saldırganlaştığını düşünüyorum” diye konuştu.

‘PLANLI YAPIYOR’

Erdoğan’ın bir öfkeden kaynaklı değil ‘planlı’ bir şekilde toplumu gerdiğini ifade eden Aykut Akdemir, “Cumhurbaşkanı 20 yıldır yönetici. Bu ülke 20 yıldır algıyla yönetiliyor. Birileri bir yerlere pas atıyor, gerginliğin dozajı arttırılıyor ve arkasından başka şeyler geliyor. 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra yaşadığımız şeyleri hatırlayın. Cumhurbaşkanı neden Gezi’yi bizden daha çok gündem yapmaya çalışıyor. Normal koşullarda konuşmayarak Gezi’yi gündemden düşürebilir” şeklinde konuştu.

‘SOKAĞA İHTİYAÇ VAR’

Necip Vardal ise Akdemir’in sözlerine ek olarak şunları söyledi: “İktidarlar, iki şekilde toplumu yönetir. Ya bir rıza yönetimi kullanırsınız ve toplumun önüne yeni bir hikâye koyarsınız ya da zor aygıtlarını devreye sokarak yönetirsiniz. Ancak bütün totaliter yönetimler, iktidarlarının sonlarına doğru daha çok baskı ve şiddeti kullanırlar. Buna karşı ise bugün tıpkı Gezi’de olduğu gibi meşru, barışçıl bir sokağa ihtiyaç var. Haklı itirazları sokakta büyütmek gerekiyor. İktidarları da yerinden eden şey meşru olan sokaktır.”

‘YOK BİR PLANLARI!’

Kartal ise iktidarın baskıyı arttırdığı bir ortamda ‘Kesin planları var, bir şey yapacaklar’ gibi duygu içine girilmemesi gerektiğini ifade ederek, “Ne yapabilirler! Yok bir planları. Güçlüler mi? Değiller! Bu öfkenin sebebi de bu. 10 yıl önce belki plan yapabilecek bir gücü vardı, toplumu kutuplaştırmaları onların yararınaydı ama bugün değil. Artık gençler, kadınlar, emekliler istemiyor bunları. İnsanlar yaşayamıyor, nefes alamıyor. Her gün bir şeye ‘zampiyon’ diyoruz. Yönetilenler, artık bu yönetenleri istemiyor. Ayrıca şunu da söylemek istiyorum ki ‘İnsanlar birbirine girer mi’ korkusunu da aşmamız lazım. Kimse birbirine girmez. Kirasını, elektrik faturasını ödeyemeyen, ekonomik krizi her gün yaşayan bir aile, ülkeyi yöneten aile saltanatını sürdürsün diye birbirine girer mi!” diye konuştu. 

BİZ KORKMADIĞIMIZ İÇİN KORKUYORLAR!

AKP iktidarının sonuna gelindiği için zor aygıtlarının kullanıldığı fikrine katıldığını vurgulayan Başkan Özkan Yücel, “Toplumun tüm özgürleşme aygıtlarını ellerine geçirdiler. Ancak bu ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük istiyorsak mücadele etmek ve ‘Kral çıplak’ demek zorundayız. Korkarak ‘kem küm’  edecek halimiz yok. O yüzden bana ve milyonlara küfür eden Cumhurbaşkanına o sözlerini aynen iade ediyorum. Bu ülkede hiçbir kişinin bunu söyleme hakkı yok. Biz korkmuyoruz asıl bundan korkuyorlar, nobranlaşmalarının sebebi bu. Gidiyorlar, bunun farkındalar ve biraz daha nasıl kalabiliriz diye düşünüyorlar. Tekrar ettirdikleri İstanbul seçimlerinde de bunu yapmak istediler ama başaramadılar. Bu da bize ne yapmamız gerektiğini gösterdi. Birincisi, umutsuzluk yok, kazanabiliyoruz. İkincisi, kazanmak için bir arada durmak zorundayız. Üçüncüsü; yurttaşın oyuna sahip çıkacağız” diyerek çok net bir mücadele mesajı verdi.