Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim hedefini yazdı.

"Bir süredir Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na yoğunlaştığımız için Cumhur İttifakı'nın seçim stratejisine pek bakmıyoruz. Halbuki orada da acayip bir trafik dönüyor" diyen Zeyrek, yazısında şu ifadelere yer verdi:

Temel hedef Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'yla arasındaki (en iyi ihtimalle) 5 puanlık farkı kapatmak. Deprem, sel gibi afetler sonrasında yaşanan felaketler, iktidarın vaatlerle icraatlarla oy kazanmasını zorlaştırıyor. O yüzden başka bir yol haritasına ihtiyaç duyuluyor. O yol haritasında ise ilginç detaylar var.

1-İttifakı genişletmek: HüdaPar ve Yeniden Refah Partisi'ni Cumhur İttifakı'na katmak. Erdoğan'ın stratejistleri iki partinin katılmasıyla muhafazakar Kürt ve Türklerden 2 puan gelmesini umut ediyor.

2-İYİ Parti tabanını çekmek: Kılıçdaroğlu'nun HDP ile görüşmesini, HDP'nin açıklamalarını İYİ Parti'nin milliyetçi tabanına karşı kullanmak. İYİ Parti tabanından Cumhur İttifakı'na en az 3 puan çekmek.

3-Kılıçdaroğlu'nun rakiplerine görünmez destek: Memleket Partisi lideri Muharrem İnce aksini söylese de iktidar stratejistleri, muhalefet mahallesinden Kılıçdaroğlu'nun rakibi olan herkesi kendi saflarında görüyor. Erdoğan'ın seçim stratejisini oluşturmakla görevli yetkililerden biri, İnce'nin alacağı oylar sayesinde Kılıçdaroğlu'nun yüzde 50'nin altında kalabileceğini ve ilk turda kazanamayabileceğini, bunun da Erdoğan'ın şansını artırabileceğini ifade etti. AK Parti kulislerinde Erdoğan'ın, iletişim kadrolarına İnce'nin Kılıçdaroğlu karşısında güçlenmesi için el altından (İnce'nin dahi haberi olmadan) her türlü desteğin verilmesini istediği konuşuluyor. Yakında sosyal medyada ikinci tura Erdoğan ve İnce'nin kalacağını gösteren anket ve yorumları sıkça görürseniz şaşırmayın.

4-Milletvekili seçimlerine asılmak: Yapılan değerlendirmede Cumhur İttifakı'nın milletvekili seçimlerinde başarısız olmasının Cumhurbaşkanlığı seçimini de doğrudan ve olumsuz etkilediği tespiti yapılmış. Bu nedenle milletvekili genel seçimlerinde de oyları artıracağı düşünülen kararlar alınmış. Bunlardan biri de “tanınmış isimlerin” milletvekili adayı olması.

Bazı bakanlar aday olacak

İşte bu kapsamda kabinede görevli bakanların tamamının milletvekili adayı yapılması tartışılıyormuş. Karar çıkarsa bazı bakanlar deprem felaketinin yaşandığı illerden aday olacak. Diğerleri ise büyük şehirlerden. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, AK Parti'nin en önemli seçim kozları olabilir. Kulislerde eski bakan Mehmet Şimşek'in de AK Parti Gaziantep Milletvekili olacağı konuşulsa da parti kurmaylarına bu bilgiyi doğrulatamadım. Gaziantep'ten yine eski adalet Bakanı Abdulhamit Gül aday olabilir.

Bir başka unsur da üç dönem kuralı. Bugüne dek üç dönem kuralını işletip partinin TBMM Grubuna yeni yüzlerin katmayı öngören parti, bu kez ünlü ve güçlü isimleri bu kural yüzünden saf dışı bırakmaktan vazgeçmiş.

BMM kulisinde bir gazeteciye ‘Sen de adaylık başvurusu yapıyor musun’ diye sorduğu konuşulan Erdoğan, tartışma programlarında ünlenen bazı gazetecileri de milletvekili adayı yapabilir.

***

Peki bütün bunlar Erdoğan'ın seçimi kazanabilmesi için yeterli mi? Elbette hayır.

Haliyle Erdoğan ve ekibinin yenilgiye de hazırlıklı olması gerek.

Bazı siyasi gözlemciler, Erdoğan'ın bütün bakanları, Cumhurbaşkanlığı kurullarındaki bazı isimleri ve kritik bürokratları milletvekili yaparak, dokunulmazlık kazandırmak istediği yorumunu yapıyor ki bunun da haklılık payı olabilir.

Zira Erdoğan seçimi kaybederse ve AK Parti muhalefete düşerse, söz konusu isimler milletvekili olacakları için dokunulmazlık zırhına bürüneceklerinden bakanlıkları sırasındaki tartışmalı işlerden dolayı dokunulmaz olacaklar. (Erdoğan seçimi kazanırsa da zaten TBMM'nin yürütme açısından bir önemi kalmayacağı için istediği ismi istifa ettirip Bakan yapabilecek.)

Anlayacağınız, Erdoğan “aslarını” sahaya sürerek bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Yani bir taraftan güçlü adaylarla kazanmak istiyor, diğer taraftan da “muhalefete düşme” durumu için aslarına dokunulmazlık gibi ciddi bir önlem alıyor.

Editör: Duygu Kaya