Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan imzasıyla yayınlanan açıklamada, kadının güçlendirilmesi programı adı altında, patronlara teşvik ve ucuz emek pazarlandığı belirtildi. On binlerce kadının işbaşı eğitimi adı altında patronlara ucuz, güvencesiz ve sendikasız işgücü olarak sunulmasının hedeflendiğini kaydeden açıklamada, bu durumun 12. Kalkınma Planı’ndaki esnek çalışma ve sömürüyü derinleştirme hedeflerinin doğrudan bir parçası olduğu ifade edildi. Açıklamada, “İktidarın kadınlara esnek ve güvencesiz çalışmayı dayatmasının kadınların yaşamlarına nasıl sirayet ettiğini Dilovası’nda yaşanan katliamda gördük. Üç kız çocuğu ve üç kadının hayatını kaybettiği iş cinayeti, göz göre göre gerçekleşti. İktidar tam da böyle bir felaketler zincirini, güvencesizliği, yoksulluğu sermaye ile birlikte örgütlüyor.

Cumhurbaşkanı'na suikast ve fiili saldırı suçundan tutuklanmıştı: Furkan Bölükbaşı hakkında yeni gelişme!
Cumhurbaşkanı'na suikast ve fiili saldırı suçundan tutuklanmıştı: Furkan Bölükbaşı hakkında yeni gelişme!
İçeriği Görüntüle

“DAHA FAZLA SÖMÜRÜ”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2026 bütçe taslağı, sosyal devletin son kırıntılarının da yok edildiğini gösteriyor. 2023 orta vadeli programında (OVP) işçi ve emekçi ailelere dayatılan daha fazla sömürü, tasarruf tedbirleri adı altında kamusal hizmetlerde yapılan hak gaspları bugün Aile Bakanlığı bütçe taslağında da önümüze çıkıyor. Kamusal bir hak olan hizmetler kısıtlandıkça iktidar öne çıkardığı sosyal yardımlarla, senelerdir uyguladığı “yoksulluk ve kendine muhtaç bırakma” taktiğini güçlendiriyor.

“TERBİYE ARACI OLARAK YOKSULLUK”

Milyonlarca hanenin elektrik desteği; eşi vefat etmiş kadınlara, öksüz/yetim çocuklara yapılan yardımlar, GSS prim destekleri ve engelli aylıklarının azaltılması da “aile yılı” ilan eden iktidarın Bakanlığının planlarının başında geliyor. Bu iki yüzlülüktür! Bu, yoksulluğu bir tehdit ve terbiye aracı olarak kullanmaktır. Sermaye iktidarı, bir yandan işçi ve emekçileri sefalete sürüklüyor, diğer yandan emekçileri envaiçeşit araçla patronların dayattığı sömürü koşullarına; esnek, güvencesiz, düşük ücretli işlere mecbur bırakıyor.

EMEP’ten bütçe teklifine sert tepki: Daha az hak, daha fazla sömürü!

“ŞİDDET VE EŞİTSİZLİK”

Bütün süreç şiddeti katbekat arttırıyor. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri vahşileşerek artarken Aile Bakanlığının uygulamaları “farkındalık eğitimi” ile sınırlı kalıyor. Bakanlığın 2026 hedefi sadece bir tane yeni sığınmaevi açmak! Bu, kadına yönelik şiddetle mücadelede devletin sorumluluğundan fiilen çekilmesi, kadınları şiddet gördükleri evlere, ailelere geri dönmeye zorlaması demek. Aile Bakanlığı da geleneksel “aileyi” bir propaganda aracı olarak kullanıyor, işçi ailelerinde yaşanan sefalet ve şiddeti perdelemeye çabalıyor. Bakanlık bütçesinde “ailenin korunması” için ayrılan pay, “kadının güçlendirilmesi” için ayrılan payın üç katı. Bu, iktidarın ideolojik tercihini net bir şekilde ortaya koyuyor. Öncelik, kadının korunması ve güçlenmesi değil; şiddetin ve eşitsizliğin kol gezdiği bir aile yapısının korunması.

EMEP’ten bütçe teklifine sert tepki: Daha az hak, daha fazla sömürü!

25 KASIM ÇAĞRISI

Aile on yılı ile sermayenin çıkarlarını koruyan politikalarını halka dayatmak isteyen iktidarın Aile Bakanlığının bütçesi işçi ve emekçi kadınların ve halkın bütçesi değil; patronların ve onların iktidarının işçi ve emekçi ailelere, kadınlara dayattığı karanlığın belgelenmiş halidir. Kadınlara günlük 51 kuruşu reva gören, yaşlıları ve engellileri yok sayan, çocukları yoksulluğa ve suça mahkum eden bu düzene karşı tek çıkış yolu var: İnsanca yaşam, güvenceli iş, eşit işe eşit ücret, parasız, nitelikli ve yaygın kamusal hizmetler (kreş, sığınmaevi, huzurevi) ve kadına yönelik şiddetin son bulması için örgütlenmek! Tüm bu taleplerimiz için 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde iş yerlerimizde, kampüslerde, alanlarda buluşalım! Şiddetsiz bir yaşam için kadınların tek güvencesi, mücadelesi!” ifadeleri kullanıldı.

Kaynak: HABER MERKEZİ