İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Zabıta Dairesi Başkanlığı’yla birlikte yürütülmesi planlanan ‘Geçici Süreli İzinlendirilen Seyyar Satış Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik’ geçtiğimiz İBB Meclisi’nde kabul edilmişti. Konuyla ilgili Meclis’te AKP ve CHP arasında gergin anlar yaşanmış; AKP Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, seyyarların kayıt altına alınmasını, “İzmir böyle mi dünya kenti olacak? Büfelerden sonra İzmir’in kalbine bir hançer daha saplıyorsunuz” diyerek eleştirmişti. CHP Grup Başkan Vekili Mustafa Özuslu ise AKP’li Hızal’a, “İzmir’in bir gerçeği var. Sahilde mısır, kestane, çiçek satan insanlar var. Bunların düzenlenmesi, örgütlenmesi ve meslek odalarıyla birlikte değerlendirilerek, vergi vererek onuruyla çalışan vatandaşlar haline getirilmek istenmesinin bu şekilde küçük görülmesini esefle kınıyorum” sözleriyle sert çıkmıştı. İBB Başkanı Tunç Soyer de atılan yeni adım konusunda esnaf odasıyla mutabakat sağlandığını söylemiş ve sabit esnafa zarar vermeden, günübirlik çalışan çiçekçi, kestaneci, mısırcıların tek tip kıyafet ve araçla çalışacağını belirterek, “Böylece denetlenebilir ve hijyenik bir ortam sağlanacağı gibi kimseye zarar vermeden yeni istihdam da yaratılmış olacak. Eğer bu uygulamadan beklediğimiz sonucu alamazsak, bırakın genişletmeyi durdurma ihtimalimiz olur” demişti.

Konuyla ilgili hem büyük mutluluk duyan hem de büyük bir tedirginlik yaşayan seyyar esnafı, İz TV’de yayınlanan Özgür Coşkun ile Sektör programında önemli değerlendirmeler yaptı. İzmir Seyyar Esnaf ve Sanatkarlar Meclisi Başkanı Evren Laçin, Ege İncisi Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Başkanı Şerif Akbulut ve İzmir Doğa İncisi Kooperatifi Kurucu Başkanı ve Emirsultan Mahalle Muhtarı Hüseyin Heptepe’nin vurguladıkları ortak nokta kurulacak komisyonlarda seyyar esnafından temsilcilerin bulunması oldu.

‘VATANDAŞ DEĞİL MİYİZ?’

Programda ilk sözü alan ve genel olarak seyyar esnafının yaşadığı sorunları anlatan Şerif Akbulut, “Şuan seyyarlar olarak İzmir’in her yerindeyiz. Vatandaşımıza hizmet etmekten başka bir şey yapmıyoruz. Kendim İnciraltı Müze Gemisi’nin orada kestane ve mısır satıyorum. Biz şerefimizle çalışıyoruz. Ailemize bakmak zorundayız. Sabahın 9’undan akşama kadar zabıtalar sahada ve bir seyyar satıcı bugün yakalanmazsa yarın mutlaka yakalanıyor. Bu korkuyu yaşamak zaten çok kötü bir şey ama onun ötesinde ya ceza yazılıyor ya tezgâhımıza el konuluyor. Biz ceza yemekten bıktık artık. Ben tezgahımı 2 bin liraya yaptırıyorum ama belediye bizden bunu alıp 50 liraya hurdaya satıyor. Biz sıcakta da soğukta da vatandaşa hizmet ediyoruz ve diyoruz ki; seyyarı kayıt altına alın, devlete vergimizi, belediyeye işgaliyemizi ödeyelim. Zabıtalar ve sağlıkçılar da gelip istediği gibi denetlesin. Tek tip araç ve kıyafet, şapka, yaka kartı, temiz eldiven istiyoruz. Tek derdimiz vatandaşa kaliteli hizmet yapmak. Bazen, ‘Seyyar esnafı, sabit esnafa zarar veriyor’ deniliyor. Soruyorum; İzmir’in 30 ilçesinde kaç tane esnaf kestane satıyor? Hangisi kaynamış mısır yapıyor? Peki bizim kime zararımız var? Sabit esnaf ile seyyar esnafı karşı karşıya getirmek istiyorlar. Biz sabah tezgahımızı açtığımızda birlikte kahvaltı yapıyoruz. Düşmanlık falan olmaz bizim aramızda, herkes birbirine saygı duyar. Bizim ortak düşmanımız AVM’lerdir. Buradan 30 ilçe belediye başkanına sesleniyorum; gelin sokaklarımızı birlikte güzelleştirelim, bizi kayıt altına alın vatandaşa daha kaliteli hizmet edelim. Seyyar esnafı vergisini ödemek, sigortasını yatırmak ve emekli olmak istiyor. 68 yaşında seyyar amcalarımız var, ne emekli olabiliyorlar ne de sağlıktan faydalanabiliyorlar. İnanır mısınız; bir seyyar, çocuğu hastalandığı zaman hastaneye götüremiyorum. Biz bu ülkenin vatandaşları değil miyiz? 26 yıldır sokaklardayım ve bu sorun hep vardı. Belediye başkanlarımıza yakışan sorunu çözmektir. Nereye kadar bu sorun böyle sürecek? Zabıtadan kaçarken yaralananlar, zabıtayla kavga ettiği için ceza alanlarımız var. Biz ağır bedeller ödüyoruz. Herkes şunu bilmeli ki; bir seyyarın bütün umudu bir tepsi midyedir, başka geliri yok ki nasıl ailesine baksın! Seyyarlar, sürekli ceza yemekten çocuklarının okul masraflarını bile çıkaramıyor” ifadelerini kullandı.

CHP LİDERİNE TEŞEKKÜR

Evren Laçin ise sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek başladı. Seyyarların sorunlarını ilk defa CHP liderinin gündeme getirdiğini ifade eden Laçin, CHP’li vekiller Veli Ağbaba ve Kani Beko’nun da her zaman seyyarların sorunlarıyla yakından ilgilendiğini, HDP’li Murat Çepni ve CHP’li Bedri Serter’in de seyyarlarla ilgili Meclis’e soru önergeleri verdiğini kaydetti. Tüm siyasi parti temsilcilerinin kendilerini ziyaret ettiğini açıklayan Laçin, “Ancak asla bizim üstümüzden siyaset yapılmasına izin vermiyoruz. Tabii şuanda bana göre, yoksullukla mücadele eden kesimi en çok dile getiren de CHP’dir” diye konuştu.

SOYER KARARLI DAVRANDI

İBB Meclisi’nden geçen karara ilişkin çarpıcı ifadeler kullanan Laçin, sürecin en başında ‘Sizinleyiz’ diyen AKP grubunun Meclis’e gelen önergeye itiraz ettiğini, kendileri üzerinden siyaset yapılmaya çalışıldığını vurguladı. “Sabit esnafla CHP’yi karşı karşıya getirmek istediler” diyen Laçin, ‘arka sokaklar’ sloganını sık sık dile getiren İBB Başkanı Tunç Soyer’in kararlılığıyla önergenin Meclis’ten geçtiğini söyledi.

‘SÖZ HAKKIMIZ OLMALI’

Önergenin geçmesine rağmen bazı tedirginlikler yaşadıklarını kaydeden Laçin, “Seyyar esnafının Meclis’teki komisyonlarda da temsil edilmesi gerekiyor. Biz esnaf odalarına karşı değiliz ama Meclis’ten geçen karar sonrasında çiçekçi, midyeci ve kestaneci esnafımıza verilecek tezgahlarla ilgili bizim de söz hakkımız olmalı. Çünkü sokağı biz biliyoruz, en iyi biz tanıyoruz” diye konuştu.

‘BU İŞİN NERESİNDEYİZ?’

İlk etapta kayıt altına alınacak seyyarlar için pilot bölge seçileceğini ve şimdilik 89 kişiye camekân verileceğini ifade eden Laçin, “Eğer bu iş odalarla yapılırsa gerçek anlamda sokaklarda sorunlar doğmaya başlar. Meclis’ten karar geçti ama konu hâlâ bizimle paylaşılmıyor. Biz odalara karşı da değiliz fakat bizim komisyonlarda olmamız gerekiyor. Türkiye’ye örnek olacak bir projede sevinç yaşarken tedirginlik de yaşıyoruz. Biz bu işin neresindeyiz? Şunu da söylemek isterim eğer ki esnaf odaları kayıt alıyorsa bizler binlerce üyesi olan dernek ve kooperatiflerimizi kapatalım! Ama tabii ki süreç böyle yürütülmüyor. Biz şunu çok iyi gördük ki örgütlü gücün karşısında kimse duramaz. Biz bugüne kadar bilinçsiz seçmendik. Bunu bütün siyasiler bilsin; biz artık bilinçlendik. Yanımızda kim varsa desteğimiz de onundur. Tunç Başkanımız Meclis’te ‘Bu uygulamadan beklediğimizi alamazsak başlattığımız gibi bitiririz’ demişti ama bizim umutlarımız artık başka bahara sarkmasın. Madem yüreklilikle bir karara imza atılmış o zaman bu karara da sahip çıkılmalı” diyerek sözlerini noktaladı.

‘ÇEKİNCELERİMİZ VAR’

“Bizler rantın dönmediği, adil, yaşanabilir bir kent istiyoruz” diyen Hüseyin Heptepe ise şöyle konuştu: “Onurumuzla, zalimin karşısında mazlumun yanında mücadele etmeye devam edeceğiz. Büyükşehir’den geçen kararın hayırlı olmasını diliyoruz. Belediye bürokratlarını tam destek olmaya davet ediyoruz. Bu karar seyyarlar arasında bayram havası yarattı. Şunu biliyoruz ki sokaklar demokrasinin temel taşıdır ama sokaklara maalesef seçimden seçime iniliyor. Biz, temsilde de adalet istiyoruz. Komisyonlarda yer almak istiyoruz. Masa başında oturan oda başkanları bizim sorunlarımızı bilemez. Salgın sürecinde çiçekçinin hakkını savunamayan bir oda başkanı, bugün 150 bin seyyarın hakkını nasıl koruyacak; konuya bile hakim değil! Bizim bu süreçte oturarak ortak akılla bu konuya el atmamız gerekiyor. Seyyar Esnaf Meclisi bu konuyu gündeme getirerek gecesini gündüzüne katmışsa o zaman bize karşı da duyarlı ve yapıcı olmaları gerekiyor. Bizim de işimiz zor; ilk etapta 89 seyyar kayıt altına alınacak ama diğer esnaf arkadaşlarımız da bunu bekleyecek. Mesela yer belirleme noktasında da çekincelerimiz var. Siz kalkıp hiç iş yapmayacak bir noktaya ya da sabit esnafın karşısına seyyarı koyarsanız sorunlar yaşarız.”

Editör: Haber Merkezi