İzmir’in en eski odalarından biri olduklarını ve 1950 yılında kurulduklarını belirten Aktaş, üye sayılarının da 500 olduğunu söyledi. Esnafın ‘berbat’ bir durumda olduğunu söyleyen Aktaş, pandemiden önce de sermayenin gölgesinde kaldıklarını kaydetti. Aktaş, “Pandemi esnafı en dip seviyeye indirdi. Müşterileri evde oturan mağazalarımız açık. İnsanlar ilk kıyafet almaktan vazgeçermiş maddi durumları bozulduğunda. Bu da bize şunu yaşattırdı, ilk bizim iş yerlerimizden elini ayağını çekti insanlar. Biz sektör olarak sermayeye dayalı bir esnafız. Müşteri yok, müşteri olmadığı için ürünler rafta kaldı. Şu anda yaz sezonuna hazırlık başlaması gerekirdi. Ancak ürünler rafta kaldığı için sermaye yok. Sermaye rafta, cebimizde para yok” dedi.

Esnaf paketinin beklentilerini karşılamasının mümkün olmadığını belirten Aktaş, yapılanlar için teşekkür ettiklerini ancak yeterli olmadığını söyledi. Bir gömlek için dikiş ipliklerin önceden 3 lira olduğunu bugün ise 9 lira olduğunu da sözlerine ekledi. Bu durumun müşteri olmadığı için fiyata yansıtmanın da mümkün olmadığını kaydetti.

“750 liraya biz kaç bobin alabiliriz?” diye soran Başkan Aktaş, “Esnaf siftahsız evine gidiyor, artı cebinden para gitmeye devam ediyor. Çalışanın SGK’sı, maaşı işliyor. Esnaf kara kara düşünmeye başlıyor. Hükümet mesela 11’nci aya kadar erteledik dese, esnaf 12’nci ayı düşünüyor. Esnaf yanına BİM açılmış bakkalın ruh halinde” şeklinde konuştu.

İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun ‘tekstil pazarlarını kapatacağız’ kararıyla ilgili Olgun Aktaş, esnafın dükkân arayıp kışlıkları satmak için dükkân aradığını, ne yapacağını bilmediğini belirtti. Bu durumların esnaf ve sanatkârlarda bunalım yarattığını da dile getirdi. Esnafın Osmanlı’dan beri devlete yardımcı olduğunu bugün gelinen noktada ise esnafın devletten yardım beklediğini söyledi.

Esnafın ödemelerinin tek bir bankada toplanıp, ilk başta ödemesiz zaman geçtikçe ödemelerin başlaması gerektiği fikirlerinin dikkate alınması gerektiğini söyleyen Aktaş, ‘esnafın can suyuna’ ihtiyacı olduğunu kaydetti. Esnafın her bankaya borcu olduğunu hatırlatan Aktaş, ilk beklentilerinin devletten bu borçların ‘tek bankada toplanması’ olduğunu dile getirdi. İkinci bir beklentilerinin maliyetin düşürülmesi olduğunu da belirtti.

Esnaf paketinin ‘açık olan’ mağazalara verilmezse haksızlık olacağını belirten Olgun Aktaş, “Mağaza açık ama müşteri yok. Okul kıyafeti yapan üyem var ama okul kapalı. Açık olsa ne olacak? Satamıyor ki ürünü. Genelgede bir belirsizlik biz de ne olacağını bekliyoruz. Bellidir ne olacağı ama daha yansıması olmadı” dedi.

Esnaf konusunda ayrım yapılmaması gerektiğini de söyleyen Aktaş, gömlekçinin trikocunun taksicinin hepsinin esnaf olduğunu hatırlattı. Kemeraltı’na girildiğinde birçok dükkânın kiralık olduğunu, ara sokakların tamamen boşalmış durumda olduğunu dile getiren Aktaş, bu bölgelerde olan alt yapı sorunlarını da anlattı. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’a çağrıda bulunan Aktaş, el arabasının geçmediği bir Arnavut kaldırımını esnafın istemediğini belirtti.

Aktaş, Kemeraltı’nda esnafın kendini yalnız hissettiğini hem genel yönetimin hem yerel yönetimin kendilerini yalnız bıraktığını iddia etti. Yerelden, beklentilerin ilk aşamada değerlendirme olduğunu belirten Aktaş, eskiye göre kapasitenin yüzde 80 azaldığını hatırlatarak, bu durumun tespitinin yapılması ve beraber çözüm üretmek istediklerini kaydetti. Aktaş, “Yerel yönetimin esnaf politikası üretmesini istiyoruz” dedi. İzmir’de çark döndürebildikleri zaman çevre illerden esnafın da İzmir’e geleceğini ve ihracat ithalatın açacağını kaydetti.

Editör: Haber Merkezi