İz Televizyonu’nda yayınlanan Mehmet Kuzu ile Kolektif Girişimler programının canlı yayın konukları Yaren kooperatifin kurucularından olan Özgür Topaç ve Arzu Uzer oldu. Kooperatif olarak çocuklara halkbilim birikimlerini aktararak, geleneği geleceğe doğru mesajlarla iletilmesinin öneminden bahsedilerek,  alandaki hedefler anlatıldı.  Kuruluş hikayelerinden ve kooperatif olarak gelişimindeki yerinden bahseden Topaç, “Biz ortaklarımızla bir araya geldiğimizde çocuklarımıza geleneklerimizi yeterince anlatmıyoruz. Halkımızın içinden gelen müziği dansı geleceğe iyi aktaramıyoruz. Bir araya gelerek bu açığı fark ettiğimiz noktada kurumsallaşmamız gerektiğini düşündük. 8 ortak bir araya geldik.” dedi.

SOSYAL FARKINDALIK
Kooperatif olmayı tercih etmelerini anlatan Topaç, “İlk çıkış noktamız kurumsallaşmaktı. Tıpkı STK’lar gibi sosyal projeler ortaya çıkarıp toplumda sosyal farkındalık yaratalım istedik. Diğer taraftanda da birlikte çalışmamız gereken kurum ve kuruluşlar vardı. Ortaklarımızla birlikte kurumsal alandan geliyoruz. Finansal yapının ve ilişkinin nasıl olması gerektiğini iyi biliyoruz. Avantajları olan kişiler olarak bir araya geldik ve eksiklerimizi tamamlamış oluyoruz.Ortakların dışında gönüllülerimizle de tabi iyi bir sinerji yakaladık.6 ayda da 6 yıllık iş yaptığımızı düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.

Yaren kooperatifin kurumsal kimliğinden bahseden Arzu Uzer, “İsim konusunda çok düşündük açıkçası. Bizler dostuz ve bunu geleneklerimizle bağdaştırmak isteyince Yaren ismini düşündük. Logomuzla ilgili de çok tartışmalar yaşadık. Geleneksel motiflerle de ilişkisi olması gerekiyordu. Eli belinde olan motifi önemliydi.” dedi.

ORTAK KARAR MEKANİZMASI
Kuruluşundan kısa bir süre sonra pandemi dönemindeki çalışmalarından bahseden Uzer, “Çalışmlarımızı iki ayakta yönettik. Kendi içimizde bir standart oluşturmamız gerektiğiydi. İlki kurumsallaşma ve karar alma mekanizmalarımızdı. Aslında önemli olan şey de karar alma mekanizmasıydı. Burada da bütün paydaşların seslerinin tek tek duyulması bizim için önemliydi. Rıza kavramı da ayrıca önemliydi. Her karar 8 ortakla mı yürütülmeli? Bu bizi yavaşlatacak bir sistem. Bizi yavaşlatacağı için her üreteceğimiz proje için ayrı bir alt çember oluşturuyoruz. Çemberlerde ortak ve gönüllülerimizin yetkinliklerine göre yapıyoruz. Her seferinde bir üst çembere gidilmiyor. Hem zamandan hem de iş gücünden fayda sağlamış oluyoruz. Mevzuat oluşturma da önemli. Böylece değerlerimizi hedeflerimizi belirledik. Ayrıca 3 ana çemberimiz var. İdeal, mali ve sosyal çemberler.Bunlar içinde yeni alt çemberler oluşturarak hazırlığını yapıyoruz. Bizden bağımsız olarak yaren ilerlediğinde hedeflerinden şaşmaz diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu

Sahada ve dijital alanda yaptıkları çalışmalara yönelik açıklamada bulanan Uzer, “ Hep içsel yapılanma çalışmalarında boş durmadık. Birikimlerimizi başkalarına da vermemiz gerekiyordu. İlk aklımızda olan köylere gidip çocuklarla bir arada olmak istedik. Pandemi sürecinden dolayı online çevirdik. Başta tepkiler alsakta deneyelim istedik. Birçok ortakla çalıştık. Geri dönüşler olumlu olunca. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği genel merkeziyle iletişime geçtik. İletişime geçtikten sonra yaz etkinlikleri yapmaya karar verdik. 224 çocuğa ulaşarak, Türkiye’de bir ilk oldu aslında. Halk bilimi dışında ekoloji, tarım ve kollama dersleri verdik. Bunları yaparken 30 tane de eğitmeniz vardı.kültür için alan destek programı açıldı ve bunun için bir şeyler yaptık. Şuanda da uygulamada ve ilk hibemizi de almış olduk.” dedi.

ÇOCUKLARA ODAKLIYIZ
Yaren kooperatifin gelecekle ilgili planları ve hedeflerinden bahseden Topaç, “ pandemiyle aslında geleceğin düşünüldüğünde gelmeyen bir şey olduğunu anladık. Salgın öncesindeki planımız şuydu; İzmir’in köylerine gidelim. Yerelden başlayarak toplumsal kalkınmaya destek verelimdi. İzmir’deki çocuklara kanalize olarak, kültürümüzü ve halk bilimini anlatalımdı. Bizler şunu yapmak istiyoruz. Toplumsal kalkınmaya destek vereceğimiz pek çok konu var. Ama biz yinede küçük adımlarla ilerleyerek, çocuklara verdiğiniz her şey kelebek etkisiyle önce ailelere daha sonra topluma giderek büyüyor. Hedefimizi çocuklarda tutalım istiyoruz. Ama bir kademe yukarı çıkarak, annelere ulaşalım istiyoruz. Bu sebeple hem yerelde kalarak paydaşları çoğaltarak. Biz çoklu paydaş ve gönüllüler  istiyoruz. Aynı zamanda uluslararasıda çalıştık.” açıklamasında bulundu

Editör: Haber Merkezi