NİL KAHRAMANOĞLU/ İZ GAZETE- Bülent Kepenek ile Emek Dünyası’nın bu haftaki konuğu DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı oldu. Programda, işçilerin, emekçilerin derinleşen yoksullaşma karşısındaki pozisyonları ve birçok emekçinin merakla beklediği asgari ücret için DİSK’in talebinin ne olacağı konuşuldu.

Asgari ücret tartışmaları sürerken DİSK geçtiğimiz günlerde, ‘Geçinemiyoruz’ başlığıyla basın açıklaması yaptı ve asgari ücret taleplerini açıkladı. Yoğun katılımla gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamasında asgari ücretin 5 bin 500 liraya yükselmesi gerektiği ifade edildi.

Programda asgari ücrete dair açıklamalarda bulunan Sarı, “Her yıl 1 Aralık itibariyle konfederasyonumuz, ülkenin çok önemli akademisyenleriyle ve DİSK-AR’ın araştırmaları sonucu açıklanırdı. Ancak bu sene ayın 19’unda başkanların bir araya geldiği toplantı sonrası açıkladı. DİSK ne zaman asgari ücreti açıklasa hükümet bir yıl sonra bu rakamlara yakın ücret açıklamıştır. Geçen sene 2 bin 800 lira demiştik bu yıl 2 bin 825 lira yaptılar. Bu yıl 3800 lira dedik hükümet bakalım ne diyecek. Hükümetin 3 bin 800 lira civarında bir ücret açıklayacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki hafta itibariyle asgari ücret için çalışmalara başlayacaklarını düşünüyorum. Önceden açıklayarak kendilerince rahat nefes alma derdindeler. Büyük bir çalışmaları var. Biliyorsunuz ki asgari ücret, en düşük ücret olarak belirlenmektedir. Ancak asgari ücretten bile gelir vergisi alıyorlar. Yeni Çalışma Bakanı bu verginin 187 lira olduğunu ifade ediyor. Asgari ücretin üstünden kambur olarak kaldıralım diye bir düşüncesi var. Asgari ücretten gelir vergisini kaldırdıklarında 3013 lira gibi bir ücret yapıyor. TÜİK’in de açıklamış olduğu enflasyonu göz önüne alarak baktığınızda 3 bin 700 ile 3 bin 800 lira arasında bir ücrete tekabül ediyor. Biz DİSK olarak bunu bir yıl önce söylemiştik. DİSK’in söylediği rakamları hükümet bir yıl sonrasında uyguluyor. Ama işin doğru yanı şudur; ülkenin tüm milli değerlerini hayata geçiren, taşından toprağına, madenine kadar çalışan, yerin altındaki ve üstündeki tüm zenginliklerde işçi ve emekçilerin yoğun bir şekilde alın teri döktüğü bir ortamda hükümetin belirlediği asgari ücretle geçinme şansının olmadığının görülmesi gerekir. Avrupa’daki asgari ücretli bizim ülkemizdeki asgari ücretliye göre zenginler” ifadelerini kullandı.

‘ÜLKENİN KAYNAĞI VAR’

Asgari ücrete yapılacak zamla ilgili kaynak yaratılabileceğini ifade eden Sarı, “İnsanların yaşayacağı ücretleri belirlerken nereden finanse edileceğini hesaplıyoruz.  Açlık ve yoksulluk sınırları belirlenirken bunlar zaten bir tez oluşturuluyor. Bunun üzerine açıklama yapıyoruz. Yoksa kafamıza göre rakam açıklamak, bunun geçekle bağdaştığını görmezden gelmek bizim açımızdan da doğru olmaz. Ama bu ülkenin gerçekten kaynakları var. Hükümete göre kaynak halk, vatandaş, bize göre kaynak rantçılardır. Rant politikalarından ne kadar uzak durursanız neden kaynak yaratılmasın? Parayı halktan yana mı kullanacaksınız ranttan yana mı? Bütün mesele bu. Bugün yap-işlet-devret diye çok övünüp köprüler, yollar, otobanlar yapıyorsunuz, 25 yıl müşteri garantili hastaneler yapıyorsunuz. Geçmediğimiz yollardan, köprülerden, gitmediğimiz hastanelerden ödeme garantisi verdiğiniz rantçılara para ayırıyorsunuz. Yetmiyormuş gibi bu 5’li çetenin hazineye vereceği vergileri sıfırlayarak her türlü kolaylığı yapıyorlar. Asıl bu ülkenin kazananları çalışanlar olmalıdır. Asıl garantiyi işçilere, emekçilere vermek zorundasınız. Bugün dünyanın en lüks, en zengin fabrikası bile olsa işçiler üretimden elini çektiğinde hiçbir üretim aracı çalışamaz duruma gelir. İşçiler kendi gücüne inandığı bir mücadele tarzı geliştirdiğinde bugün insanca yaşayacağı bir ülke yaratabiliriz. Çarklar gerçekten küçülüyor. Ters açıdan bakmak gerekiyor. Sürekli halkı sıkarak intiharlara, kavgalara, boşanmalara sebebiyet vereceğine, biraz kesenin açarak ters açıdan bakmalılar” diye konuştu.

‘ALIM GÜCÜ ARTMALI’

Alım gücü artmadığı sürece yapılan zamların bir anlam ifade etmediğini de sözlerine ekleyen Sarı, “Zamları ya da gıda enflasyonunun yükselmesini engelleyemediğiniz sürece asgari ücreti 10 bin lira da alım gücü artmadığı sürece bir anlamı yok. Hesaplamaları yapanlar sokağın, insanların cebindeki ateşi hissetmiyorlar. Tek adam rejiminde masallar dinleyerek ülke yönetmeye çalışıyorlar. Ancak ülkedeki insanlar o kadar zor durumdaki en yüksek maaşı alan bile yaşama zorluğu içinde. Sosyal devlet ilkesine uyup kendi ürettiği ve halkına yetebilecek fabrikaları yaratmadığı sürece hangi devlet olursa olsun sosyal adaleti sağlayamazlar” dedi.

'SERVET VERGİSİ TERSTEN UYGULANIYOR’

Vergide adaletin sağlanabilmesi için kampanya başlattıkları belirten Sarı, “Hükümet bu servet vergisini tersten uyguluyor. Çok kazananın vergisini siliyor. Öbür taraftan bordrolu çalışanların vergilerini arttırıyor. Adım adım çoklaştırılmış yoksulluğa doğru gidiyoruz. Tüm ücretleri asgari ücret düzeyine çekerseniz ve o ücretlerle insanları yaşamaya mahkûm ederseniz yoksulluğu çoğaltırsınız ve çoklaştırılmış yoksullukla kendinize biat eden bir toplum haline dönüştürmeye çalışırsınız” şekline konuştu.  

Editör: Haber Merkezi