Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmek üzere komisyonlara sunulan yeni yasa teklifi, çevre ve maden alanlarında köklü değişiklikler öngörüyor. Ancak teklif, çevre örgütlerinin ve hukukçuların sert tepkisini çekti. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), düzenlemeyi “doğaya kuralsız saldırı” olarak değerlendirerek geri çekilmesi çağrısında bulundu.
EGEÇEP Eş Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı yaptığı açıklamada, teklifin özellikle tarım alanları, ormanlar, zeytinlikler ve meraları tehdit ettiğine dikkat çekti. Cangı, teklifin yasalaşması halinde çevresel koruma mekanizmalarının devre dışı kalacağını belirterek, “Bu teklif, ÇED süreçlerini işlevsizleştiriyor, MAPEG’e sınırsız yetkiler tanıyor ve doğal alanları enerji ve madencilik şirketlerinin insafına bırakıyor” dedi.
ÇED süreci devre dışı kalıyor
Teklife göre, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) ön inceleme zorunluluğu kaldırılıyor. EK-1 kapsamındaki büyük projeler dahi ÇED süreci olmaksızın izin alabilecek. EGEÇEP, bu düzenlemeyle kamuoyunun projelere itiraz hakkının fiilen ortadan kalktığını savunuyor.
Zeytinlik ve meralara müdahale yetkisi
Yıllardır Danıştay kararlarıyla korunmaya çalışılan zeytinlik alanlar da yeniden hedefte. Teklif, zeytinliklerin taşınmasına ya da yok edilmesine izin vererek daha önce iptal edilen düzenlemeyi yasalaştırmayı amaçlıyor. Ayrıca, mera alanları yenilenebilir enerji yatırımları için hızla kamulaştırılabilecek.
Otomatik onay mekanizması
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) dört ay içinde yanıt verilmeyen başvurular için otomatik onay süreci getiriliyor. Bu durum, ruhsat ve izinlerin denetim dışı şekilde verilmesine neden olabileceği gerekçesiyle eleştiriliyor.
‘Stratejik maden’ ayrıcalığı ve acele kamulaştırma
Altın, gümüş, nikel gibi ‘stratejik madenler’ için kamulaştırma süreci hızlandırılıyor. Cumhurbaşkanı tarafından yönetilecek üst kurul, yerel idarelerin ya da halkın karşı çıkmasına rağmen projelere doğrudan izin verebilecek.
Cangı: Doğanın hukuku askıya alınıyor
EGEÇEP, teklifin doğayı ve yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirterek, çevre koruma hukukunun askıya alınmak istendiğini öne sürdü. Arif Ali Cangı, “Bu teklif geçerse doğa sadece şirketlerin kaynak deposu haline gelir. Zeytin ağacına, su kaynaklarına, ormana saldırıdır bu” ifadelerini kullandı.