Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hamdi Çalık, İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’e konuk olarak, 12 yıllık kesintisiz eğitimin süresinin kısaltılmasına ilişkin hamleleri değerlendirdi. Eğitim süresinin tespitinin bilimsel gerekçeye dayandırılması gerektiğini söyleyen Çalık, sürenin kısaltılmasına dair sebep sunulmadığını, ‘Kamuoyunda eğilim oluştu’ şeklinde açılamalarla geçiştirildiğini kaydetti.

Yük olarak görüyorlar

Zorunlu eğitim süresinin düşürülmesinin istenmesinde iki önemli amaç güdüldüğünü belirten Çalık, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘İş çevrelerinin talebi var’ açıklamasını hatırlatarak, “Bu ne demek? 10’uncu sınıftan sonra çocukları serbest bırakınca ucuz iş gücü olacak. Çocuklarımızı böyle görüyorlar. Bakanlığın tercihi de piyasanın ucuz iş gücü talebini karşılamak. Bu ilk sorundu. İkincisi ise yoksul ailelerin çocukları; eğitimin paralı hale geldiği bir durumda kaliteli eğitime ulaşamıyor. Kamu okullarında da gerekli donanım, personel yok. Hâl böyle olunca yoksul çocuklarının eğitimine pay ayırmaktan kurtulmak, onları kısa yoldan ya MESEM’lerle piyasanın insafına bırakmak istiyorlar. Kamusal eğitime uzun yıllardır kaynak ayrılmıyor. Süre tasarrufu; devletin okullardan elini çekmek istemenin bir sonucu. 10’uncu sınıftan sonra iki seçenek bırakılıyor: Ya sermayeye ucuz işgücü olacaklar ya da cemaat-tarikat kontrolünde yapıların denetiminde olacaklar. Bu süre tartışmalarında gördüğümüz, MEB’in kaygılarının bu esaslara dayanması” diye konuştu.

Çömlek Festivali Aydın Pehlivan Festivali’ne döndü
Çömlek Festivali Aydın Pehlivan Festivali’ne döndü
İçeriği Görüntüle

Gençler bilimden yana

Tüm gerici adımlara rağmen gençlerin akıldan ve bilimden yana olduğunu ifade eden Çalık, “Çocuklar kamu okullarında imkânsızlık içinde eğitimini tamamlamaya çalışırken imam hatiplere promosyonlar yapılıyordu. Bir dinselleştirme projesini her yönüyle uyguladıklarını gördük. Bugün eğitim süresinin kısaltılmasına dair yürütülen tartışma tıpkı öncekiler gibi şaibeli, öncekiler gibi çocukların yararına değil, birtakım özel hedefler için. Eğitim gereklerini sağlamak için kamudan kaynak aktarılmasından vazgeçmek istediklerinin bir göstergesi. Yani masum bir adım değil. Motivasyonları ucuz iş gücü sağlamak ve dinselleşmedeki son adımları atmak” dedi.

Ekonomik şiddete dönüşüyor

Son dönemde çok tartışılan ‘zorunlu bağış’ adı altında toplanan kayıt paralarına dair konuşan Çalık, “50 bin, 100 bin lira isteyen okulların olduğunu duydum. Çoğu zaman çaresizlikten yapıyorlar. Doğru bulduğumuz için söylemiyoruz. Ama bir kamu yöneticisi ‘Para alınmıyor’ diye iddia ediyorsa okulların giderlerinin nasıl giderildiğini ya da ne kadar kaynak aktarıldığını açıklaması gerekir. Bu kayıt paraları çoğu zaman aileler için ekonomik şiddete dönüşüyor. Bunu Bakan da biliyor. Ancak yokmuş gibi açıklama yapıyor” ifadelerini kullandı.

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU