CHP PM Üyesi, İzmir Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Ednan Arslan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a seslendi:
“Ülkemizin yaşadığı büyük acının yaralarını sarmaya çalışırken bilim insanlarımızın İzmir için dikkat çektiği tehlikeyi göz ardı etmeyin. Hem afet bölgesinin hem de İzmir ve diğer deprem kuşağı illerimizin mevcut durumunu derhal depreme dirençli hale getirmek için yerel yönetimler ve ilgili meslek odaları ile iş birliğine girin.’ dedi.
İzmir’in stresini dikkate alalım!
İzmirli iş insanlarının programına katılarak çok önemli görüş ve önerilerde bulunan Jeolog ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür Hocanın, ‘İzmir'den kuşkumuz var. İzmir'den endişemiz var. Neden? Canlı faylar var. Canlı fay demek, günün birinde tekerrür periyodu doğduğunda harekete geçip deprem üretebilir. Bu faylar özellikle çevrede olan faylarla tetiklenebilir, stresleri artmış olabilir. Daha önce Sisam'da olan depremde, bu fayların önemli bir kısmı yüklendi. Kendileri zaten bir stres, zaman geçtikçe yüklüyorlar. Bir de çevredeki depremlerden stres geldiği zaman yükleniyorlar. Sisam depreminde 70-80 kilometre mesafede 117 kişi öldü. Burayı deprem dirençli yapmak lazım.’ değerlendirmesinin derhal dikkate alınmasını isteyen CHP’li Ednan Arslan, ‘İktidar yöneticilerinin süratle başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere devletimizin diğer organ temsilcileri (Valilik, Afad, Kızılay, askeri makamlar) ve bilim insanları, meslek odaları İzmir için seferber olmalılar. Kaçınılmaz sonu yaşamadan her türlü tedbir alınmalı.’ Diye konuştu.
Asrın felaketi diyerek sorumluluktan kaçılamaz
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan yaşanan deprem felaketi ve sürecine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
“6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetli depremler nedeniyle ülkemiz büyük acılar yaşıyor. Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerimizde büyük can kayıplarımız var. Bugün itibarıyla yetkililer 44 bin 374 vatandaşımızın vefat ettiğini açıkladılar. Yüz binin üzerinde vatandaşımız yaralı. Yüzbinlerce yurttaşımız çeşitli illerimize gönderildi. Acil durum yönetiminde, yardım ile yardıma gelenlerin koordine edilmesinde, arama kurtarmaya zamanında başlayamamakta sınıfta kalmış bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Hala 18 gündür bulunduğum Adıyaman başta olmak üzere afet yaşanan illerimizde çadır, barınma sorunları yaşanmakta. Temizlik, hijyen sağlanmış değil. Su sorunu salgın riski devam ediyor.
Kuşkusuz ülkemiz büyük bir ülke, milletimiz büyük bir millet. Güçlü ülkenin güçlü vatandaşları olarak bu yaramızı da el birliği ile dayanışma içinde saracağız. Ancak bir şeyin değişmesi şart. O da ülkeyi yöneten zihniyet!
Bir an önce müteahhit kafasından çıkıp devlet aklını çalıştırmamız gerekiyor. Yaşadığımız bu büyük depremde neden bu kadar büyük yıkım yaşadık, düşünmemiz gerekir. Japonya’da yaşanan daha büyük depremlerde yıkım yaşanmıyor iken, bizim ülkemiz neden yerle bir oldu? Yaşanan bu büyük depremin neden ve sonuçlarının bilimin, teknolojinin ışığında sorgulanması ve bilim insanları tarafından yazılacak reçetenin hem yöneticiler hem de Meclis tarafından gereğinin yapılmasını sağlamalıyız. Hiç kimse asrın felaketi diyerek sorumluluktan kaçamaz. Bir daha böyle büyük acılar yaşamamak için sorumlulardan hesap sorulmalı. Kim suçlu ise de cezasını çekmeli.”