Dijital sanatçı Gökay Gedik, Urla’da gerçekleştirdiği projede geçmişin izlerini teknolojiyle birleştirerek benzersiz bir sanat eserine imza attı. Klazomenai Hatıraları – Dünden Bugüne Urla isimli projede, antik İyonya şehirlerinin tarihiyle günümüzü bir araya getirdi.
Klazomenai adını yolda öğrendi
Gökay Gedik, dijital sanat yolculuğunda ilham kaynaklarından birini Urla’daki bisiklet rotasında keşfetti. Klazomenai ismini bir süre önce yolda görmeye başladığını belirten Gedik, bu ismin arkeolojiyle ilgisi olduğunu ve genellikle küçük işletmelerde karşılaşılan bir isim olduğunu söyledi. “Sanırım bana en önemli faydası, bu zor ismi ezberlememi sağlaması,” diyor.
Tohum Sanat Alanı’nda Hakan Kırdar ile tanışma
Bir noktada, yolunun Tohum Sanat Alanı’ndan Hakan Kırdar ile kesiştiğini belirten Gedik, bu buluşmanın kendisinde İyonya şehirlerinin tarihine olan ilgisini artırdığını anlatıyor. “Bu coğrafyada yer alan İyonya şehirlerinin tarihi ilgimi çekti ve daha fazla bilgi sahibi olmaya karar verdim,” diyor.
Urla ve İyonya’nın derin tarihi
Urla’nın tarih boyunca pek çok önemli uygarlığa ev sahipliği yapmış bir bölge olduğunun altını çizen Gedik, İyonya’nın bu toprakları şekillendiren uygarlıklardan biri olduğunu vurguluyor. “Araştırdıkça Urla’daki ilk Projection Mapping gösterimin konusunun bu olması gerektiğine karar verdim,” diye açıklıyor.
Klazomenai Hatıraları – Dünden Bugüne Urla
Gökay Gedik’in projesinin tam ismi Klazomenai Hatıraları – Dünden Bugüne Urla. Bu projede, geçmişin kalıntılarıyla günümüz öğelerinin birleşimini hedefleyen Gedik, tarihsel ögelerle dijital sanatın buluştuğu bir ortam yaratıyor. Geçmişin bilgilerini ve hatıralarını yüz milyonlarca noktanın hareketlerinde yaşatan sanatçı, proje boyunca 3D animasyon ve Generative Art tekniklerini kullandı.
İyonya döneminin izleri ve günümüz çobanı
Proje sırasında, İyonya döneminde bu topraklarda yaşamış insanların hikayelerine de yer vermek isteyen Gedik, Urla’daki bir çobanın günlük yaşamını model alarak bir karakter tasarladı. “Yaşadığımız köyde her gün sürüsüyle gelen bir çoban var, onun fotoğraflarını referans alarak bir model oluşturdum,” diyor. Ayrıca, Urla Demircili Koyu’na giderken gördüğü bir manzara ile Şeker Ahmet Paşa’nın Manzara isimli tablosu arasındaki benzerliği vurgulayan Gedik, günümüzün yorumuyla geçmişi birleştirmeyi başardı.
Urla ve çevresinin gücü
İstanbul’un griliğinden uzaklaşmak ve Urla’nın sunduğu doğal güzellikler sayesinde yeni projeler üretme konusunda güç aldığını belirten Gedik, Urla’nın çevresinin büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyor. “Burada önemsemeden geçtiğiniz bir bina, bir kazı çalışması ya da bir ağaç büyük bir hikayeyi taşıyor olabilir,” diyor.
İlerleyen projeler ve hedefler
Gökay Gedik, bu projeyi diğer İyonya şehirlerine taşımayı hedefliyor. Belediyeler ve kültür merkezleriyle görüşmelerin devam ettiğini belirten sanatçı, gelişmeleri Instagram hesabı üzerinden duyuracak. “İzmir ve çevresi çok önemli bir potansiyele sahip. Dijital sanat günümüzde en ilgi çeken ve prestijli gösterileri sağlıyor,” diyor.
Gelecek planları
İleride Urla’da interaktif alanlar üzerine bir stüdyo kurmayı planlayan Gedik, bu alanda daha fazla projeye imza atmayı amaçlıyor. “Etkinliğe katılan insanların ilgisinden çok memnun olduk,” diyor.