İZ GAZETE - İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, her deprem sonrasında yeniden gündeme gelen yapı denetim süreci ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Yapı denetime yönelik Riskli Yapı Tespiti ve Performans Analizi gibi seçeneklerin olduğunu anlatan Eylem Ulutaş Ayatar, yaşam hakkı için çok önemli olan yapı denetiminin ekonomik kaygılar nedeniyle tıkandığına dikkat çekti. Devletin yaşam hakkını korumak gibi temel bir görevi olduğunu hatırlatan Ulutaş Ayatar, bu yüzden de yapı güvenliği ve dönüşüm gibi konulara yönelik çok ciddi kaynak aktarılması gerektiğini vurguladı.

İKİ SEÇENEK VAR

Yapı denetimi nasıl yapılıyor, süreç nasıl işliyor anlatır mısınız?

İki tane analiz yöntemi var. Eğer yapınızı ‘kentsel dönüşüm’ kapsamında yıkıp yeniden yapmak istiyorsanız, ‘Riskli Yapı Tespiti’ne başvuracaksınız. Bunu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği firmalara yaptırmanız gerekiyor. Bakanlık, sitesinde bu firmaları açıklıyor. Bu tespit yönteminde; binanın depreme karşı dayanıklı olup olmadığı bilgisi değil, kentsel dönüşüm yasası kapsamında binanın yıkılması gerekip gerekmediği belirlenir.
Bu tespiti yaptırıyorsanız eğer bilin ki yapınız riskli çıkarsa Şehircilik Bakanlığı’na bildirilir ve 60 gün içinde yapınız yıkılmak zorundadır. Dolayısıyla bu gerçeği bilerek başvurmanız gerekiyor.

Yıkım kararı çıkarsa yeni yapınızı inşa etmek için bir müteahhitle anlaşabiliyorsunuz. Sonra da yapım sürecine giriyorsunuz. Bu noktada kentsel dönüşüm kredisi ve kira yardımı gibi bir takım teşviklerden faydalanabiliyorsunuz. Ancak bugün kredi bulmak zor ve kira yardımı da mevcut piyasa koşullarının altında kalabiliyor.
Yok, eğer ben kentsel dönüşüm kapsamına girmek istemiyorum ama binamın durumunu da bilmek istiyorum diyorsanız, özel inşaat mühendisliği bürolarına Performans Analizi yaptırmalısınız. Bu yöntemde de yapınızdan karot alınıp donatı tespiti yapılıyor. Bu tespitin sonucunda Deprem Yönetmeliği’ne göre yapının can güvenliğini sağlayıp sağlamadığına bakılıyor. Eğer sağlamıyorsa güçlendirme seçeneği ya da yıkım seçeneği size sunuluyor. Bu konuda bizim İnşaat Mühendisleri Odamızın da açıkladığı firmalar listesi var. Biz bu listeyi açıklarken deneyim şartına göre kriterler belirledik ama yine de mutlaka tespit yaptıracağınız firmaya deneyimini sorun. Vatandaşlarımız bizimle de iletişime geçebilir.

UZLAŞI ŞART

Eğer ‘performans analizi’ yaptırdıktan sonra yapımız güvensiz çıkarsa ancak kat malikleri arasında da ekonomik çekinceler nedeniyle bir uzlaşı sağlanamazsa ne oluyor?

Bununla ilgili bir şey yapılamaz, konut sahipleri arasında uzlaşı gerekiyor. O yüzden biz, niyetin çok net olarak belirlenmesi gerektiğini söylüyoruz zaten. Bu noktada dönüşüm isteyenler Riskli Yapı Tespiti’ne de başvurulabilir. Bu konu çok ciddi sorunlar yaşanabiliyor, konut sahipleri birbiriyle davalık oluyor, mülkiyet hakkı nedeniyle çok uzun süre sancılı süreçler yaşanabiliyor.

KAYNAK AYRILMALI

Yaşam hakkı, mülkiyet hakkından daha değersiz demek ki! Can güvenliğimiz bir başkasının insafına ya da ekonomik kaygılarına bırakılmamalı. O zaman burada devlet hem düzenleyici hem de destekleyici pozisyonda durmalı değil mi?

Kesinlikle öyle. Çünkü zaten bu meselenin gelip tıkandığı yer ekonomik kaygılar oluyor hep. Yıllardır konuştuğumuz dönüşümün sağlanması için devletin destek olması ve bu konuya özel bir kaynak aktarması gerekiyor. Öncelikle kentlerimizde yapı envanteri çıkarılıp sonrasında da risk önceliklendirmesiyle kaynakların buralardaki dönüşüme harcanması gerekiyor. Bu sadece belediyelerin yürütebileceği bir iş de değil. İş birliği ve ekonomik kaynak aktarımı şart. Elbette toplumun da bilinçlenmesi gerekiyor. Bazı konularda küçük çıkarları değil de can güvenliğini öncelemeliyiz. Bu da aslında siyasi iradeyle çözülebilir. O siyasi iradeyi bulmak da yine toplumun sorumluluğunda. Deprem olduğu dönemlerde yaşam hakkımızla ilgili bu çok önemli konuyu yöneticilerden talep ediyoruz ama sonrasında unutuyoruz!

PİYASA BELİRLİYOR!

Peki binasına performans analizi yaptırmak isteyenleri nasıl bir maliyet bekliyor?

Fiyatlandırma her yapıya göre değişiklik gösterir ama bu işin serbest piyasaya kalmış durumda olduğunu söyleyebilirim tabii. Önerilen bir bedel elbette vardır ama şu kadardan aşağıya olmaz, bu kadardan yukarı olmaz gibi bir tarifesi yok. Ancak şunu da söylemeden geçmemeliyim; bu konuyu bir maliyet olarak görmeyi bir kenara bırakmamız lazım. Elbette mühendislik hizmetiyle ilgili uçuk rakamlar konuşulmamalı, sonuçta herkesin bir yaşam koşulu var ama sorgulamamız gereken başkaca şeyler de var. Bir emlak komisyoncusu satış bedeli üzerinden yüzde 4 gibi bir oran alırken, bugün yapı denetim firmaları yüzde 1,43 oranında pay alıyorlar. Satış mutlaka çok önemli bir emektir, bu konuda bir yarış içine girmek istemeyiz asla ama diğer tarafta da mühendislik hizmetinden bahsediyoruz, buna özen göstermemiz ve mühendislere de hak ettiği değeri vermemiz lazım.

BAŞKA SEÇENEK YOK

Binadan karot alımının herhangi bir zararı var mı, bu da çokça soruluyor?

Görece çok küçük bir zararı olabilir ama zaten örnek aldığınız yeri güçlü bir yapı malzemesi ile dolduruyorsunuz. Hatta o malzemenin kendi dayanıklılığı eski binalarda daha güçlü bile olabiliyor. Binayla ilgili bir şey konuşacaksak ondan bilgi almak zorundayız. Şu an için karot örneği dışında da başka bir seçenek yok. Buna güvenmek zorundayız.

Herkesin bu performans analizini yaptırması gerekir mi?

Büyük bir şeyden bahsediyorsunuz. Performans Analizi, şimdiki Deprem Yönetmeliği’ne uygunluğu gösterir. O yüzden de özellikle eski yapılar için güçlendirme ya da yıkım yapılması gerektiği kararı çıkabilir. Eğer buna yönelik bir icraata gireceklerse evet herkes binasından o bilgiyi almalı. Ancak belki öncesinde yapının projesine bakılarak bir ön incelemeye de tabi tutulabilir. Yani bir inşaat mühendisi; yapının projesine uygun yapılıp yapılmadığına ya da projeden farklı herhangi bir değişiklik var mı gibi bir genel kanaat getirip ileri derecede analize yönlendirebilir. Hepimiz birden performans analizine girelim desek mühendis de yetmez.

GÜÇLENDİRME ÖNEMLİ

Güçlendirme seçeneği ortaya çıkarsa nasıl işler süreç?

Taşıyıcı sistemin tümü dikkate alınarak, taşıyıcı sisteme perde eklemeye, taşıyıcı sistem elemanlarının güçlendirilmesi yöntemlerine karar verilir ve güçlendirme uygulama projesi hazırlanır. İlgili belediyeye güçlendirme ruhsatı başvurusunda bulunulur. Güçlendirme maliyeti yapının durumuna göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca tabii uygulama aşamasında iş sağlığı ve iş güvenliği açısından yapının boşaltılması tercih edilir. İnşaat aşamasında şantiye şefi olarak İnşaat Mühendisi görevlendirilir. Uygulamanın yapı denetim firmaları tarafından denetlenmesi de zorunludur. Güçlendirmenin önemli olduğunu ve kullanılması gerektiğini söylüyoruz biz.

ZEMİN BİLGİSİ İÇİN…

Zemine göre denetim araçları değişiyor mu? Yani binanın sağlamlığından emin olsak bile zemininin sağlamlığını nasıl öğrenebiliriz?

Biz yapıyı tasarlarken, yer bilimcilerin yaptığı çalışmalar üzerine zeminden bir bilgi alıyoruz. Proje sürecinde zeminin yapıya etkisi hesaplanır, iyileştirmeye ihtiyaç duyulan bir zemin varsa da ona göre proje oluşturulur ve uygulamalar yapılır. Yapı denetimde ise zemine dair ayrı bir mekanizma kurulmuyor. 2000 yılından sonra yapılan her yapının zemin etüdünün yapılması zorunludur. Dolayısıyla zemin bilgisi belediyeden de alınabilir.

KİRACININ SÖZ HAKKI YOK

Yapı denetimde kiracıların söz hakkı yok değil mi?

Yasal olarak yok, çünkü yapıya müdahale ettiremiyor. Bu işin Türkçesi ne yazık ki şu; kendini güvende hissetmiyorsan git daha güvenli olduğunu düşündüğün yerde otur; daha çok para kazan, daha iyi bir yerde yaşa!

Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Bayraklı’da yürüttüğünüz yapı envanteri çalışmasında kiracılar da en azından yaşadıkları konutlar hakkında bir bilgiye sahip olabilir değil mi?

Elbette. Bayraklı’daki her yapıya bina kimlik belgesi çıkarttık. İzmir Kent Rehberi ya da Bizİzmir uygulamasından binanızla ilgili bilgi alabilirsiniz. O yapının projesi arşivde varsa bu uygulamada da vardır. Kiracılar mesela o projeyi alıp bir mühendise yorumlatabilir. Yapıya dair bir düzensizlik olup olmadığının yorumunu alabilirler.

İkincisi; o belgede yapının kullanım amacı da yer alıyor. Mesela; zemin katı konut tasarlanmış ama bir bakıyorsunuz dükkân olarak kullanılıyor. Bu bir soru işaretidir. Kiracılar, en azından bunları sorgulayabilirler. Aynı çalışmaları Bornova’da da devam ettiriyoruz, hatta tamamlanmak üzere.

KAROT TESTİ NEDİR?

Binanın bütünlüğü, iç ve dış malzemenin ne kadar sağlam olduğu ile ilgili önemli sonuçlar karot testi ile ortaya çıkmaktadır. Bu testte kullanılan karot makineleri, binaya zarar vermeden yeterli sayıda numune alarak, binanın dayanıklılık durumunu ölçmeye olanak sağlıyor.
Binanın taşıyıcı kolonu, duvarlar, kiriş veya döşemeler gibi özel alanlardan silindir şekilde alınan numuneler, daha sonra bir dizi sağlamlık testine tabii tutuluyor.
Binanın beton dayanıklılığı ve demir durumunu da analiz eden karot testi, tek başına kapsamlı bir depreme dayanıklılık ölçütü değildir. Binanın bulunduğu zeminle ilişkisi gibi birçok faktör, binanın depremde göstereceği performansı etkileyebilir.
Ancak karot testi kendi yaşamınız için yapabileceğiniz en üst seviye bina kontrolüdür.

Editör: Özlem Çimen Durmaz