Uzmanlar deprem bölgelerinde beslenme ve hijyen koşullarının yeterli olmaması, sağlıklı ve yeterli su kaynaklarına ulaşamama sorunları nedeniyle mide-bağırsak enfeksiyonları riskinin arttığını belirtiyor. ‘‘Deprem sonrası bir hafta ile bir aylık süre içerisinde besin zehirlenmesi, tifo, kolera, dizanteri, viral gastroenterit, bakteriyel gastroenteritler ve paraziter hastalıklar yaygın görülür'' diyen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bu hastalıklardan korunma yollarını şöyle anlattı…

Kolera

Sel, deprem gibi afetler sonrası kolera vakaları sık olarak ortaya çıkar. Vibrio cholerae adlı bakteriyle bulaşan akut başlayan, şiddetli sulu ishal ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Karın ağrısı, kusma, idrar miktarında azalma ve vakaların yüzde 5'inde ateş şikayeti ortaya çıkar. Hastalık genellikle dışkı, kirlenmiş su ve besin yoluyla bulaşır. Tedavide sıvı ve elektrolit verilmesi ve antibiyotik önemlidir. Tedavi edilmezse kısa sürede böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Tifo

Salmonella adlı bakteriler tarafından oluşturulan, insanlara hayvanlardan geçen sıklıkla gastroenterit tablosuna yol açan bir hastalıktır. Bu hastalık daha çok besin zehirlenmesi şeklinde ortaya çıkar. İyi pişirilmemiş kanatlı hayvan (tavuk, hindi) etleri en sık bulaş kaynağıdır. Ülkemizde özellikle fastfood yiyeceklerle ortaya çıkar. Tavuk, çiğ yenilen yeşil yapraklı sebzelerle bulaş sıktır. Enfekte gıda alımından 6-72 saat sonra ateş, ishal ve karın ağrısı görülür. Sıvı ve gerekirse antibiyotik tedavisi uygulanır.

Leptospiroz

Fare ve kemirgen idrarıyla bulaşmış su ve yiyeceklerin tüketilmesi, bulaşmış toprakta temas sonucu leptospiroz denilen hastalık ortaya çıkabilir. Etken ağız yolu veya hasarlı deri yoluyla vücuda girer. Hastalık yüksek ateş, titreme, bulantı, kusma, karın ağrısı, yaygın vücut ağrıları, karaciğer ve böbrek yetersizliği bulgularıyla seyreder. Tedavisinde uygun antibiyotiklerin kullanılması gerekir. Hijyen kurallarına uyma ve kemirgen kontrolü hastalığın önlenmesi için zorunludur.

Amipli dizanteri

Entamoeba histolytica adı verilen parazit tarafından oluşturulan kanlı sümüklü ishale yol açan bir hastalıktır. İnsan dışkısı ile kirlenmiş suların ve besinlerin tüketilmesiyle ortaya çıkar. El yıkama, tuvalet hijyeni, su ve gıdaların kirlenmesinin önlenmesi hastalıktan korunmayı sağlar. Tedavide uzun süre antibiyotik kullanılması gerekir.

Basili dizanteri

Shigella bakterisi sonucu ortaya çıkan kanlı, mukuslu ishal, bulantı, kusma, ateşle seyreden bir hastalıktır. Özellikle hijyenik koşulların uygun olmaması ve güvenli içme suyu temin edilememesi gibi durumlarda ortaya çıkar. Hastalık fekal-oral yolla bulaşır. İnsan dışkısının ortadan kaldırılamadığı durumlarda sinekler hastalığı bulaştırabilir. Su ve sabunla el yıkama korunmada en etkili yöntemdir. Tedavide sıvı ve antibiyotik desteği önemlidir.

Besin zehirlenmesi

Ön planda gastrointestinal şikayetlere (bulantı, kusma, ishal) yol açan besin ve su ile bulaşan hastalık tablosudur. Etken çoğunlukla bakteri, virüs ve parazitlerdir. Besin zehirlenmesine yol açan 250 kadar farklı besin tanımlanmıştır. Özellikle bebekler, çocuklar, yaşlılar, hastalığı olanlar ve gebeler risk altındadır. Riskli besin tüketiminden sonra erken 1 saat en geç 120 saat sonra bulantı, kusma, karın ağrısı, bazen ateş, sulu veya kanlı olabilen ishal gibi şikayetler ortaya çıkar. Tedavi genellikle destek tedavisi şeklindedir. Ağız yolu ile bol miktarda sıvı almak yeterlidir. Kusmaya ve ishale yönelik ilaçlar hastayı rahatlatsa da özellikle yüksek ateş, kanlı ishal olduğunda kesinlikle verilmemelidir. Basili dizanteri, kolera ve invazif tifoda antibiyotik gerekir. Vakaların büyük çoğunluğunda antibiyotik gereksizdir. Zehirlenmeye yol açan gıdalar et, süt, yumurtadır. Bu ürünler iyice pişirildikten sonra tüketilmelidir. Ambalajı şişmiş konserveler de risklidir.

Giardia

Giardia intestinalis adlı parazitin bulaştığı içme sularıyla ortaya çıkar. Kirli su ve gıdalar aracılığı ile veya insandan insana fekal-oral yolla bulaşabilir. Tüm dünyada yaygın bir hastalıktır, özellikle çocuklarda sıktır. Bulantı, kusma zayıflama, karın ağrısı, kötü kokulu ishal en önemli belirtilerdir. Uygun antibiyotiklerle tedavi edilir.

Neler yapılmalı?

Bu dönemde temiz su kaynaklarının sağlanması, ambalajlı suların kullanılması, suların klorlanması, sebze ve meyvelerin klorlanmış su ile yıkanması, yemek kaplarının temiz ve hijyenik tutulması, kişisel hijyene dikkat edilmesi önemlidir. Yeterli sayıda tuvaletlerin bölgede oluşturulması, tuvaletlerin yerleşim bölgelerine ve su kaynaklarına belirli uzaklıkta olması, atıkların her gün uzaklaştırılması, sabun ve tuvalet kağıdına erişim ishal vakalarının önlenmesinde etkilidir. Sağlık ekipleri tarafından suların klor seviyesi, mikrobik etkenler tarafından kirletilip kirletilmediğinin saptanması, ishal vakaları ortaya çıktığında hastaların ayaktan hızla hastalık etkenlerinin saptanması zorunludur. Su ve yiyecek kaplarının temiz korunması, sebze ve meyve gibi çiğ besinlerin klorlu su ile iyice yıkanması, yiyeceklerin iyi pişirilmesi önemlidir. Kişisel hijyen, ellerin tuvalet öncesi ve sonrası, yemek öncesi ve sonrası, yemek hazırlanırken yıkanması, ishal ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesi açısından önerilir. (SÖZCÜ- NAZAN DOĞANER HALICI)

Editör: Duygu Kaya