Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında toplandı. PM toplantısının ikinci oturumundan önce CHP Sözcüsü Deniz Yücel açıklama yaptı. PM toplantısı sona erdikten sonra adayların açıklanacağını belirten Deniz Yücel, basın mensuplarının sorusu üzerine İzmir’in ilçelerinde ve Hatay'da bir aday değişikliğinin gündemlerinde olmadığını söyledi.

Yücel, İzmir'de Karaburun başta olmak üzere bazı ilçe belediye başkan adaylarının, adaylığının geri çekileceğine ve adayın değişeceğine yönelik iddiaların sorulması üzerine şu yanıtı verdi;

 "İzmir'in Karaburun ya da başka ilçelerinin geri çekilmesi gibi bir gündemimiz olmadı" dedi.

'Haluk Levent'in adaylığı söz konusu değil'

Haluk Levent'in aday olup olmadığı ile ilgili soruya Yücel'in cevabı "Kurumsal bir adaylık teklifi olmadı" oldu. Yücel'e Haluk Levent'in neden adaylıkla ilgili açıklama yaptığı soruldu. Yücel, "Bilgimiz olsa paylaşırım, öğreniriz bunlar öğrenilemeyecek meseleler değil" dedi.

Yücel'in açıklamasında öne çıkanlar şöyle:
 
Yoksulluk yardımlarıyla övünen AKP hükümetinin bakanları ise dünyalıklarını yapmakla meşgul… Bakanlık maaşını “Bilmediğini ve bağışladığını” söylerken bununla övünen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un son 6 yıldır aldığı teşvikler ortaya çıktı.
Anlıyoruz ki aldığı bu teşviklerin yanında maaşa zaten ihtiyaç dahi duymuyormuş.

“Gemicikli Erdoğan’ın teşvikli Bakanları”

Bakan Ersoy’un, son altı yılda devletten aldığı teşvik tutarı 4.5 milyar TL’yi bulmuş. Gemicikli Erdoğan’ın Teşvikli Bakanları…

Bakın, bir kültür bakanının görevi, ülkenin tarihi ve kültürel mirasını korumak ve geliştirmektir. Ama Erdoğan’ın “Teşvikli Kültür Bakanı” bunu yanlış anlamış ki; ülkenin tarihi ve kültürel mirasını değil kendi mirasını korumaya girişmiş… Bakan Ersoy’a teşvikler yetmemiş bir de şirketine, hazineye ait orman arazisine, otel yapma izni almış.
Bu alanlar, özenle korunması gereken doğal ve kültürel değerlerdir ve ticari amaçlarla kullanılmaması da anayasanın amir hükmüdür.
Kamu kaynaklarını, zenginliğine zenginlik katmak için kullanan “Teşvikli Bakanın” otel projesi derhal durdurulmalıdır.

Çağlayan Adliyesi'ne saldırı

Ülkece 6 Şubat felaketini andığımız günde, terör yine pusudaydı! İstanbul Çağlayan Adliyesi'ne gerçekleşen hain terör saldırısında bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Allah’tan rahmet; ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Terörü lanetliyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Teröristleri etkisiz hale getiren kahraman emniyet görevlilerimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.

Terörün, huzurumuzu ve birliğimizi bozmasına izin vermeyeceğiz.Fakat huzurumuzu bozmaya çalışan sadece terör değil, terör kadar tehlikeli AKP hükümeti ve yancısı MHP’dir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki terör saldırısını Cumhuriyet Halk Partisine bağlama şuursuzluğunda bulundu.

'Saldırıları CHP ile özdeşleştirmek alçaklıktır'

Bu bizi tabii ki şaşırtmadı… Her seçim öncesinde olduğu gibi adil ve eşit bir yarışı göze alamayan iktidar ve payandası, fütursuzca iftira atmaya başladı. Oysa ki tıpkı Santa Maria Kilisesi’nde olduğu gibi Çağlayan Adliyesi’ndeki terör saldırısı da Türkiye’deki istihbarat ve güvenlik zafiyetini bir kez daha ortaya koymuştur.Durum bu kadar açıkken, bu hain saldırıları Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle özdeşleştirmeye çalışmak en hafif tabiriyle kişiliksizlik, karaktersizliğini ve alçaklıktır.AKP ve MHP’ye sesleniyorum: CHP’yi terör örgütleriyle aynı cümlede kullanamazsınız. CHP bu devleti kuran partidir.Bugüne kadar yıllarca insanlarımızın milliyetçi duygularını sömürerek siyaseten var oldunuz.

HÜDA-PAR ile aynı safta olan sizler, terör örgütleri konusunda ahkam kesecek konumda değilsiniz! Sizin safınız Gaffar Okkan’ın katillerinin safıdır. Siz önce Sinan Ateş cinayetinin hesabını verin! Kendi evladına sahip çıkmayanlardan milliyetçi olmaz. Bir terör saldırısından medet umacak kadar acizsiniz.

Bahçeli'ye DEM Parti yanıtı: Sinsiliğin tek adresi

MHP Genel Başkanı da bu acizlikten nasibi almış olmalı ki DEM partinin, İstanbul’da aday çıkarmasına sinsi bir planın parçası demiş.Sayın Devlet Bahçeli bir rekabetten, nasıl sinsi bir plan çıkardı bilemiyoruz ama “sinsilik” deyince bu ülkedeki tek adresin kendisi olduğunu biliyoruz. Değerli Basın mensupları şu son günlerde yaşananlar gösterdi ki;
İktidarın adil ve eşit bir seçime girme cesareti yok… Bu nedenle akıllarına gelen her yönteme başvuruyorlar.

Resmi Gazetede bir yönetmelik yayımlandı. Neymiş Saray'dan onay alamayan hiçbir belediye bundan sonra yatırımlarını tamamlamak için borç alamayacakmış...Yani Erdoğan'ın deyimiyle "buyruklarına" uymayanlar cezalandırılacak. Nerede? Bir asırdır, tam 100 yıldır Cumhuriyetle yönetilen Türkiye'de... Bu düzenleme; Hukuka, Eşitliğe, adalete ve demokrasiye tamamen aykırı.

'CHP'li belediyelere engeller çıkarılıyor'

Erdoğan CHP'li belediyeleri engelleyebilmek için özel bir çaba sarf ediyor. AKP’li belediyelere sınırsız imkânlar sunulurken, CHP’li belediyelere türlü türlü engeller çıkarılıyor. Acil ihtiyaç duyulan metro yapımına izin verilmiyor, otobüs alımına onay çıkmıyor. Hiç önemli değil! Sayın Erdoğan, Sen seçmeni tehdit ettikçe gerçek yüzünü daha fazla insan görüyor."

Editör: Esra Seyirden