İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu olan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. CHP İstanbul'a kayyum atanmasına tepki gösteren Akın kayyum atanmasının tamamen siyasi bir operasyon olduğunu söyledi.
Gürsel Tekin’e eleştirilerde bulunan Akın, “Farklı görüşlerinden dolayı partisine operasyon yapan, partisini zayıflatmak isteyen, zayıflatarak da kendi iktidarını devam ettirmek isteyen bir siyasetin parçası olmak demek açık ya da kapalı iş birliği yapmak demektir. Gürsel Tekin’in yaptığı siyasi etik açısından asla kabul edilebilir bir durum değil. CHP yönetiminin almış olduğu ihraç kararını doğru buluyorum” dedi.
"Siyasi Operasyon"
CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptaline yönelik değerlendirmelerde bulunan Akın, “Normalleştirilmeye çalışılan ama olağanüstü olan hukuk dışı bir durum. Tamamen siyasi bir operasyon. Nedeni şu; kongre yapılalı 2 yılmış geçmiş. 2 yıl sonra parti yeniden kongresini planladığı sırada operasyon yapılıyor. CHP’ye yönelik 19 Mart’ta başlayan bir darbe pratiğinin devamını gösteren bir durum. Karşısında en güçlü olan muhalefeti bertaraf etmek, birbirine düşürmek için böl parçala yönet siyasetinin uygulanmasını yaşıyoruz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Her türlü düzeyde, tüm kurumlarımızla bu duruma karşı tepkimizi veriyoruz. Siyasi bir operasyon yapıldığını böyle bir ortamda barış ve kardeşliğin sözlerinin kıymetinin kalmadığını söylüyoruz. Aynı zamanda yeni dönemin inşasına yönelik sürdürülen iyi niyetli anlayışı da sabote eden bir durum. Bunu kim yapıyor derseniz, iktidarın içindeki bir kesim diyebileceğim ortak akıl var gibi gözüküyor. Hem AKP, hem MHP yönetimi tabiri caizse siyaseten bu operasyonların arkasında duruyor” diye konuştu.
"Kabul edilebilir değil"
Gürsel Tekin’in kayyum olmayı kabul etmesini eleştiren Akın, “Başka bir detayı daha konuşma ihtiyacı var. Kayyum olarak kimi atadılar? Eskiden il başkanlığı yapmış, partiyle arası bozuk olan ve aynı zamanda bu meseleyle ilgili geçmiş dönemde şöyle diyen; ‘Bir CHP’li asla kayyum atanmasını kabul edemez.’ Gürsel Tekin’in bu konuyla ilgili daha önce yaptığı açıklamalar var. Bu aynı zamanda ahlâken de ciddi bir durum. Herhangi bir parti içerisinde bir muhalefet olabilir, farklı görüşler olabilir. Ama bu farklı görüşlerinden dolayı partisine operasyon yapan, partisini zayıflatmak isteyen, zayıflatarak da kendi iktidarını devam ettirmek isteyen bir siyasetin parçası olmak demek açık ya da kapalı iş birliği yapmak demektir. Dolayısıyla Gürsel Tekin’in yaptığı siyasi etik açısından asla kabul edilebilir bir durum değil. CHP yönetiminin almış olduğu ihraç kararını doğru buluyorum” şeklinde konuştu.
"İktidar bundan vazgeçmeli"
İktidara çağrıda bulunan Akın, “İktidarın bir an önce böyle yöntemlerle kendi siyasi varlığını sürdürmeye çalışmasından vazgeçmesi lazım. Bu şunu da gösteriyor; ‘Kim seçilirse seçilsin fark etmez, istediğimiz şekilde kayyum atarız’ mantığıyla hareket etmedir. Hem ekonomik düzeyde hem de siyasi düzeyde el koyma hikâyesi ortaya koyuyorlar. Aslında siyaseten, fikren yönetemeyen bir partinin fiili devlet gücüyle halka karşı politik olarak değerlendirilebilecek bir adımdır. Hukuk normları alt üst olmuş, hukuki olmayan işleri yapabilir hale görmeyi kendilerinde hak gören bir zihniyetle karşı karşıyız. Eskiden çadır cumhuriyetleri diye bir tabir vardı. Artık ona doğru gidiyor. Bu Türkiye’nin kaldırabileceği bir durum değil. İktidar aklını başına toplamalı ve bundan vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Kongresi’nin iptalinin 15 Eylül’de görülecek Kurultay Davası için bir kapı araladığını aktaran Akın, şunları söyledi:
“Bir adım olarak İstanbul’dan başladılar. İstanbul’un devamı olarak da genel merkeze yönelmek istiyorlar. Öğrendiğimiz kadarıyla, CHP içerisindeki iç iktidar kavgalarının yarattığı bilgilerin çok fazla fakındalar. Kamuoyuna çok yansıyor. CHP içerisindeki bir kesim böylesi bir kayyum politikasının arkasında durmaya ve fırsat buldukça kendi iktidarlarını yeniden kurmaya, örneğin şu anda Gürsel Tekin’in benzerini Kılıçdaroğlu yaparsa iktidar açısından çok güzel bir hikâye olur. Bunu bozmanın yegâne yolu şudur; iktidarın bu oyuna alet olmamalı, onurlu durmalı, bu sorunun CHP içi bir sorun olduğunu ve kendi içlerinde demokratik yöntemlerle çözmeli. İktidarın siyasi operasyonlarının bir parçası haline gelen bir CHP yönetim değişikliğinin kimseye hayırlı olmayacağını, toplumsal güven bakımından da hiçbir karşılığının olmadığını bilmek gerekiyor. Buna düşmenin de siyaseten AKP’nin işine geleceğini kabul etmek gerekiyor. Böyle bakıldığında ben olsam böyle bir teklifi asla kabul etmem. CHP de kayyum karşısında ortak bir tavır sergilerse bu oyunlar fazla işlemeyebilir. Ama maalesef bunu fırsat bilen ve bu fırsatı değerlendirmek isteyen birçok insan var. Partini işine karışacak değilim ama dostane olarak uyarmak isterim. Siyasetçiler de siyasi partisine sahip çıkmalı. CHP’nin içerisindeki oyunların parçası olma hâli parti ilişkisi bakımından kabul edilebilir değil. CHP Genel Merkezi iki yıldır bu meseleyle uğraşıyor. Artık yeni bir kongreye gidiyor. Kongre süreci sonrası yeni yönetim oluşacak. Buna artık rıza göstermek gerekiyor. Özet olarak bu durumu kabul etmemek lazım. Onurlu bir insan olarak bunu kabul etmemeli, itiraz ettiğin bir sistemin parçası olmamalısın.”
“CHP’ye yapılanlar farklı siyasi görüşte insanlar olarak bizi neden ilgilendiriyor? Bu iktidar bu kadar kötülük yaparken eğer muhalefet sağlam durmazsa iktidarın işine gelir ve iktidarını devam ettirir. Çünkü iktidarın başarısından dolayı değil, muhalefetin başarısızlığından dolayı iktidarını devam ettiriyor.”