Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla DEM Parti İzmir İl Örgütü tarafından yayımlanan mesajda, savaşlar, zorunlu göçler ve mülteci krizlerine dikkat çekilerek barış, adalet ve demokrasi vurgusu öne çıktı. Açıklamada, herkesin onurlu bir yaşam hakkına sahip olduğu ifade edilirken, mültecilere yönelik ayrımcılığa ve hak ihlallerine karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı.

Yapılan yazılı açıklama şu şekilde:

“Bugün, savaşlar, işgaller, yoksulluk, ekolojik yıkım, cinsiyet eşitsizliği ve devlet şiddeti nedeniyle milyonlarca insanın zorla yerinden edilmesinin yarattığı büyük insanlık trajedisini görünür kılma günüdür. Bugün, sınırların değil, yaşamın kutsallığını; ayrımcılığın değil, birlikte yaşamın imkanlarını konuşma günüdür.

Küresel kapitalist sistem, halklara yalnızca ölüm, zorunlu göç ve yıkım vaat etmektedir. Yerinden edilmenin esas nedeni savaş değil, savaşı üreten sistemdir. Bugün dünyada 120 milyondan fazla insan yerinden edilmişse, bu ulus-devletçi tahakkümün, sömürgeci sınırların ve erk-odaklı siyasetin sonucudur.

Ortadoğu özelinde ise bu gerçek çok daha çıplak bir biçimde karşımızdadır. Emperyalist müdahalelerle paramparça edilmiş bu kadim coğrafyada halklar; kimlikleri, dilleri, inançları ve cinsiyetleri nedeniyle göçe zorlanmakta; kadınlar ve çocuklar, bu zorunlu göçlerin en ağır yükünü taşımaktadır. Mültecilik bugün; yalnızca mekânsal bir yer değiştirme değil, aynı zamanda bedensel, kültürel, sosyal ve politik bir parçalanmadır.

Türkiye ise bir yandan mülteci emeğini sömüren, diğer yandan onları iç siyasette günah keçisi ilan eden bir politik hattı yıllardır sürdürmektedir. Göçmen karşıtlığı, iktidarın krizlerini örtmenin aracı haline gelmiş; mülteci düşmanlığı sistematik bir devlet politikası olarak şekillendirilmiştir. Oysa biz biliyoruz: Mülteciler bir kriz değil; bu düzenin mağdurudur. Kimse, evini, yurdunu keyfi olarak terk etmez.

Bizler, DEM Parti olarak; sınırların değil halkların kardeşliğini, baskının değil özgürlüğün, tekçi devlet yapılarının değil, çoğulcu ve katılımcı toplumların inşasını savunuyoruz. Bu savunumuz yalnızca insani değil; aynı zamanda siyasal ve tarihsel bir sorumluluğun gereğidir.

Bu sorumluluk, Sayın Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu demokratik konfederalizm perspektifinde ifadesini bulur. Demokratik konfederalizm, halkların kendilerini doğrudan örgütlediği, devlet dışı alternatif toplumsal modellerle yaşamı birlikte kurduğu, kimliklerin eşit, kadınların özgür ve doğanın korunarak esas alındığı bir paradigma sunar. Ulus-devletçi sınırlar yerine, demokratik toplumun ağlarını örer.

Bu model; hem savaşların hem de zorunlu göçlerin kalıcı çözüm adresidir. Bu nedenle mülteciliğe karşı verilecek en güçlü yanıt, savaşsız bir yaşamı, demokratik siyaseti ve yerinden edilmeyen bir toplumu mümkün kılmaktır.

Bugün bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz:

▪ Mültecilik bir kader değil, bu düzenin sonucudur.

İzmir’den torba yasa geri çekilsin çağrısı: Zeytinlikler, ormanlar, meralar tehdit altında
İzmir’den torba yasa geri çekilsin çağrısı: Zeytinlikler, ormanlar, meralar tehdit altında
İçeriği Görüntüle

▪ Çözüm, sınırların militarize edilmesinde değil; demokratik toplumların inşasındadır.

▪ Barış, halkların hakikatle yüzleşerek kuracağı yeni yaşamdır.

▪ Hiçbir insan, hiçbir çocuk, hiçbir kadın göç yollarında yalnız bırakılmamalıdır.

DEM Parti olarak, mülteciliğin değil; onu üreten politik düzenin karşısındayız. Sınırsız bir adalet, kadın özgürlükçü bir barış ve halkların demokratik birlikteliği için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Çünkü barış bir hayal değil; örgütlü halkların hakikatidir.

Çünkü göç değil, sürgün değil; kalıcı özgürlük haktır.

Çünkü bu dünyada herkesin yeri vardır.
DEM Parti İzmir İl Örgütü”

Muhabir: DİLAN ÇETİNKAYA