Resmi Gazete’de yayımlanan ve tarımsal kredi ile destekleme koşullarında kısıtlamalar getiren düzenlemeye tepkiler sürüyor. CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, söz konusu kararın, üretim yapmaya çalışan çiftçiyi desteklemek bir yana, zaten ayakta kalmakta zorlanan tarımsal üretimi daha da köşeye sıkıştıracağını belirtti.
İktidarın tarım politikalarını “yerli üreticiyi görmeyen, ithalatı teşvik eden ve mevcut krizleri derinleştiren bir anlayış” olarak niteleyen CHP’li Adem, çiftçinin yıllardır artan girdi maliyetleri, dalgalanan piyasa koşulları ve iklim krizinin getirdiği ağır şartlarla mücadele ettiğini, devletin desteğine en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde alınan kararın üreticiyi daha da çaresiz bırakacağını vurguladı.

Yeni düzenlemeye dair değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem’in açıklamaları şöyle:
“Çiftçi, mazot-gübre desteğini almayı beklerken, yeni modelde mazot-gübre desteği yerine ‘temel destek’ adı altında tutarsız ve düşük düzeyde bir ödeme sistemi getirildi. Bu, ‘üretim için gerekli girdileri karşılayabilme hakkı’nın gaspıdır. Ayrıca, desteklerden yararlanabilmek için yapılan kayıt sistemi dayatmaları (ÇKS, Örtüaltı Kayıt Sistemi, Hayvancılık Bilgi Sistemi vb) üreticiyi bürokrasiyle boğuyor; kayıtları eksik olan çiftçi “destek alamama” ile karşı karşıya. Bu durum, eşit destek alma hakkını ortadan kaldırıyor.
Yine düzenlemeyle vergi veya SGK borcu olan üreticiye destek verilmemesi kararı alınmıştır. Ancak tarımda zorunlu girdiler her yıl artarken, birçok üretici borçlanmadan üretim yapamaz hale gelmiştir. Borcu olan üreticiyi destek dışına çıkararak, çalışma hakkı ve üretim hakkı fiilen yok sayılmaktadır. Bir diğer ciddi kayıp da üretim çeşitliliğini sürdüren çiftçinin yanında olunmamasıdır. Bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yürüten işletmelere ‘ya bu ya bu’ dayatması getirilmiş, böylece üretici, risk yönetimini kendi eliyle sınırlamak zorunda bırakılmıştır; bu da üretim hakkının daraltılmasıdır.
Bununla beraber, devlet bankaları ile özel bankalar arasındaki fark ortadan kalkmıştır. Devletin üstlenmesi gereken “üreticinin yanında durma” sorumluluğu yerine, üretici özel bankacılık koşullarına mahkûm edilmiştir. Bu ise, devletin tarımsal destek politikalarında eşitsizliği derinleştirme anlamına gelmektedir. Bugün bu kararnameyle birlikte üreticinin sahip olması gereken haklar ya elinden alınmış ya da kullanılamaz hale getirilmiştir: finansmana erişim hakkı, öngörülebilir üretim planlama hakkı, farklı üretim kollarını sürdürebilme hakkı, desteklerden eşit ölçüde yararlanabilme hakkı… İktidarı uyarıyoruz: Çiftçiye destek verin! Köstek olmayın! Yerli üreticiye alan açın! Bu ülkenin toprağı, üreticisi ve çiftçisi, ithalatın değil, ülkemizin geleceğinin kaynağıdır.”





