Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 24. Dönem İzmir Milletvekili ve 28. Dönem İzmir Milletvekili Adayı Rahmi Aşkın Türeli, İz Televizyonu’nda Gizem Taban ile Z Raporu programına konuk oldu. 14 Mayıs’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine dair değerlendirmelerde bulunan Türeli, Millet İttifakı’nın seçimi kazanıp iktidara geldiği takdirde hayata geçirecekleri politikaları ve uygulayacakları yönetim anlayışını anlattı.

‘Denetim muhalefette'

Millet İttifakı iktidara geldiğinde nasıl bir yönetim anlayışı uygulayacaklarını anlatan CHP İzmir Milletvekili Adayı Rahmi Aşkın Türeli, “Muhalefet olduğumuz süreçte Türkiye’nin önemli bir sorunu için TBMM’de bir önerge verdiğimizde hep reddedildiğini görürdük. İktidar milletvekilleri, muhalefetten gelen bir şeyi yapmamak, konuyu kendileri gündeme getirmiş gibi göstermek adına aynı konuda bir önerge gündeme getirirdi. Ama biz böyle yapmayacağız. Sorunların çözülmesi için iktidar ve muhalefet birlikte olacağız. Biz Türkiye’yi yöneteceğiz, belli kaynakların kullanılmasına dair kararları vereceğiz ama aynı zamanda denetimin olduğu bir yapı öngörüyoruz. Türkiye’nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeye ihtiyacı var. Güçlendirilmişten kastımız; muhalefetin daha güçlü olduğu, iç tüzükte muhalefete daha çok yetki tanındığı ve denetim yetkilerini muhalefetin daha iyi kullandığı bir yapı öngörüyoruz. Parlamento daha etkin olacak, denetim muhalefet tarafından yapılacak.  Biz iktidara geldiğimizde Sayıştay’ın denetim yetkisini genişleteceğiz, kesin hesap komisyonunu ayıracağız ve başkanlığını ana muhalefet partisinden bir milletvekiline vereceğiz. Bu sistemi kurmak zorundayız. Açıklık, şeffaflık ve hesap verilebilirliğin olmadığı bir sistemin yürümesi mümkün değil. Biz geçmişte nasıl muhalefetteysek şimdi de başka partiler muhalefette olacak. Biz yanlış uygulamaları devam ettirmeyeceğiz” diye konuştu.

‘İsraf son bulacak'

Kaynakları doğru ve yerinde kullanacaklarını kaydeden CHP’li Türeli, şunları söyledi: “Kaynakların doğru kullanılması demek; kaynakların hiçbir su suiistimale, usulsüzlüğe, yolsuzluğa, hukuksuzluğa mahal vermeden kullanılmasıdır. Kaynakları yerinde kullanılması ise o kaynaklarla Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırımların yapılmasıdır. Sonuçta kaynaklarımız sınırsız değil ama o kaynaklarla hangi yatırımları yapacağız, Türkiye’yi nasıl en hızlı şekilde büyüteceğiz, toplumsal kesimler arasında adaleti nasıl sağlayacağız, kaynakların yerinde kullanımı bunun hesabının yapılmasıdır. Bu dönemde Türkiye’nin kaynakları çok yanlış alanlara kullanıldı. Örnek vermek gerekirse; Zafer Havalimanı yapıldı, yolcu garantisi verildi. 2022 için verilen yolcu garantisi yıllık 1 milyon 317 bin 733, uçan kişi sayısı ise 24 bin 851… Verilen garantinin sadece yüzde 1.9’u gerçekleşmiş. Aradaki farkı biz her gün uçmadığımız havaalanı için vermişiz. Bir diğer örnek Çanakkale Köprüsü… Günlük araç geçiş garantisi 45 bin, 2022’de ortalama 6 bin 288 araç geçmiş. Hazine, geçmeyen araç başına 17.7 Euro ödüyor. Bunlar, kaynakların yanlış kullanılması demek. Öte yandan müthiş bir israf var. Atatürk’ten başlayarak tüm Cumhurbaşkanları Çankaya Köşkü’nde ikamet etti ama bugünkü Cumhurbaşkanı bin 150 odalı sarayda oturuyor, 16 tane uçağı var. Biz Türkiye’nin kaynaklarını doğru, etkin, yerinde ve hukuka uygun kullanacağız. İsrafa son vereceğiz.”

Ekonomide yapılacaklar

Millet İttifakı olarak hayata geçirecekleri ekonomi politikalarına da değinen CHP’li Türeli, “Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını sağlayacağız. Bu, Merkez Bankası’nın her istediğini yapması anlamında değil, Merkez Bankası enflasyon hedefini hükümet ile birlikte belirler, ondan sonra o hedefe ulaşmak için elindeki araçları kendisi kullanır. Devlet Planlama Teşkilatı’nı yeniden kuracağız. Çünkü bir ülke planlama teşkilatı olmazsa önünü göremez. Ekonomik ve sosyal konsey, Anayasal bir kurum; devlet, işveren kesimi, işçi kesimi, meslek odaları, hepsinin bir araya gelerek oluşturduğu bir istişare kurumu… Ama en son 2019 yılında toplanmış. Biz bunu yeniden işler hale getireceğiz. Hemen bir hasar ve tespit komisyonu kuracağız, kamu-özel iş birliği projelerini gözden geçirmek istiyoruz. 2023 yılı için kamu-özel iş birliği ile yapılan projelere 102 milyar lira ayrıldı ama döviz cinsinden… Yani döviz artarsa daha da yukarı çıkacak. Bunların hepsi 25-30 yıllığına verilmiş projeler, bunları bir göreceğiz. Türkiye’nin Varlık Fonu var ve ülkenin birçok kurumu Varlık Fonu’nda…  Fakat buradaki şirketlerin hiçbir şekilde denetime tabii olması söz konusu değil. Böyle bir şey olamaz. Güven ve istikrarsızlık, Türkiye’nin kredi notunun spekülatif seviyede olması gibi nedenler; Türkiye’ye yabancı sermayenin gelmemesine, hatta mevcut yabancı sermayenin Türkiye’den gitmesine neden oldu. Oysa Türkiye’ye yabancı sermaye gelebilir. Türkiye, 58 ülkeye, bir buçuk milyar nüfusa ve 22 buçuk milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma imkanına sahip… Bir tarafta Avrupa bir tarafta Orta Asya bir tarafta Orta Doğu bir tarafta Kuzey Afrika… Türkiye bu kadar verimli bir bölge… Yeter ki biz ekonomiyi doğru yönetelim ve öngörülebilirlik olsun, yabancı sermaye Türkiye’ye gelir” ifadelerini kullandı.

Dört ayaklı program

“Bizim programımız 4 ayak üzerine kurulu” sözleriyle açıklamalarını sürdüren CHP’li Türeli, şöyle konuştu: “Birinci ayakta demokrasi var. Demokrasinin, hukuk devletinin, yargı bağımsızlığının, özgürlüklerin, basın özgürlüğünün, liyakatin olduğu bir Türkiye… İkinci ayağında yeniden yatırıma ve üretime dönen bir Türkiye var. Yatırımları doğru yere kullanan, katma değerli yüksek sanayiye geçen, teknoloji yoğunluğunu artıran, tarımda yeniden kendi kendine yeterliliği sağlayacak olan bir Türkiye… Yazılım, genetik, biyo-teknoloji, uzayda, havacılıkta da Türkiye’nin var olmasına ihtiyaç var. İnsan gücünü buna göre eğitmesine ihtiyaç var. İş gücü arzı ile talebi arasındaki dengeyi kurmalıyız. Bunun içinde teknik eğitime yeniden önem vermek var, beyin göçünün tersine çevrilmesi var. Üçüncü ayağında, yoksulluğun ortadan kaldırıldığı, artan milli geliri adaletli paylaştıran bir Türkiye… Aile Destekleri Sigortası ile tüm var olan sosyal yardımları tek elde toplayacağız. Hem miktarlarını artıracağız hem de hak sahiplerine gitmesini sağlayacağız. Parasız eğitim ve sağlığın sosyal devlet çerçevesinde yapılmasını sağlayacağız. Herkesi sosyal güvenlik şemsiyesi altına alacağız. Atanamayanlarımızın yeniden sistemin içine girdiği, kamu hizmetinin daha nitelikli ve iyi bir şekilde sağlandığı bir yapı olacak. Programımızın son ayağında ise sürdürülebilirlik var. Yeşil ekonomiye uyum çok önemli. Yeşil mutabakat şu demek; siz Türkiye’de ürettiğiniz bir malı ihraç edeceğiniz zaman sınırda, bu malı üretirken ne kadarlık karbon emisyonu sağladığınıza bakacaklar. Buna göre ya oraya giremeyeceksiniz ya da belli vergileri vereceksiniz. Türkiye yeşil dönüşümü, dijital dönüşümü sağlamalı. Yapay zeka hemen hemen her alanda var, bunu geliştirmek önemli. Verimliliğe dayalı bir ekonomi, rekabetçi bir yapı olacak. Hepsinden önemlisi gelecek kuşakların da yurttaşı olmaktan gurur duyacağı bir Türkiye’yi yaratmak zorundayız. Bunlara ilişkin vizyonumuz, stratejimiz, politikalarımız ve kadrolarımız var.”

Gelecek güzel olacak

Son olarak seçmenlere seslenen CHP’li Türeli, “Sayın Kılıçdaroğlu, kendi bileğinin hakkıyla okumuş, zekasıyla, birikimiyle, devlet içindeki görevleriyle, uzun süredir siyasetin içinde olmasıyla, uzlaşmayı başaran, barışçıl, kapsayıcı bir lider… Bu açıdan Cumhurbaşkanlığını en güzel şekilde yapacağına hepimiz inanıyoruz. Parlamentoda da çoğunluğu almak istiyoruz. Biz yıllarca muhalefet görevini yaptık, bu seçimde toplum bize iktidar görevini verecek. Buna inanıyorum. Gelecek çok güzel olacak” dedi.

Gizem TABAN

Muhabir/Politika haberleri/izgazete.net

Editör: Özlem Çimen Durmaz