Gizem TABAN/İZGAZETE- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili, İktisatçı Doç. Dr. Selin Sayek Böke,İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) tarafından 15-21 Mart tarihleri arasında ‘İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ başlığı altında gerçekleştirilen kongrenin ilk oturumuna katıldı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşen kongrede konuşan CHP’li Böke, iktidara geldikleri takdirde Türkiye’yi nasıl yeniden ayağa kaldıracaklarını anlattı.
Her zamankinden çok ihtiyaç var
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremine değinerek konuşmasına başlayan CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, “Depremin yarattığı yıkımın acısının hepimiz için çok taze… Öyle ki bugün aynı acıyı yaşayanlar bu kez de sel felaketiyle baş başa bırakıldı. Kaybettiğimiz tüm canlara Allah’tan rahmet, sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Siyasetin, bilimin, toplumun tüm kesimlerinin bir araya gelmesinden her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. İşte bu zor günlerde böylesi bir katılımcılığı yaratan, toplumun her kesiminden tüm sesleri buluşturarak böylesi bir kongreyi var eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e ve emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum” dedi.
Ülkemizi ayağa kaldıracağız
“Yaralarımızı hep birlikte dayanışmaya saracağız” sözleriyle açıklamalarını sürdüren CHP’li Böke, “Başka yolu yok, hep birlikte ayacağa kalkacağız, bu ülkemizi ayağa kaldıracağız ve kalkınacağız. Söz veriyoruz. 100 yıl önce İktisat Kongresi toplandığında ülkemiz yıllarca süren bir savaşın ardından yaralarını sarmaya çalışıyordu. Bir yandan da cephede kazandığımız bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla tamamlaya çalışıyordu. Yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; ülkemiz uçurumun kenarında yıkık bir ülkeydi. Yüz yıl sonra yine çok büyük bir yıkımla karşı karşıyayız. Depremin yarattığı yıkım, ekonomik ve sosyal buhran, devlette yaşanan yıkım… Hepsi iç içe geçmiş büyük bir enkaz… Yüz yıl önce Atatürk’ün İktisat Kongresi’nde yaptığı konuşmada kıyasıya eleştirdiği saltanat düzeni gibi bugün de saray düzeni kendisini ayakta tutmak için elinden geleni yapıyor. Nasıl ki 100 yıl önce güçlü bir halk iradesiyle uçurumun kenarında yıkık bir ülkeden genç bir Cumhuriyet doğduysa, tarihsel mirasımızla, siyasi sorumluluğumuz, yurttaşlık görevimiz de bunu gerektirdiği için bu anlayışla kongrede bir araya geldik.
Ortak sorumluluğumuz var
Böke, konuşmasına şöyle devam etti: “Yüz yıl önce olduğu gibi bugünde ortak bir hedefimiz var: Ülkemizin içinde bulunduğu bu ağır koşullardan çıkarmak ve el birliği ile ayağa kalkmak. Bir daha bu deprem gibi acıları yaşamamak için hepimizin ortak sorumluluğu var. Bu sorumluluk; kaybettiğimiz canlarımızın ailelerine, çadırda yaşayan 1.5 milyon yurttaşımıza ve plansız nedeniyle depremden kaçmış ama konteynerlerde yaşarken sele kapılmış vatandaşımıza karşı, kişisel tarihlerimize, kentlerimize, tarihi mirasımıza ve bir arada yaşama kültürümüze dair sorumluluktur. Yüz yıl önce olduğu gibi bugün de ortak bir hedefle bir aradayız. Hedef, yeni bir anlayışla ortak bir düzen… Sürdürülebilir bir kalkınma hepimizin sorumluluğu. Bu sorumluluk; işsizliğe mahkum olmuş 3,5 milyona, umudunu yitirdiği için iş bile aramayanlara, asgari ücretle çalışmak zorunda kalanlara karşı sorumluluktur. Bu sorumluluk eşit işe eşit ücret almayan binlerce kadına, umudunu yitirmiş binlerce gence, tarlasını süremeyen çiftçiye, üretim bantlarını sürdüremeyen sanayicimize ve esnafa karşı sorumluluktur. Bu sorumluluklarımızı yerine getirecek siyasi irade bizde mevcut, kararlılık da halkımızda var. Şüphesiz hep birlikte başaracağız. Bu büyük felaket ve sosyal yıkım iktidardakilerinin söylediği aksine kader değil. Yoksulluğun, felaketin bu ülkenin kader planı olduğunu söyleyen anlayışı kabul etmiyoruz. Depremler doğaldır ama afetleri felakete çeviren düzendir. Bugün yaşadıklarımız bu düzeni kuran iktidarın siyasi ve ekonomik tercihlerinin sonucudur, bir kader değildir. Biz bu tercihleri değiştirecek, yeni ilkeler ve anlayışla düzen kuracağız.”
Hak temelli sosyal devlet
İktidara geldiklerinde uygulayacakları politikalar ve yönetim anlayışına dair açıklamalarda bulunan CHP’li Böke, şunları söyledi: “14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde bunun ilk adımlarını el ele omuz omuza atacağız. O günden başlayarak depremin yaralarını sarmak, kentlerimizi ayağa kaldırmak ve kalkınmayı sağlamak için dört ilkemiz olacak. Bunlar; liyakata dayalı kurumlar yönetim anlayışı, yeni kamucu anlayışla kamu, yani toplum yararı merkezinde bir yönetim, hak temelli güçlü ve sosyal devleti oluşturmak ve bilime, planlamaya dayalı, hep birlikte zenginleşip kalkınacağımız bir düzen olacak. O zaman kentlerimiz de güçlü, kapsayıcı, sürdürülebilir ve yaşanabilir olacak. İşte o zaman yaraları saracak ve hep birlikte kalkınacağız. Bu yeni düzen ne anlama geliyor derseniz; liyakate dayalı yönetim anlayışıyla kurumları var ettiğimizde halk koordinasyonsuzluk nedeniyle enkaz altından kendi canlarını kendilerini kurtarmaya çalışmayacak. Kızılay, çadır satan bir holding olmayacak. Kızılay, afetler esnasında halkı koruyacak, çadır sağlayacak, kan verecek. Hak temelli güçlü bir sosyal devlet kurduğumuzda sadece konutları değil, yuvalarını yitirmiş yurttaşımıza borç karşılığında evleri sağlamayacak, barınmayı sağlayacak ve tüm konutları tamamen bedelsiz bir şekilde kendilerine teslim ediyor olacağız. Kuracağımız sosyal devlette herkesin anahtarını doğrudan kendilerine teslim edeceğiz. Fay hatları üzerine okullar inşa etmeyecek, kamusal denetimleri yok saymayacağız. Planlamaya dayalı bir üretim düzeni kurduğumuzda bugünkü gibi depremin etkilerini hesaplamayan ve raporlamaya dahi tenezzül etmeyen plansızlığa son vereceğiz. 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden bir ay geçmemişken Devlet Planlama Teşkilatı sektörlerin sorunlarını ele almıştı. Bugünse bu raporun izi bile yok. Biz bu teşkilatı yeniden kuracağız; böylece Kobi de sanayici de belirsizlik içinde beklemeyecek, üretecek. Bu planlama raporlarıyla üretim teşviklerinin vergi indirimlerini rantçılık ve yandaşlık için değil, yaraları sarmak için kullanacağız. İnsanların başlarını sokacakları bir yuvaları, emeklerinin karşılığını alacak işleri olacak. Çünkü kaybettikleri sadece evleri değil, yaşamları… Bölgenin ekonomisini ayağa kaldırmak için teşvik kullanacak, kamu olarak yatırım yapacağız. Hep birlikte zenginleşeceğimiz bir üretim düzenini yaraları sararken kurmaya başlayacağız.”
Yerinde ve güvenceli istihdam
Deprem bölgesinde yerinde ve güvenceli nitelikli istihdam sağlayacaklarını kaydeden CHP’li Böke, “Bölgede mesleki beceri eğitim seferberliği başlatacak; yetenek havuzunu kaybetmek bir yana yeni yetenekleri keşfedeceğiz. Mühendisler, mimarlar, ustalar, emekçiler, muhasebeciler, aklınıza gelen her türlü iş için kendi emeğiyle var olabilecek milyonlar, yerinde yurdunda yaşayacak. Göç hayatına mahkum edilmeyecek. Kentlerimizi yenirlerken hayatı da yeniden dayanışmayla var edeceğiz. Güvenceli, nitelikli, yerinde istihdam yaratacağız. Deprem bölgesinde hayata geçireceğimiz bütüncül istihdam kentlerimizin var olan demografik yapısını da korumuş olacağız. Çiftçiyi, ekonomik yalnızlığa terk etmemiş olacağız. Liyakate dayalı ve kamucu yönetim anlayışıyla, hak temeli sosyal devletle hep birlikte zenginleşeceğimiz bir üretim düzeni inşa ederek hep birlikte iyileşeceğiz, omuz omuza yeniden ayağa kalkacağız. Bütün bunlar hem kalkınmamızı hem de kalıcı şekilde bir daha düşmememizi sağlayacak” ifadelerini kullandı.
Halkın parası halk için kullanılacak
Ülkeyi yeniden kalkındırmaya dair reçetenin hazır olduğunu söyleyen Böke, “Halkın vergileri, kamu-özel iş birliği projeleri altında yandaşa, yolsuzlukla dağıtılmayacak. İzin vermeyeceğiz. Güvenceli ve yerinde istihdam yaratmak için, ekonomiyi dijital dönüştürmek, yeşil yapmak için kullanılacak. Temiz ihale dönemi başlayacak. Halkın parası halk için kullanılacak. Ve bu Türkiye’nin güvencesi olacak. Hep birlikte üretip hep birlikte zenginleşeceğimiz reçeteyle hazırız. O reçete İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’yle şekillendi, büyüdü, siyasi iradenin parçası oldu. Tarif ettiklerimizle, yeni anlayış ve düzenle hem ülkemizi ayağa kaldıracağız hem de kalıcı şekilde bu yıkıma son vererek hep birlikte kalkınacağız. Bunları yapacak güç hepimizde var” diye konuştu.
Yine aynı dönüm noktasındayız
Yüz yıl önceki koşullarla bugünün koşullarının benzediğine dikkat çeken Böke, “Atatürk’ün, yüz yıl önceki İktisat Kongresi açılışında yaptığı konuşma, halkın huzura ve refaha erişmesi için yeni bir ekonomik ve siyasal düzenin başlangıcını temsil ediyor. Yüz yıl sonra İzmir’de yine aynı dönüm noktasındayız. Zor gülerden geçiyoruz ama gecenin en karanlık anı, şafağa en yakın zamandır. Şafak sökmek üzere. Çalarak değil çalışkanlıkla, geçmişin yaralarını sardığımız, bugünden endişe duymadığımız, yarınlara umutla baktığımız bir dönem başlıyor. Halkın dönemi başlıyor. Biz başlıyoruz” dedi.