Cengiz Aldemir/ ANKARA - İzmir Karaburun Yarımadasında 2000'li yılların başında kurulmaya başlanan ve bölge halkı tarafından ülke ekonomisine olan katkısı nedeniyle olumlu karşılanan ancak son dönemde sayılarının artması ile birlikte çevresel etkilerinin araştırılmasına ihtiyaç duyulan Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES)'nden kaynaklı çevresel ve sağlık sorunları çözüm bekliyor.

BAKANLIK HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR

Konuyu bir çok kez meclis gündemine taşıyan, araştırma ve soru önergeleri veren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, "RES'lerle ilgili risklere karşı bir çok ülke önlem alırken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda hiç bir şey yapmıyor, verdiğimiz önergeleri de üstünkörü yanıtlarla geçiştirmeye çalışıyor" dedi.

SORULARIMA YANIT ALAMADIM

RES'lerle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan gelen en son yanıtı İz gazete ile paylaşan CHP'li Beko, "Özellikle Yaylaköy, Sarpıncık ve Mordoğan mahallelerinde bulunan ve sayıları 15'i bulan, sayıları her geçen gün artan RES'lere dair bir çok kere yüksek riskler konusunda açıklamalarda bulundum. Bakan Kurum'a "Bakanlığınız tarafından RES'lerle ilgili bir denetim süreci başlatılmış mıdır? varsa sonuçlarının kamuoyu ile ne zaman paylaşılacağını sordum. Her zamanki gibi sorularıma yanıt alamadım. Bana, bilinen ÇED ve proje süreçlerini yollamışlar. Sadece 2019 yılından itibaren toplam 64 adet Rüzgâr Enerji Santralinin denetiminin yapıldığı bilgisi var. Denetim sonucu ile ilgili neler yapılacağı konusunda her hangi bir bilgi yok" sözleriyle tepki gösterdi.

RES KURULUMU 95 KAT ARTTI

Son on yılda RES kurulumunun 95 kat arttığını, santrallere bağlı çevresel ve sağlık sorunlarının göz ardı edildiğini kaydeden Beko, yeni tesisler ve kapasite artışları ile bütün tepelerin dev tribünlerle doldurulduğuna dikkat çekti.

GÜNLÜK YAŞAMA OLUMSUZ ETKİLERİ VAR

RES'lerin köylülerin ve bölge halkının gündelik yaşamında çok sayıda olumsuz etkiye neden olduğunu, tarım alanları ve diğer canlılar üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu vurgulayan Beko,

köy meraları, orman gibi yeşil alanlara kurulan tesislerin tamamının, Valilerin verdiği “ÇED kapsam dışı” belgesi ile resmiyet kazandığını söyledi.

BİR ÇOK ÜLKE YASAL DÜZENLEME YAPIYOR

Yapılan son araştırmalarda yeni nesil türbinlerin yaşam alanları ve ova gibi düz alanlarda, mesafenin en az 2 km, tepelik alanlarda ise en az 3 km üzerinde yapılmasının önerildiği bilgisini paylaşan Beko, bir çok ülkenin olumsuz sağlık etkilerinin engellenmesi için RES’lerin, yaşam alanlarından uzak bölgelere yapılması için yasal düzenlemeler yaptıklarını söyledi.

Beko, "Bizde hiç bir şey yapılmazken, Almanya'nın Frankfurt kentinde mülk sınırına 1610 m, İskoçya’da 2 km, ABD Oregon’da kentsel büyüme sınırına 3220 m. Kanada Ontario’da rüzgar parkları için 1500 m. ve tekil evlerin olduğu bölgeden 1610 m..." örneğini verdi.

BAKAN KURUM'A YASAL DÜZENLEME ÇAĞRISI

Ege Bölgesinde yaygın olarak kurulumuna izin verilen RES’lerin toplam çevresel etkileriyle ilgili yasal düzenlemenin hâlâ yapılmadığını vurgulayan CHP'li Beko, Çeşme, Bodrum, Kemalpaşa, Karaburun, Çandarlı, Bergama, Balıkesir, Çanakkale gibi yerlerdeki RES türbinleri, meralara, tarım alanlarına, ormanlık alanlara, kültür ve turizm bölgelerine, yaşam alanlarının çok yakınına kurulduğuna vurgu yaptı. Yaşam alanlarıyla tribünler arasındaki mesafenin en az 3km. olması önerisinde de bulunan Beko, "Bakan Kurum'a buradan seslenmek istiyorum; RES’lerin gürültü, düşük frekanslı ses ve gölge etkileri nedeniyle meydana gelen ve “Rüzgar türbini Sendromu” olarak adlandırılan durum sağlık sorunlarına yol açıyor. Ağaç kesimleri, arazi betonlaşması, ekosistem tahribatı gibi birçok olumsuz çevresel etkiye neden oluyor. Yaşam alanlarıyla tribünler arasındaki mesafe en az 3 kilometre olmalıdır.

Sorularımı geçiştiriyorsun anladık da, RES'lerle ilgili olumsuz çevresel etkileri giderecek yasal düzenleme yapın" çağrısında bulundu.

Editör: Haber Merkezi