Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında gazeteci Uğur Dündar, Alişar Delek, İsmail Saymaz ve İpek Özbey’in sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

Şöyle başlayalım. Bir, sordunuz bir pişmanlık duyuyor musunuz diye? Bugüne kadar yaptığım çalışmalar ki bunu özveriyle yaptığına inanan birisiyim. Bunlardan herhangi bir pişmanlık duymuyorum. İki, Türk siyasetinde önemli bir aşamayı kaydettik. Demokrasiye taraftarı olanlar, demokrasiyi savunanları Cumhuriyet Halk Partisi bir araya getirdi. Bizim siyaset tarihimizde bir ilktir ama bunlar konuşulmuyor, unutuldu bunlar. Oysa bunların konuşulması lazım.

"Bütün anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu"

İktidar olduğumuzda neler yapacağımız konusunda oturup bir yıl çalıştık ve bir mutabakat metni hazırladık. Hayatın her alanı, ekonominin her alanı, sosyal yaşamın her alanıyla ilgili neleri yapacağımızı ortaya koyduk. Yeteri kadar anlattık mı tartışılabilir. Ve öyle bir noktaya geldi ki toplumun her kesimiyle diyalog kurduk. Her kesimiyle yani apartman görevlisinden tutun sanayicisine kadar her şey anlatmaya çalıştık. Dolayısıyla sosyal kimlikler üzerinden de giderek toplumun her kesimini kucaklamaya çalıştık. Bunu yaptık mı? Yaptık. Ha yeteri kadar oldu mu olmadı mı? Bu tartışılabilir ama önemli adımlar attığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Tabii biz kazanacağımıza inanıyorduk. Sadece biz değil yani neredeyse bütün anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu.

Kurultay ne zaman olacak? Yeniden aday olacak mı?

Kurultay, yerel seçimlerden önce bir an önce yapılmalı. CHP Genel Başkanları için adaylık önce gelmez. İlk önceliğimiz ülkemiz, sonra partimizdir. Sonra Genel Başkanlık gelir. 'Biz nerede kaybettik?' bu soruya yanıt verilmesi lazım, bunu da değerlendirdik.

Seçim neden kaybedildi?

Biz nerede kaybettik?' bu soruya yanıt verilmesi lazım, bunu da değerlendirdik. CHP kırsalda yeteri kadar etki gösteremedi. 3 milyonluk fark, 1-2-3 tane sandık kurulan yerlerde oluştu. Buralara daha fazla gidilebilirdi. Kentlerde oturanların tamamı demokrasiden yana oy kullanmış. Ortaya çıkan tablonun ağır yenilgi olarak görülmesini doğru bulmam.

CHP'nin seçim güvenliğinde zaaf mı vardı?

Bu seçime sandık açısından CHP kadar hazırlık yapan ikinci bir parti bulamazsınız. İttifak yaptığımız partiler dahil. Onlar da çalıştı ama başat rol bizdeydi. 1.5 yıl bununla uğraştık. Tutanaklar da geldi. İlk turda sorunlar çıktı. Bilgisayar sisteminde modeller açısından uyumsuzluk çıktı. Yoksa tutanaklar var bizde. İkinci turda da bütün tutanaklar elimize geldi. Geçen seçimlerde biz Şanlıurfa'nın bazı ilçelerine giremedik. Bize sıfır oy çıkan yerlere milletvekillerimizi gönderdik, darp edildi.

"TRT" çıkışı

Biz oraya zamanında gidip kendimizi yeteri kadar anlatamamışız. Buradakilerin büyük bir kısmı sadece TRT izliyor. TRT'nin ne olduğunu da biliyorsunuz. Bunu da gözlemledik. Bunu biz yapmadı. Bu gözlemi bağımsız kişiler gidip oralarda yapıp bize gönderdiler. 

"Deprem bölgesi halkının kendi tercihidir"

Beklediğimiz ölçüde kayıp olmadı. Biz kazanamadık doğru. Biz şunu da araştırdık; acaba kırsaldaki insan neden ekonomik yıkımdan etkilenmedi diye, çok basit, ayda 500 lira verdiğinizde zaten harcayacak yer yok, köyde nerede harcayacak para. Deprem bölgesi de halkın kendi tercihidir. Dağıtılan paralar, imkanlar var... 

"Ben 'adayım' demem"

Bu bir demokrasi yarışıdır. Toplumdaki kutuplaşmayı törpüledik. Sorunların çözümü için öncülük ettik. Bundan sonraki süreçte bayrağı teslim alanlar elbette daha ileriye taşıyacaktır. İl başkanları değişecek, ilçe başkanları değişecek her kes değişecek kimsenin kazık çakacak hali yok… CHP’de kişiler önemli değil. Değişimin önünü açtık. Aday olup olmamanın hiçbir önemi yok. Ben 'Adayım' demem. Partimizin kurumsal kimliği var. Bu seçim genel başkanın da seçileceği bir kurultay.

Bu güne kadar hiç çıkıp 'adayım' demedim. Partinin yetkili organları karar verecektir. Bu parti bir kişinin partisi değildir. Bu partide herkes gelip Genel Başkanlığa aday olabilir. Bu partinin bir sağ duyusu vardır. Hayatımda hiçbir delegeye 'gel bana oy ver' demedim. Ben kurultay kararı aldım, aday olacaklar çalışacaklar. Ben el veririm, neden vermeyeyim? 

İkinci turda da beklentinin karşılanmamasının yarattığı bir olumsuz tablo var biz bunu anlayışla karşılanmalı. Bu bizi umutsuzluğa sevk etmemeli. Biz yenilenmeliyiz, güçlenmeliyiz, yolumuza devam etmeliyiz. Sağlıklı işleyen rejimlerde her an erken seçim de gündeme gelebilir, 5 yıl da olabilir. Yarın değişim olacakmış gibi her zaman hazırlıklı olmalıyız. 

Belediye başkanları olmasaydı kaybetseydik, belki dediğinizin haklı gerekçesi olabilirdi ama onlar vardı zaten. Siz neden aday oldunuz diye bana soruyorsunuz. Ben hiçbir zaman ben adayım demedim, masada da demedim. Masanın iradesine her zaman saygı gösterdim. 

Onlara göre oy oranları 5 olabilir 7 de olabilir. Böyle bir veri yok elimizde. İlk toplantıda söyledim, bizi bir araya getiren demokrasi dedim. Milletvekilleri verdik evet, çalıştılar, biz de çalıştık. Parlamentoda grup da kursunlar istiyorum. Onların varlığı olması, komisyonlarda temsil edilmeleri demokrasi için son derece önemlidir. Türkiye'ye gerçek anlamda demokrasiyi getirinceye kadar mücadele edeceğiz ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. 

Akşener’in masadan kalkması

Geriye dönüp bu tartışmaları gerekçelendirmem doğru ve ahlaki değil. Masanın saygınlığına da gölge düşürür. Tartışma da gayet doğaldır. Yadırgamamak lazım. Geriye dönüp tartışmayı doğru bulmuyorum.