GÜNDEM

CHP Kadın Kolları’ndan Başak Gürkan Arslan için yürüyüş: Kadın katliamlarını aydınlatmayan bir iktidar var

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya ve CHP Ankara Kadın Kolları, 5 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde kayınpederi tarafından öldürülen Başak Gürkan Arslan için Ankaralı kadınlarla birlikte yürüyüş düzenledi. Kaya, "Kadınların ve çocukların katliamını, cinayetlerini karanlıkta bırakan, aydınlatmayan AKP iktidarı var" dedi.

Abone Ol

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya ve CHP Ankara Kadın Kolları, kayınpederi tarafından öldürülen Başak Gürkan Arslan için yürüyüş düzenledi. Kaya, "Kadınların ve çocukların katliamını, cinayetlerini karanlıkta bırakan, aydınlatmayan AKP iktidarı var" dedi.

Kadınların ve çocukların katliamını, cinayetlerini karanlıkta bırakan, aydınlatmayan AKP iktidarı var

Kaya ve CHP Ankara Kadın Kolları, 5 yaşındaki çocuğunun gözünün önünde kayınpederi tarafından öldürülen Başak Gürkan Arslan için Ankaralı kadınlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Kaya, yürüyüşün ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Dün bu ülkede üç kadını kaybettik biz. Biri burada, Ankara'da, Batıkent'te, en güvenli olması gereken yerde, evinde katledildi. Onu koruması gereken, en yakınındaki erkekler tarafından… Yine dün, Afyon’da bir anne ve kızı katledildi. Yine aynı şekilde… Yani bu ülkede bir günde üç kadın katledildi. Erkek şiddeti tarafından… Biz bu ülkede bir günde beş kadının katledildiğini biliyoruz Adana’da. Türkiye’nin dört bir yanında kadınların katledildiğini biliyoruz. Ellerimizle defnettiğimiz kadınlar…

Bu ülkede çocuklar katlediliyor. Hala çocukların katliamı karanlıkta… Kadınların ve çocukların katliamını, cinayetlerini karanlıkta bırakan, aydınlatmayan AKP iktidarı var. 'Kadın cinayetleri politiktir' dedik yürürken. Ve bizi sürekli erkekler yönlendirmeye, 'şuradan yürüyün' demeye çalıştı. Hayır! Bir kadın vahşice, iki erkek tarafından kurbanlık koyun gibi boğazı kesilerek, evladının gözünün önünde katledildi. Dolayısıyla bize çizilen yolda yürümeyeceğiz. AKP’nin çizdiği yolda yürümeyeceğiz biz. Bu kadar kadın katledilirken, çocuk katledilirken, kafasını edebe hayaya takanların çizdiği yoldan yürümeyeceğiz biz.

Bizlerin 100 yıllık kazanımlarına her cuma hutbesinde dil uzatıyorsunuz

Çatal dilli, sarayın danışmanına buradan sesleniyorum! Dün bu ülkede üç kadın katledildi. Bir sesiniz, sözünüz var mı? Çatal Dilli! Sarayın baş danışmanı Saral! İki tane çocuk, 15 yaşında kız çocuğu, birkaç gün arayla katledildi. Çatal Dilli Saral, senden bir tek ses çıktı mı? Ne senden ne de senin yanındakilerden bir ses, bir soluk çıkmadı! Sizden ne zaman ses çıkar biliyor musunuz? Sizinle sizin yandaşlarınız, genç bir kız çocuğunun bluzuna kafayı takarsınız… Meslektaşım demeyeceğim, demeyeceğim! Hiçbir onurlu hekimin kabul etmeyeceği o doktor bozuntusuna… Ne oldu? Hiçbir şey olmadı!

Ve sizin yandaşlarınız, sizin Diyanet'iniz… Bu kadınların, bizlerin 100 yıllık kazanımlarına her cuma hutbesinde dil uzatıyorsunuz. Var mı bir cevap? Yok! Ama sizden ne zaman cevap var? Altı kadının giyimine, kuşamına, kaç çocuk doğuracağına, bunları çok güzel aklınıza getiriyorsunuz. Kadın sizin ne zaman aklınıza geliyor? Doğurganlık hızı düşmüş, efendim nüfus azalmış… Kadınlar ancak o zaman aklınıza geliyor sizin. Kadınlar ancak doğuracakları zaman aklınıza geliyor sizin!

Başak anılarıyla, sevdikleriyle, sevenleriyle yaşamaya devam edecek

Burada acılı bir anne ve baba var. Acılı komşular, eş, dostlar… Daha fazla cümle kurmayacağım. Biz bu acımızı içimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Başak anılarıyla, sevdikleriyle, sevenleriyle yaşamaya devam edecek. Ama biz Başak’ın davasını, o caniler hak ettiği cezayı bulana kadar, gün yüzü görmeyene kadar takip edeceğiz. Başak’ın ardında kalan o evladının aklındaki o anıları kimse silemeyecek. O vahşet görüntülerini kimse sökemeyecek. Ama o yavrunun vicdanı, adalet yerini bulunca bir nebze olsun rahatlayacak. Bu gözü yaşlı anne ve babanın vicdanı, adalet sağlanınca biraz olsun huzur bulacak. Mezarına rahat rahat gidecek. En azından bu caniler, bu failler gün yüzü görmeyene kadar o delikte eriyip çürüyüp gidecek bu dünyadan.

Buradan söz veriyoruz: Biz kadınlar, her birimiz, hepimiz Türkiye’nin dört bir yanında, Anadolu’da, Trakya’da, 81 ilde… Her birimizin gücü var! Her birimizin birliğinden, birlikteliğinden doğan gücümüz var. Burada bizimle adalet savunucuları, vicdanlı, kadın-erkek eşitliğine inanan yol arkadaşlarımız var. Bir teşekkür de bu yol arkadaşlarımıza… Bu onurlu, kadın-erkek eşitliğine inanan erkeklere ayrıca teşekkür ediyoruz.

Günler geçiyor, kadın ve çocuk katliamı devam ediyor

Türkiye’nin kalbinde, çalışma arkadaşımız Saliha bir ay önce katledildi. Bu AKP iktidarı görecek olsa bu cinayeti görürdü ama değişen bir şey oldu mu? Günler geçiyor, kadın ve çocuk katliamı devam ediyor! Evet, tekrar ediyoruz: Kadın cinayetleri politiktir! Neden mi? Çünkü bir gecede, kendi siyasal ikbali için, yüzde 1 oyu olmayanlar için, hukuksuzca, haksızca, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkardınız Türkiye’yi! Bu kadınları, bizleri, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkararak yaşam hakkımızdan mahrum bıraktınız! Bunu unutmayacağız. Bunun hesabını soracağız! Katledilen tüm kadınların, tüm çocukların her biri için adaleti bulana kadar aramaya devam edeceğiz. İsyanımız başladı, artarak devam edecek!"

Kaya, açıklamanın ardından Başak Gürkan Arslan'ın evinin önüne karanfil bıraktı.