İZMİR HABERLERİ

CHP İzmir’de kritik süreç başladı: Akar’dan adaylık sinyali

AKP’nin, iktidarını sürdürmek için Türkiye’nin birinci partisi olan CHP’ye belediyelerine operasyon üstüne operasyon düzenlediğini söyleyen Akar, “Artık yolun sonuna gelindi. Çocuklarımızı, gençlerimizi kurtarmak adına sokaktan gelen sese kulak vermemiz lazım” dedi.

Abone Ol

İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu CHP Çiğli İlçe Başkanı Erkan Akar oldu. Siyasette yaşananlara dair değerlendirmelerde bulunan Akar, CHP’ye yönelik operasyonların hukuki değil siyasi olduğun, halkın da bunu çok net gördüğünü söyledi.
CHP’nin birinci parti olduktan sonra iktidarın baskısının daha arttığını söyleyen Akar, “Herkes biliyor ki Recep Tayyip Erdoğan, anketlerle yaşayan bir adam. Tüm kamuoyu da bunu biliyor. Anketlerde CHP’nin yükselişlerini gördükten sonra, yükselişler devam ettikçe bir şeyler yapma gereği duydular. Zaten Türkiye’nin birinci partisiyiz. Topluma inmek; işçinin, emekçinin, çiftçinin, köylünün yanında olmak yerine, ‘CHP’yi nasıl durdururuz, nasıl frenleriz?’ dediler. Bundan dolayı İstanbul’da Ahmet Özer hocamızla başladılar. Ondan sonra 19 Mart darbesi ve ardından diğer illere devam eden operasyonlar... Burada bence iyi niyetli bir durum yok. O yüzden biz, CHP’li belediye başkanlarında her şeyden önce mutlaka eksiklikler, teknik hatalar olmuştur ama en son Manavgat’taki baklava kutularından yola çıkarak-ki oradaki başkan, eli bile titremeden gidip o kutuyu açıyor orada bir tezgâh olduğu belli zaten. O yüzden bu süreçlerin CHP’nin önünü kesmek için olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.

"Bu düzeni değiştireceğiz"

İzmir’de yapılan tutuklamaların tamamen itibar suikastı olduğunu aktaran Akar, “CHP İzmir İl Başkanı Sayın Şenol Aslanoğlu, aynı davadan yargılanmış, iki defa beraat etmiştir. Tabii biz de bu operasyonla birlikte yaklaşık 150 civarında arkadaşın bir sabah şafak baskınıyla gözaltına alınmasıyla konuya biraz daha vakıf olduk. Hep teknik konular; ‘Bu böyle olmasaydı daha iyi olurdu, böyle olabilirdi’ gibi aslında öngörülen şeyler. Sözleşmelerde bağlayıcı bir hüküm yok. ‘Bağlayıcı hüküm yok, neden bunu böyle yaptınız?’la bir suç üretme çabası var. Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in yaşantısını, hayata bakışını herkes görüyor. Böyle bir adamı şafak baskınıyla gözaltına almak, başka bir yerin operasyondaki görüntülerini servis etmek doğru şeyler değil. Ben halkımızın bu gerçekleri gördüğüne inanıyorum. İzmir İl Başkanımız Sayın Şenol Aslanoğlu’nun, yapılacak ilk duruşmada tahliye edileceğine inanıyorum. Keza Büyükşehir Belediye Başkanımız da aynı şekilde… Hâlâ tutuklu olan yol arkadaşlarımız serbest bırakılacaktır, buna inanıyoruz. Çünkü biz dosyaların içinin boş olduğunu biliyoruz. Türkiye’de böyle bir algı operasyonu var. Biz bu süreç içerisinde, özellikle tüm CHP’lilerin, bize oy versin vermesin tüm vatandaşların süreci yakından takip etmesini ve de doğru yerde pozisyon almasını rica ediyorum. İl başkanımızın, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanımızın suçsuz olduğunu; herhangi bir maddi sorun da olmadığını net şekilde biliyoruz. İtibar suikastı yapılıyor, tam da şu an. Ama biz inanıyoruz ki nasıl Aziz Kocaoğlu 397 yılla yargılanırken alnının akıyla çıktı İzmir halkının karşısına, 2014’te de rekorla aldıysak seçimi, biz yine aynı süreci yaşayacağız. Herkesin içi müsterih olsun. Ben inanıyorum ki CHP’li tüm belediye başkanlarımız, il başkanımız da alnının akıyla çıkacak. Ve bizler bu dönemi, bu düzeni değiştireceğiz. Aydınlık Türkiye’ye olan inancımızla çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

"Operasyonlar siyasi"

İzmir’deki sürecin de İstanbul operasyonun devamı niteliğinde olduğunu dile getiren Akar, “O ilk günkü şoku atlattıktan sonra. CHP’li belediyelerin bir suçu, kabahati olsa halkını cezalandırır; ama herkes bugün bunun siyasi bir operasyon olduğunu görüyor ve İzmir halkı da buna aslında iyi bir destek verdi. 23 yıldır bir iktidar var, THK’nın ne durumda olduğunu görüyorsunuz. Yaklaşık bir aydır Türkiye cayır cayır yanıyor, söndüremiyorsun. Sağlıklı yönetilemiyoruz aslında: sağlık, Millî Eğitim, ulaşım, yangınlar… Türkiye hangi meseleye elini atsa, yönetilemez durumda. Artık yolun sonuna gelindi. Artık çocuklarımızı, gençlerimizi değiştirmek ve kurtarmak adına bu sokaktan gelen sese kulak vermemiz lazım” ifadelerini kullandı.

"Adaylığa yeşil ışık"

Son olarak başlayan kongre sürecine dair konuşan Akar, yeniden aday olmaya yeşil ışık yakarak şöyle konuştu:

“Benim siyaset yapma isteğim uzun zamandan beri var. Belki de çocukluk hayallerimden biri. Memleketteki bazı gidişatları, işin ehli insanlar ya da gerçekten topluluğun içinde olan kişilerin değiştirebileceğine inanıyorum. O yüzden ben de siyaset yapmayı düşünen bir insanım. Ama şunu çok net ifade edeyim: Çiğli’de 26 mahallemiz var. Mahallelerde 13 Ağustos itibarıyla delegasyon seçimleri yapılacak. Ben hâlihazırda ilçe başkanıyım ve bence ilçe başkanı doğal adaydır. Ama 26 mahallede delegasyon seçimleri yapılmadan, herkes biliyor ki biz Çiğli’de mavi listeyle çalışma yürütmüyoruz.

Geçen dönemde ben mavi listeyle kazanıp ilçe başkanı olmuştum. Sürecin sonunda bizimle birlikte çalışan mahallelerde de aday olmak isteyen arkadaşlar çıkacaktır. Bu da onların en doğal hakkı.

Bugünden ‘Ben adayım’ demek ya da ‘Mavi listenin adayı bendim’ demek bence doğru değil. Başka siyaset yapmak isteyen arkadaşların önünü kesmeyi bu anlamda doğru bulmuyorum. Çünkü buna karar verecek tek başına Erkan Akar değildir. 2017 yılında ben böyle bir çıkış yapmıştım, delegasyon sürecine başlarken ‘Ben de adayım’ demiştim. Ama bugün birlikte çalıştığımız bir ekip var. O yüzden tek başıma çıkıp ‘Mavi listenin adayı benim’ diyemem. Delegasyon süreçleri sona erer, çıkan delegasyonla ekip arkadaşlarımızla otururuz, fikir alışverişi yaparız. Benim dışımda da aday olmak isteyen arkadaşlarla bir araya geliriz, değerlendirme yaparız ve ortak bir karara varırız. Bu yüzden bazı arkadaşlarımızın ‘Mavi listenin adayı kim olacak, Ahmet mi olacak, Mehmet mi?’ gibi konuları konuşmasının hiç zamanı değil. Beni arayan tüm arkadaşlara da aynı şeyi söylüyorum: Delegasyon olduktan sonra oturur, bu işe ekip arkadaşlarımızla en iyi kararı veririz. Siyaset, şu an ilçe başkanı olduğum için sadece benim etrafımda dönmüyor. Mahallelerde çıkıp kendimizi anlatacağız; ‘Yıllık süreçte şunları şunları yaptık, ekonomik sıkıntılardan dolayı şu alanlarda eksik kaldık’ diyerek kendi özeleştirimizi de yaparak üyelerimize vitrine çıkacağız. Delegasyon şekillendikten sonra da hep birlikte oturup karar vereceğiz. Bunun doğrudan benim ağzımdan duyulmasını, bilinmesini istedim. Çünkü belki başka mahallelerden de, kendi mahallemden de aday olmak isteyen arkadaşlar olacaktır. Bunlarla en son otururuz, masayı dağıtmadan, birlik ve beraberlik içinde en doğru kararı veririz.”