BİLGE CAN ÜNBAL YILMAZ/ İZ GAZETE- İzTV’de yayınlanan Yağız Barut ile Gündem Özel programının konuğu Sosyal Demokrasi Vakfı (Sodev) Başkanı Rasim Şişman oldu. Şişman, seçim sürecine dair tahlillerini anlatırken, CHP içindeki değişim tartışmalarına ve önümüzdeki yerel seçimlerde yapılması gerekenlere dair değerlendirmelerde bulundu.
Taktik yanlıştı
Türkiye’deki sistemin demokrasi olarak adlandırılmasının doğru olmadığını söyleyen Şişman, “Biz Türkiye’de ki sistemin adı, ‘Rekabetçi otoriter sistem’ dir. Bu ne demek yani seçim yapılıyor mu? evet, ama eşit koşullarda değil. Mesela Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu TRT’de 22 dakika yer alabilirken, 42 saat yer bulabiliyor. Sivil toplum kuruluşları üzerinde ciddi bir baskı oluşturuluyor. İçişleri Bakanı istifa etmeden seçim çalışması yapabiliyor. Yani koşulların adil olmadığı bir seçim sistemi var. Modern demokrasilerin iki asgari koşulu vardır. Bunlardan ilki seçimlerin adil ve şeffaf yapılabiliyor olmasıdır. İkincisi ile medya özgürlüğü, fikir özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğüdür. Türkiye’de bunların olmadığı zorlu koşullarda seçime gidilirdi. Buna rağmen Millet İttifakı kazanabilir miydi? evet zor ama imkânsız değildi. Kazabilirdi ama tek sorun sistem değildi, seçim taktiği de doğru değildi. ‘İlk turda bitirelim’ kampanyası doğru değildi. HDP kendi adayını çıkarsa ve seçim ikinci tura kalsa kazanma ihtimali çok daha fazlaydı. Çünkü ilk turda HDP’nin desteği karşı taraf için propaganda gücüne dönüştü ve ilk turda kazanılamaması kitle üzerinde olumsuz bir etki yarattı” dedi.
İki önemli görev
Demokrasi mücadelesinin sadece sandıklardan ibaret olmadığının altını çizen Şişman, “En fazla sorulan soru bundan sonra ne olacak? Ben size ne olacağını söyleyemem ama ne olmayacağını çok rahat söylerim. Bir devrimcinin Mustafa Kemal’in ülkesi asla karanlığa teslim olmaz. Enseyi karartmayalım bu ülkeye demokrasi getirmek için mücadele etmeye devam edeceğiz. Burada iktidar toplumu dönüştürmek istiyor. Bir yandan ülkeyi geriye götürmek isteyenler, bir yanda laik, demokratik bir hukuk devleti için ileri doğru götürmeye çalışanlar var. Geriye doğru götürmek isteyenler geçtiğimiz seçimde büyük bir zafer kazandı şimdi yerel seçimi kazanırsa sırada anayasa değişikliği var. Biz şimdi ne yapacağız, bir sivil topluma hangi görevler düşüyor, muhalif siyasi partilere ne görev düşüyor. Sivil toplumun görevi şu andan itibaren bulundukları her ortamda laik, demokratik bir hukuk devletinin önemini atlatmak, örgütlenmek ve toplumu bilinçlendirmek. Siyasi partilerin kısa erimli görevi ise görevi iste bu seçimi kazanmak” ifadelerini kullandı.
Mahcup siyaset
CHP’nin içindeki değişim tartışmalarını değerlendiren Şişman, “Toplumun sosyal demokrat bir vizyona ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Bu seçim mağlubiyetini sosyal demokratlar olarak CHP olarak bir fırsata döndürelim. Sayın İmamoğlu’nun ifade ettiği gibi bunu her ortamda tartışalım. Biz sosyal demokratları diğerlerinden ayıran şey budur. Biz her şeyi konuşabilir tartışabiliriz. CHP’de programdan, tüzüğe, örgüt yapısından üyelik sitemine değişmesi ve tartışılması gereken çok şey var. CHP yeniden başlamalı, Türkiye’de artık ‘kim daha sağcı’ tartışmasından öte bir vizyona ihtiyaç var. Bu mahcup siyasetin bize hiçbir şey kazandırmadığını gördük. Artık yeni bir vizyon ortaya koyacağız, bu vizyonu uygulayabilecek kadroları oluşturacağız. Biz de bir düşünce kuruluşu olarak CHP’ye her türlü desteği verme hazırız” diye konuştu.
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Şişman Meclis dağılımı ile ilgili ise, “Her şeyden önce Türkiye’de muhalefetin CHP’ye bir teşekkür borcu var. Çünkü CHP seçimde hiçbir ön koşul sunmadan birçok hak tanıdı bunlardan biri de 40 millet vekilidir. İnsanlar CHP’nin listelerine isimlere bakmadan gidip oy verdiyse herkese edilen teşekkür CHP’ye de edilmelidir” dedi.
SODEV çalışmaları
Kadın, toplumsal cinsiyet ve yoksulluk gibi toplumun ortak sorunlarına ilişkin araştırmalarıyla öne çıkan SODEV’in çalışmalarını anlatan Şişman, “SODEV 1994 yılında 107 aydın, sanatçı, yazar düşünür, sosyal demokrat tarafından kurulmuş bir vakıftır. Türkiye’nin en köklü vakıflarından birdir. Bilirsiniz Türkiye’de vakıfları yaşatmak ayakta tutmak çok kolay değildi. Çok saygın kurucularımız sonradan eklenen üyelerimiz var. Vakfımızın iki temel amacı var. Bunlardan ilki Türkiye’de sosyal demokrasinin güçlenmesi ve tabana yayılması, diğeri ise toplumsal muhalefeti desteklemektir. Bugüne kadar bu amaçlar için paneller eğitimler yaptık, yapıyoruz. Türkiye’nin tek sosyal demokrat süreli yayınını çıkarıyoruz. Buradan vatandaşlarımıza da çağrı yapayım, bizi sosyal medyadan takip edebilir eğitimlerimize katılabilirler” dedi.