İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu, ÇEŞTOB Başkan Yardımcısı ve Babaylon Hotel Genel Müdürü Ozan Atilla oldu. Bayramı ve yeni sezonu değerlendiren Atilla, ekonomik kriz nedeniyle yurttaşın gönlünce tatil yapamadığını söyledi.
Bayramda özellikle Çeşme’de ciddi bir doluluk olduğunu dile getiren Atilla, “Babaylon Hotel olarak her şey dâhil konseptiyle hizmet veriyoruz. Daha çok yabancı misafire hitap ettiğimiz için bayram öncesi ve sonrası da dolu olduğumuz için ekstra bir bayram telaşı ve yoğunluğu yaşamadık. Tabii ki bayram sürecinde yerli misafirlerimizi ağırladık. Çeşme ise genel olarak güzel bir bayram geçirdi. Özellikle Alaçatı bölgesi, büyük oteller güzel bir bayram geçirdiğini söylüyor. Günübirlik tesisler, restoranlar, kafeler özellikle bayramın ikinci ve üçüncü günü yoğunluk yaşamışlar. Bu da bir bakıma Çeşme’de sezonun başladığını gösteriyor. Çeşme için bayram bizlere büyük bir umut verdi. Ülke geneline baktığımızda bayram yoğunluğu vardı. Ancak bayram sonrası ciddi bir durgunluk var. Yabancı pazarın olduğu yerler bu durgunluğu yaşamıyor. Yabancı pazar bayrama falan bakmıyor. Yerli ile yabancıyı harmanlarsak hem sezonumuz uzar hem de fiyat dengesini ona göre ayarlamış oluruz. Geçtiğimiz yıllarda pandemi, deprem gibi bizim dışımızda gelişen ciddi sorunlar yaşadık. Bunlar sektörümüzü tabii ki ciddi anlamda etkiliyor. Yine de her sene sezona büyük bir umutla başlıyoruz” diye konuştu.
Önemli olan Çeşme'ye gelen misafiri kazıklamamak
Öte yandan her yıl azalan bir turist grafiği olduğunu da ifade eden Atilla, “Her sene personel, sabit giderler, elektrik, su, internet gibi maliyetler ve ayrıca otellere yönelik gıda gibi maliyetler arttığı sürece biz de otel fiyatlarını yükseltmek zorunda kalıyoruz. Bu da iç pazarı biraz olumsuz yönde etkiliyor. Bu sadece Çeşme için değil, tüm Türkiye için geçerli olan bir şey. Herkes bizi Yunan adalarıyla karşılaştırıyor. Oraların ucuz olduğu vurgulanıyor. Bence Çeşme’nin kıstası Sakız Adası değil, Santorini, Mikanos gibi lüks mekânların olduğu yerlerdir. Olaya ‘Yunan adaları ucuz, Çeşme, Bodrum pahalı’ olarak bakmamak lazım. Yerli turistin oralara gitmesinin sebebi elbette ekonomik sebepler. Ama bu da konuma göre değişir. Çeşme’de otel ve mekân fiyatları öyle uç noktada değil. Satılabilir rakamlar yapıldıktan sonra oteller doluyor, mekânlar iş yapıyor. Yıllardır söylüyorum, şuna dikkat etmek lazım; ne kadar kazanırsak kârdır mantığıyla hareket edersek o misafiri bir daha yakalayamayız. Önemli olan Çeşme’ye gelen misafiri kazıklamamak. Fiyat dengesini öyle bir kurmalıyız ki gelen misafir bir daha gelsin, kaliteli hizmet alsın” ifadelerini kullandı.
Çeşme büyük bir marka
Özellikle günübirlik tesislerin uyguladığı fahiş fiyatların yerli turisti zorladığını belirten Atilla, “Boş oda her zaman zarar odadır. Çünkü aynı giderler, masraflar zaten yapılıyor. O yüzden bir odanın boş kalması bizim açımızdan zarar ettiren bir durum. Oteller doluluklarına göre indirim uygulayarak daha çok kişiye ulaşmaya çalışıyor. Otellerden çok günübirlik tesislerin fiyatlarının dengelenmesi ve kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Fahiş fiyatın otellerden ziyade günübirlik tesislerde olduğunu düşünüyorum. Otellerdeki denetlemelerin bu tesislerde de yapılası gerektiğini düşünüyorum. Çeşme büyük bir marka ve hizmet kalitesi de çok yüksek. Bu seviyenin karşısında fiyat dengesini de koruyabilirsek o zaman gelen misafir tekrar gelir” dedi.
Herkese göre seçenek var
Çeşme’de her kesime göre tatil imkânı olduğunu aktaran Atilla, “Her şeyi hizmet kalitesine ve fiyata bağlıyorum. En alt ekonomik durumdan en üst düzeye kadar tüm insanlara kazıklanmadığı hissini yaratmak lazım. İnsanların ekonomik gücü azaldı. Eskiden bir hafta 10 gün tatile gidebiliyorsa artık 2 gün gidebiliyor. O iki günde de tabiri caizse kazıklanmak istemiyor. İşte bunu verebilirsek Çeşme’nin sezonu da uzar. Çevremdeki insanlarla da konuşuyorum. Eskiden daha az kazanıyorduk ama daha iyi yaşıyorduk diyorlar. Türkiye’nin ekonomik koşullarından dolayı alım gücü azaldı, bu da sektörümüzü olumsuz anlamda etkiliyor. İnsanlar artık kredi çekip tatile çıkıyor. Çünkü koca bir yılın yorgunluğu atmak istiyor doğal olarak. İşte bu yüzden orta fiyat dengesi kurmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İmkanları zorluyoruz
Yurttaşların ekonomik sıkıntılar nedeniyle eskisi kadar tatile gidemediğini sözlerine ekleyen Atilla, “Turizmin başkenti Antalya. Antalya’daki tesis sayısı, yatak sayısı ve konsept nedeniyle ilk tercih orası oluyor. Otel fiyatları da diğer bölgelere göre daha ekonomik. Bu nedenle yerli turisti oraya çekiyor. Acentelerde de bunu konuşuruz, önce Antalya dolar, ondan sonra Çeşme, Bodrum, Kuşadası gibi yerler hareketlenir. Ancak ne olursa olsun iş dönüp dolaşıp ekonomiye geliyor. Zengin insan her türlü tatile çıkıyor. Önemli olan orta ve alt grubun tatile çıkabilmesi. Burada da iş biraz bize düşüyor. Kendi maliyetlerimizi dengeleyip tüm yurttaşların tatil yapması için imkânları zorluyoruz. Çeşme’deki oteller bunu yapıyor. Ekonomik şartlar hem işletmeyi hem işletmeciyi hem de tatilciyi öyle bir etkilemiş durumda ki bizler de bunu nasıl düzeltebiliriz diye uğraşıyoruz. Tekrar etmekte fayda var; biz özellikle otellere gelen, günübirlik tesislere gelen misafirleri iyi hizmet vererek, kazıklamadan gönderirsek Yunan adalarına kaptırdığımız misafirleri geri kazanırız” diye konuştu.
Devlet desteği gerekli
Sektörel sorunların çözümü için birliktelik vurgusu yapan Atilla, “Sektörde yaşanan sorunları tek başına bir işletmenin çözebilmesi mümkün değil. Birlik ve beraberlik içerisinde ortak hareket etmeli. Ancak devlet desteği çok önemli. Her otel kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor. Herkesin kendi tesisi adına satılabilir rakamı yakalaması lazım. İyi bir hizmet vermek lazım. En büyük sorunlarımızın başında personel geliyor. Personel bulamıyoruz. Birbirimizden personel çalarak bunu çözemeyiz. Bu sorunlar çözülürse yurttaşa da ulaşılabilir ücretlerde hizmet sunabiliriz” açıklamasında bulundu.