Gezi davası nedeni ile cezavinde bulunan ve milletvekili seçilmesine rağmen serbest bırakılmayan TİP milletvekili Can Atalay, bulunduğu Silivri'de önemli açıklamalar yaptı.
TİP milletvekili Can Atalay, “Gezi davası ile ilgili siyasal ve toplumsal muhalefetin çok önemli bir eksiklik yaşadığını artık söylemeliyim. Sözcülük vazifesine talip olanların daha fazla gecikmeden buna uygun davranması gerekiyor” diye konuştu. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na oybirliğiyle seçilen Atalay, “Üyeleri ilk toplantılarını tam katılımla yapmak üzere Silivri’ye davet ediyorum. Bürokratik zorlukla karşılaşırsa genel başkanlarla görüşerek bunu aşabilirler” dedi.
Cezaevinde bulunan Can Atalay, Cumhuriyet'in sorularına yanıt verdi.
Aday çok önce ilan edilmeliydi
"Muhalefet tarafından kesinlikle kazanılacağına inanılan bir seçim kaybedildi. Nerede hata yapıldı, bu konudaki analiziniz nedir?" sorusuna yanıt veren Atalay, "Çok uzun değerlendirmeler yapmak gereken bir soru. Ancak programatik farklılıklarımız olan tüm demokrasi güçlerine şunu müşterek kabul olarak önermek isterim: Asgari müştereklerde ortaklaşmanın en güçlü ifadesinin en sona kalması yanlış oldu. Örneğin aday çok daha önce ilan edilmeliydi." dedi.
Muhalefete Gezi davası eleştirisi
"Yalnız kaldığınızı veya bırakıldığınızı hissettiğiniz zamanlar oluyor mu, neden?" sorusuna da yanıt veren Atalay, "Kişisel olarak ailemden ve arkadaşlarımdan razıyım. Ama Gezi davası ile ilgili siyasal ve toplumsal muhalefetin çok önemli bir eksiklik yaşadığını artık söylemeliyim. Adına karar verilen mahkeme kararlarında ‘Türk milleti adına’ vurgusu ile meşruiyet kaynağı olarak işaret edilen yurttaşlar bu hukuksuzluğu kabul etmiyorlar. Sözcülük vazifesine talip olanların buna uygun davranması gerekiyor, daha fazla gecikmeden..." sözlerini kullandı.
Umudu büyütmek mümkün
"Cezaevinde olmanıza karşın milletvekili seçildiniz. Bunun Türkiye’deki mevcut siyasi ortam hakkında ne söylediğine inanıyorsunuz?" sorusuna ise Atalay,
"Türkiye, pek çok yönden derin krizler içinde ve insanlar bir çıkış yolu arıyor. Ekonomik kriz, buna bağlı olarak borçluluk krizi, tarımda izlenen yanlış politikalar sonucu temel gıda ürünlerine erişimde yaşanan gıda egemenliği krizi gibi örnekleri çoğaltmak, her birimiz açısından hiç de zor değil. Türkiye’nin yaşadığı en önemli krizlerden biri de adaletsizlik krizi. Gezi davası, bu adaletsizlik krizinin hangi düzeye geldiğinin nişanesidir. Benim, mahpus bir insanın, Hatay halkının dikkat çekici orandan da yüksek oyları ile seçilmem hem bugün hem de yarın hakkında iki önemli şey söylüyor: Adalet ve Kalkınma Partisi elitleri adaletsizlikle, zulümle abat olmaya çalışıyor ancak insanlarımız en zor koşullarda, yıkılmış bir kentin ortasında dahi boyun eğmiyor, memleketlerine ve geleceklerine sahip çıkıyorlar. Umutsuzlukla kenara çekilmek isteyenler için mazeret çok. Umudu büyütmek ise her zamankinden daha mümkün." yanıtını verdi.