Salgın açısından İzmir’deki durumu değerlendiren Çamlı, Tabipler Birliği’nin sürecin şeffaf yönetilmesi gerektiği konusunda ısrarcı olduğunu ancak gelinen noktada hala daha şeffaflığın olmadığını iddia etti. Çamlı, “Deprem sürecinden sonra kontrolsüz kalabalıkların ortaya çıkması, kontrollerin sağlanamaması ve geçici barınma merkezinde yaşanan birtakım sorunlarla bizzat İzmir Valisi’nin açıkladığı gibi kovid vakaları İzmir’de 2-3 arttı. Özellikle Kasım’ın üçüncü haftasında günlük 6 binlere yaklaşan test pozitifleri gördük. O sıralarda yapılan PCR tarama testlerinde yüzde 35 civarında pozitifliği vardı. Bu gidişat oldukça vahim bir tabloydu. O dönemde ısrarla kapanmanın hayatına geçirilmesi gerektiği kaydedildi. Bu dönemde alınan tedbirler kesinlikle yeterli değil. Bunlarla bu seviyeye gelmiş bir salgın durdurulamaz” dedi. Çamlı, kısmi bir düşüşün ise olduğunu da sözlerine ekledi ancak düşüşün devam edip etmeyeceğini konuşmak için çok erken olduğunu söyledi.

‘Tam kapanma’ vurgusunu defalarca yapan Lütfi Çamlı, “İzmir’de 3 bin 500, 4 bin civarında vaka olduğunu düşünüyoruz ancak veriler hala bizimle paylaşılmıyor. Yoğun bakımlar dolu ve böyle giden bir süreci durdurmak, vakalar böyle gittikçe talebi karşılamak mümkün değil. Pandemi ile mücadele yoğun bakımlarda, hastanelerde olmaz. Pandemi ile mücadele sahada olur. Bulaşma oranlarını düşürmemiz, enfoksiyon zincirlerini kırmamız gerekiyor. Birinci basamaktaki koruyucu sağlık hizmetleri yıllarca ihmal edildi. Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri de bu mesela” ifadelerini kullandı.

Aşıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çamlı, aşının kamusal olmaktan çıkıp şirketlerin insafına bırakıldığını belirtti. Çamlı, Çin aşısıyla ilgili algının yanlış olduğunu aşıların milliyeti olmadığını, aşıları şirketlerin ürettiğini söyleyerek, Türkiye’nin satın aldığı aşıyı yapan Sinovac Şirketinin de bu konuda deneyimli olduğunu kaydetti. Dr. Çamlı, “Ben güvenli, etkili çalışmalardan başarılı ile çıkmış herhangi bir aşıyı olacağım” dedi. İzmir’de aşı için gönüllü olarak başvuracakların Tepecik ve Ege Üniversitesi Hastanesi’ne gidebileceğini de söyledi.

Çin’de Sinovac aşısının yapıldığını belirten Çamlı, Çin’de vaka kalmadığını ancak pandemi kapsamında aşılarla ilgili ‘erken karar’ alındığının unutulmaması gerektiğini söyledi. Çamlı, pandemi zamanlarında ‘beklenmedik’ ve ‘erken’ kararların alınmasının normal olduğunu da belirtti.

55 milyonun aşılanması gerek!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, ’11 Aralık’ta aşı gelecek’ dediğini hatırlatan Çamlı, “Hala bir haber yok. Geldi mi bilmiyoruz. Bir ülkenin Sağlık Bakanı 11 Aralık diyor, 11 Aralık’ın üstünden geçti ama ses yok. Şeffaflık hala yok yani. Birtakım şeyler söyleniyor ama bunlar ne kadar gerçekleşecek? 55 milyonun aşılanması gerekiyor, en 110 milyon doza ihtiyaç var. Bunun altında toplumsal bağışıklık elde edilemez” diye konuştu. Bazı ülkelerin nüfuslarının 4-5 katı aşı sipariş verdiğini hatırlatan Çamlı, fakir ülkeler açısından aşının önemini anlattı. Çamlı, ‘aşı milliyetçilğinin’ kötü olduğunu, pandeminin küresel olduğunu ve bu mücadelenin de küresel olması gerektiğini hatırlattı.

Mülteciler açısından aşı durumunu da değerlendiren Çamlı, “Mülteciler bu toplumun en kırılgan kesimleri. İlk aşılama durumunda en kırılgan kesimler, hesaba katılmalı. Mültecilerin de bu kapsamda aşılanması gerekiyor. Pandemi sürecindeki yasaklardan da en çok etkilenen kesimleri de mülteciler. Bu hesaplamalar yapılırken 80 milyon artı 4 milyon şekilde yapılması gerekiyor. Çünkü 4 milyona yakın mülteci var” şeklinde konuştu.

Çamlı, “Aşı olmak sadece kendimizi koruyan bir şey değil. Toplumu da koruyan bir şey. Mutlaka bu konuda hükümetler kafalardaki soru işaretlerini giderecek net açıklamalar yapmalı. Çünkü aşı olmamak sonucunda çıkacak felaketler sizi değil, tüm ülkeyi hatta tüm dünyayı etkileyecek. Bu toplumsal bir durum” dedi.

Geçtiğimiz 2 günde 11 sağlık çalışanının daha hayatını kaybettiğini belirten Dr. Çamlı, 120 bin sağlık çalışanının da kovid hastası olduğunu hatırlattı. Sağlık çalışanlarının yaşamlarını riske atarak sağlık hizmeti vermeye çalıştığını belirten Çamlı, kovidin meslek hastalığı olarak kabul edilmesinin önemini anlattı.

Editör: Haber Merkezi