Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, “intihar etti” denilen oğlu Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin “görevi kötüye kullanma” suçundan yargılanan 8 polis memuru hâkim karşısına çıktı.‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan açılan davanın ilk duruşması İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Acılı baba bugün mahkemede olay günü ve verdiği mücadeleyi anlattı.

Büyükışık’ın açıklaması şu şekilde:

"Gözünün kenarında tuz birikmiş ve boğazının üstünde kesik izi vardı"

“Oğlumun telefonunu TÜBİTAK bile açamadı. Evimizin hemen bulunduğu yerde aracın park edildiğini söyledi. Arandıktan sonra süratle olay yerine yürüdüm ve geldiğimde arabamın kapısı açıktı. Aracın başında Halil Arslandağ ve İsmail Köksal vardı, bana, ‘başınız sağ olsun’ dediler. Arabanın şoför kapısı açıktı. Bana içeriyi gösterdiler, içeride sigara paketi ve kart cüzdanı vardı. Onlara baktım, ‘anahtar nerede?’ dedim, ‘burada değil’ dediler. ‘Başımız sağ olsun’ deyince, ‘oğlum nerede?’ dedim ve olay yerine geldik. Olay yerinde oğluma baktığımda, oğlum şurada gözüktüğü gibi demirlerin arasında yatıyordu ve başı korkuluk demirlerinin altındaydı. Bir baktım, ağlamış, gözünün kenarında tuz birikmiş ve boğazının üstünde kesik izi vardı. Bu fotoğrafta da başı rafa girmiş gibi içeri girmişti. Yüksekten düşen kimsenin binadan 10,5 metre öteye düşmesi imkansızdır. Ben generalim ve hayatım boyunca yüzlerce kez bilirkişilik yaptım. Parmak izi dahil tatbik ettim. Oğlumun öldürüldüğünü görür görmez anladım ancak kimin öldürdüğünü anlayamadım ve görür görmez keşif yaptım. Savcı Bey’den beni dışarı atınca şüphelendim.”

“Tam 2 buçuk yıl boyunca bu fotoğraflar ve videolar dosyadan kaçırıldı. Bunu dosyaya sokan Başsavcı Kamil Güney’di. Kendisine gittiğim zaman, ‘peki o zaman, hemen size bağlıyım Barış Bey’i’ dedi ve dosyayı getirdiler, baktılar ki dosyada hiçbir şey yok. Başsavcı kalktı, önünü ilikledi ve ‘sizden devlet adına özür diliyorum, normalde 1 hafta içerisinde biterdi bu iş size bu haksızlık yapılmamalıydı, bundan sonra bu olayın savcısı benim’ dedi.”

“Saat 1:30’da Dorukhan’ın öldüğü kesinleşti baz çalışmaları kapsamında. Daraltılmış baz çalışmaları yaparak isimleri tespit ettik ve bunları size teslim edeceğiz, burada olan şahısların dahi kaç saat aralığında orada olduğunu söyleyeceğiz.”

İzmir’de toplu ulaşımda kritik değişiklik: Üç otobüs hattının son durağı değişti, bir hat iptal edildi
İzmir’de toplu ulaşımda kritik değişiklik: Üç otobüs hattının son durağı değişti, bir hat iptal edildi
İçeriği Görüntüle

"O gün orada 30'un üzerinde polis memuru varmış"

“Biz o çalışmada şunu gördük ki o gün orada 30’un üzerinde polis memuru varmış ve hepsinin ismi elimizde. .”

“06:39’da yaptıkları telefon görüşmesi olay yerinden yapılmış. Ünal Yücesoy o gece orada, Musa Çatalkaya dahil, inşaat sahibinin oğlu o gece orada ve saat 2:30’da olay yerine gelmiş. Sadece o değil inşaat sahibinin kendisi de orada, olay gecesi herkese talimat veren telefonun inşaat sahibine ait olduğunu da tespit ettik.”

“Emniyetin raporuna göre 1:30’da öldürülüyor, bu net. Sizin izlemiş olduğunuz görüntüyü bu sanıkların hiçbiri üretmedi, Münir Tanyer ve Tayyar Tanyer benim baskımla üretti. 26 Mayıs günü Yiğit Aykurt isimli Saha Mühendisi aldı ve Ünal Yücesoy’a gizlice teslim etti ve onun üzerinden tek başına bir izleme tutanağı tuttu, yetmedi, yanındaki polise de imza attırdı ki o polis de bunu kabul ediyor.”

“Ben Adli Tabibi tanımıyorum, 9 numaralı videoda yüksekten düşme bulgusu yoktur diyor, İsmail Köksal ‘hayır vardır’ diyor. Bir hafta sonra Sayın Savcımız karar için mütaalasını sunacak ve 1-2 ay içerisinde karar verecek. Artık bilirkişi raporları yayınlandı ve anladık ki o konuşmaların hepsi doğru. Dorukhan öldürüldükten sonra polisler o bölgeye geliyor ve yarı canlıyken taşıyorlar branda içinde, sonra üstünü düzeltiyorlar, ta boğazına kadar fermuar çekilmiş. Çocuğu oraya koyuyorlar, çekilen o sahte delili de götürüp veriyorlar ve Sirius ve Defose, bunlar üzerindeki tarih, saat, zaman grupları dahil her şey sonradan yapıştırılmış, sahte delildir diye beyanları var. Narlıdere İlçe Emniyet Müdürlüğü soruşturma boyunca hiçbir kamera kaydı alınmadı. Bu üretilen CD’nin de hiçbir birimde üretilmediği 4 sayfalık bir raporla dosyaya sunuldu.”

“O yokuş yukarı yürüyen Dorukhan ama saat o değil, o video sahte. Her şey üzerinde oynanmış ve arka bellek bilgileri yok edilmiş. Bunu resmi makamlara da incelettik, tabi rapor veremediler. Bakın efendim, yok dedikleri kameralar. Sadece burada 4 tane kamera var. Burada 19 tane kamera var. Bu indirilen Don kameranın bulunduğu yer burasıdır. Cinayet sanık ifadelerinde onlar da burada tarif ediyor. Direkt yere indirilmiş, bu bekçi kulübesi, Tayfun Çakmakçı’nın, cinayetin kameraları burada. O kameraların bulunduğu yere bu sanıkların hiçbirisi çıkmadı. Ben çıktım. Şu anda tüm cinayet sanıkları, ‘bizim kameramız oradaydı’ dediler. Oradaki sanıkların 4’ü gece bekçisi, 1’i inşaat işçisi.”

“O bölgede yine aynı çatı katında, çatıya vizörü bakan, Dorukhan’ın atladığı iddia edilen, telefonun bırakıldığı yer, buyurun kameranın vizörü burada. Kameralar bir cinayet mahalindeki en önemli delillerdir. Onu yok ederseniz kayıt cihazı da aramazsınız. Bunu da gördüler ve o esnada buraya baksalardı o gün o anda her şeyi ortaya çıkartabilirlerdi. En kritik resimde sanıkların, olay yeri incelemecilerin çektiği fotoğraf. Dorukhan burada yatıyor. Buradaki kamera direkt Dorukhan’ı görüyor, Dorukhan’ı çeken kamera neden buraya kondu? Çünkü orada elektrik deposu var. Bu gösterdiğim fotoğrafları buradaki sanıklar çekti. Hırsızlık olduğu için bu kamerayı buraya koyduk diyenler gece bekçileri. Dorukhan’ın aracı sizin izlediğiniz gece görüntülerinde buradan çıkıyor, dönüyor ve yukarı doğru çıkıyor. Farın olduğu yeri gösteren 4 tane kamera var. Dorukhan burada birileriyle konuşuyor, işçiler ya da sahipleriyle konuşuyor. Sonra Dorukhan’ı buraya onlar yönlendiriyor ve oğlum yürüyor çünkü hiçbir tehdit algılamıyor.”

Dorukhan’ın şantiye içindeki hareketlerini bütün kameralar gördü

İsmail Köksal savcı gelmeden önce bu tezgâhı nasıl kuracaklarını anlatıyor. Bizim bir tane daha şüphemiz var, muhtemelen hiçbir inşaat şirketi sahibi böyle bir tezgâha girmez, oğlumu ya işçiler öldürdü ya da Münir Tanyer, Tayyar Tanyer. Yani Dorukhan’ın şantiye içindeki hareketlerini bütün kameralar gördü.”

Olay yeri inceleme videoları ve fotoğraflar da yok edildi. 9 ve 14 numaralı videoyu, benimle silah arkadaşlığı yapmış olanlar ‘git, biz el altından dosyaya koyduracağız’ dediler. Türkiye’nin arınmaya ihtiyacı var. Dorukhan 48 dakika yürüyor ve onu katlediyorlar. Asker Canan ve Hüseyin Vurucu kamera kayıtlarını alıyorlar. Sanık ‘Hüseyin Vurucu’yu gördüm’ dedi. Herkes burada diyor. Organize bir şekilde suç işliyorlar. Hüseyin Vurucu, Asker Canan ve Turgut Reyis Bezer, Dorukhan’ın öldürüldüğü gece devriye ekiplerinin sorumlusu. Mültü Tekin İzmir Kahramanlar Şubesi’ne gidiyor, 2 bilgisayar kasasını bırakıyorlar, oradan yola çıkıyorlar ve doğru Manisa ve ilçelerini en tepeye kadar dolaşıp 2 tane toplantı yapıyorlar. O toplantıya Cinayet’yen Nail Coşkun isimli polis, ayrıca Manisa Trafik Şube Müdürü de katılıyor. 2 toplantı adresini de belirledik. Hüseyin Vurucu’nun burada olduğunu sanıklar iddia ederken, olay yerinde en az 20 kişi var. 20 kişinin bir kısmını önden gönderiyorlar, bir kısmını İsmail Köksal, olay yeri incelemesi devam ederken polis aracına doldurup kaçırıyorlar. Oraya en az 10 kişi götürmüşler. 2 kişinin orada ifadesi alınıyor.”

“Bugün cinayet sanığı olan Ali Gülbaşı, işçiler, şantiye şefi dahil doğruca evine gönderiyorlar. Onların ifadeleri 2 buçuk sene sonra alınıyor. O gün oraya gelenler, olayın şüpheli ölüm veya yüksekten düşme olduğundan mı şüpheleniyorsunuz? Şimdi iş değişti. Bu rapor sağlık bakanlığına ait. Oraya gelen doktordan bahsedeceğim. Saat 00:49’da yola çıkıyor, muayene başlıyor ama bakıyor ki çocukta hiçbir iz yok, ‘kalp krizi’ diye rapor tutuyorlar çünkü iz yok. Bu rapor sanıkların işine yaramıyor, bu sefer Adli Tıp Kurumu çağrılıyor.”

‘Çocuk öldürülmüş’ dedi!


“Doktor Gökhan Batuk geliyor ve muayeneyi yapıyor. Yüksekten düşme bulgusu yoktur, diyor, İsmail Köksal itiraz ediyor. Sonra babası kim diyorlar, benim yanıma geldi. Komutanım oğlunuz intihar etmedi. Bundan eminim’ dedi. Dedi ki 3 olasılık var, ‘Kanama olduğundan eminim, kalp krizi olabilir, darp olabilir, bir de kimyasal zehirlenme olur’ dedi. Ertesi gün otopsi yapıldı, ‘komutanım lütfen benim numaramı alın’, ‘beni 15-20 gün sonra arayın, sonuçlar gelir, ben size ne olduğunu söylerim’ dedim. Sonra 30 Mayıs’ta kendisini aradım ve ‘doktor bey belli oldu mu?’ Dedim, ‘Kimyasal zehirlenme yok, yüksekten düşme yok, darp nedeniyle öldü. Çok iyi bir avukat tutun, polisler olayı kapatmaya çalışıyor’ dedi. Doktor, ‘çocuk öldürülmüş’.

İhbarı şirket sahibi Tayyar Tanyer yaptı

“Sanıkların yazdığı rapor, olay yeri inceleme raporu. Burada sadece ve sadece parmak izi aldı mı almadı mı diye tartışılıyor. Burada diyorlar ki ‘saat 8:15 sıralarında ihbar yapıldı’. 4 olay yeri incelemeci buna imza atmış. Bana lütfen birisi göstersin, saat 8:15’te ihbar yapıldığını göstersin. İhbarı kim yaptı biliyor musunuz? Tayyar Tanyer! İlçe Emniyet Müdürü’nü evinden alıp, adamı yatağından kaldırdı, 3-4 defa telefon görüşmesi yaptılar. O, ‘sen boş ver 112’yi ara oradan bize düşer’ dedi ve öyle oldu. Saat 8 küsür de ihbar merkeze düştü ve 8:55’te anons yapıldı. Anons yapıldığı anda buradaki 2 sanık olmak üzere, uhrevi bir yetenek yoksa en az 15-20 polis olay yerindeydi.

"Şüpheli ölüm yazabilirlerdi"

Bulundukları yerde Deniz Hanım mı kimyasal toz işlemini yaptı yoksa Musa Bey mi? İkisi de hatırlamıyor. O günden hatırlamaları gereken tek şeyi hatırlamıyorlar. Sanıklar dedi ki ‘yanlış ışık açısı var’. Zaten resmi rapor elimizde var, silinmiş ya da bozulmuş olabilir. Delil karartmanın tek bir yöntemi yok, gizlemek de var. Yanlış açıyla çekmişseniz gizlemişsinizdir. Oradan saat 2’de çıkmışlar, sonra gitmişler 15:27’de bu evrakı imzalamışlar. 1 buçuk saatte bu raporu takır takır yazmışlar. En önemli delil ne? Kamera kayıt cihazları. Bu cihazları göstermemişler. Bir de kimyasal tozlama yaptık diye yalan söylüyorlar. Yetmemiş Savcı Bey’i yönlendirelim, sonradan başımıza bela açmasın diye oturmuş ek hazırlamışlar. Bu ekte aynı tarihte hazırlanmış. Olay yeri krokisi çizilmiş. Bu krokide hiçbir detay var mı? Yazılan her şey yanlış. Burada bekçi kulübeleri falan da gözükmüyor. Buraya çok önemli bir şey yazmışlar. ‘Yüksekten düşme ölüm nedenini gösterir kroki’. İfadelerinde, ‘bunu öylesine yazdık’ diyorlar. Halbuki bunların butonları var, buraya şüpheli ölüm yazabilirlerdi ama yönlendirme yapmak için yazmadılar.

Görevlendirme listesi sahte

“Bütün bunlar İhsan Gökmen Ellez, Yiğit Aykut Köse tarafından kabul edildi. Olay yeri inceleme şubeden 3 erkek polis var ve hepsi ‘kamera kayıtlarını izlemedim’ diyor. Az önce kulağımızla da duyduk, bunlardan birisi oraya girdi ve o toplantıya katıldı. Şu anda elinizde olan bütün İzmir Emniyet Müdürlüğünün görevlendirme listeleri sahte. O listeye göre Atakan Kaçar’ın orada olmaması lazım. Sadece o da değil, Organize Suç Örgütü’nden Manisa’ya giden herkes, Hüseyin Vurucu, Cinayet Büro’dan Nail Coşkun dahil olmak üzere o gün bütün herkesi il dışı görevde, yani ‘yok’ göstermişler. Ama Hüseyin Vurucu Manisa’da verdiği ifade de ‘ben o gün oradaydım ve kamera kayıtlarını aldım’ diyor. Sebebi ne biliyor musunuz? Burada delil karartmadan değil görevi kötüye kullanmaktan yargılanıyorlardı ve bu suçları gönüllü üstlendiler. Bugün burada buz dağının tepesini görüyoruz. Peşine düştüğümüz adamlardan sadece 8’i burada. Emniyet Genel Müdürünün yüzüne, şu soruyu sordum, o dönem valiydi, ‘o dönem size bilgi verildi mi?’, ‘yok’ dedi. Sanıklar olay yerinden uzaklaştırılmış, ‘ilçe emniyet müdürü geceleri İzmir limanında yatıyor, neden?’ dedim, ki olay yerine de limandan geliyor. ‘Bir kadınla ilişkisi olsa?’, ‘gece döner.’. O olmaz, bu olmaz, dedi ki ‘o zaman bunlar kaçakçılık yapıyor.’ Şimdi bu adam Bursa Valisi. Bu adam İzmir Limanında bunu yapıyorsa, Manisa’da görev süreniz boyunca takviye görevlendirme verdiniz mi? ‘Asla yapmadım’ dedi. Dedim ki ‘sizin adamlarınız o gün Manisa’da, mal dağıtımı yapıyorlar.’ HTS ve baz kayıtlarını önüne koydum, dedi ki ‘bunlar orada yasadışı bir iş yapıyor.’ Biz, organize bir suç örgütünün çözülmeye başladığı andayız. En son yayınlanan raporlar Dorukhan’ın başka yerde öldürülüp, olay yerine taşındığı ve sırtına sert bir cisimle vurularak katledildiği anlaşılmıştır, adli tıp raporu bu yöndedir dediler. Şu andan itibaren 21. Ağır Ceza Mahkemesinden tensip zaptını bekliyoruz.”

Avukat detaylı kayıt istedi

Müşteki Av. Şafak Yüksel mahkemede söz aldı. Yüksel, “Suçun işleniş şekli, sanıkların kamu görevlisi oldukları dikkate alınarak, sanıkların ve tüm yakınlarının 2018’den bu yana mal varlıklarındaki artışların araştırılmasına, sanıkların olay tarihinde üzerlerine kayıtlı cep telefonlarının olay günü baz dökümlerinin istenmesini, İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesinde iddianamesi inceleme aşamasında olan dosyanın bu dosyaya dahil edilmesini, İzmir Emniyet Müdürlüğündeki araçların GPS kayıtlarının istenmesini, sanıkların mevcut durumda eylemleri başka suçlara sükut verebileceğinden ek savunmalarının alınmasını, kaçma ihtimalleri bulunduğundan tutuklanmalarını ya da haklarında adli karar verilmelerini talep ediyoruz. İl Emniyet Müdürlüğünden 13 Mayıs 2018 yılı gece 01:30’dan itibaren olmak kaydıyla telsiz kayıtlarının istenmesini talep ediyoruz. Sanık beyanlarına karşı yazılı olarak ek beyanda bulunacağız, buna karşın ek süre talep ediyoruz” diye konuştu.

Muhabir: BATUHAN KAYA