Dokuz Eylül Üniversitesi, depreme dayanaksız olduğu gerekçesiyle Buca Erkek Öğrenci Yurdu’nu kapatma kararı aldı. Karar, eğitim öğretim yılı başlamadan bir ay önce açıklandı.
Bina depreme dayanıksız bulundu
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, teknik incelemeler sonucu Buca Erkek Öğrenci Yurdu binasında yapı güvenliği açısından riskli unsurlar bulunduğunu belirtti. Yurt binası, 2025–2026 eğitim öğretim yılı boyunca kapalı tutulacak.
Üniversite yönetimi, öğrencilerin barınma sorunu yaşamamaları için Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) ile koordinasyon halinde alternatif yurt imkânları üzerinde çalışıldığını açıkladı.
"Plansız bir karara imza attı"
Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Lülüfer Körükmez, kararın eğitim öğretim yılına kısa süre kala alınmasını eleştirdi. Körükmez, "Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı Buca Erkek yurdunun kapatıldığını öğrendik. Üniversite tarafından yapılan kamu açıklamasında yurdun depreme dayanıksız olması sebebiyle kapatıldığı bildirildi. Bu demektir ki 500'den fazla öğrenci okulların açılmasına bir ay kala yersiz yurtsuz kaldı. Elbette ki öğrencilerimizin depreme dayanıksız, güvenliksiz binalarda yaşamalarını, hayatlarını sürdürmelerini istemiyoruz. Ancak Dokuz Eylül Rektörlüğü yaz ortasında yeni öğrencilerin gelmesine çok az bir vakit kala ve eski öğrencilerin de okula bir ay kala bu kadar plansız bir karara imza attı. Binanın depreme dayanıksız olduğunu herhalde umuyoruz ki bugün fark etmediler. Dolayısıyla öğrencilerin çok daha önceden bu konuda bilgilendirilmiş olması gerekirdi" diye konuştu.
"Keşke bütün dertleri, öğrencilerin güvenliği olsaydı"
Körükmez, KYK’nın kısa sürede yeni barınma imkânı sağlayamayacağını savunarak, bu durumun öğrencileri barınma krizi ve yüksek kiralar nedeniyle zor durumda bırakacağını ifade etti. Körükmez açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Maalesef ki KYK daha dört yıl önce yıkılan varyanttaki yurdun yerine yeni bir yurt yapmadı. Dolayısıyla KYK'nın bir ay içerisinde beş yüzden fazla öğrencinin barınacağı yeni bir bina tesis edeceğine inanmak çok mümkün değil. Ama biliyoruz ki bütün bunlar ne depremle ilgili ne de öğrencilerin güvenliğiyle maalesef ki keşke olsaydı bütün dertleri, öğrencilerin güvenliği olsaydı. Ama biliyoruz ki öğrenciler peyderpey yerlerinden yurtlarından edinerek düşük fiyatlı olsa dahi kalabildikleri kamu hizmeti alabildikleri binalardan yerinden edilmekte ve bunun yerine tarikat yurtlarının eline bırakılmakta.
"Tarikat yurtlarının açıldığını görüyoruz"
İzmir'in her yerinde pek çok başka ilde tarikat yurtlarının açıldığını görüyoruz. Ve barınma krizinin olduğu, kiraların çok yüksek olduğu bir ilde, İzmir'de öğrencilerin plansız bir biçimde yurtsuz bırakılması, eğitimin başlamasına bir ay kala yurtsuz bırakılması kaçınılmaz olarak öğrencileri tarikatların eline terk etmek anlamına geliyor. Elbette ki bunlar tesadüf değil. Biliyoruz ki çok uzun zamandır hükümet ilköğretimden başlayarak yükseköğretime doğru eğitimde laiklikten uzak, bilimsel eğitimden uzak bir programa dümen kırmış vaziyette. Ve yükseköğretimde öğrencileri bu kapana kıstırmanın yollarından bir tanesi barınma koşullarıyla oynamak ve onları tarikat yurtlarına mahkum etmektir. Bir an önce Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlüğüne çağrımızdır bu. Öğrencilerimizin KYK yurtlarında o koşullarda barınması için önlem alınması ve harekete geçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bugünkü yaptıkları açıklamanın arkasında durmalarını ve okullar eğitim öğretim başlamadan bir an önce öğrencilere yeni bir yer gösterilmesi gerekir. Bir ay kala öğrenciler sokaklarda yüksek kiralar arasında ev aramak durumunda kalmamalı. Öğrencilerimiz tarikat yurtlarına tamah etmek zorunda kalmamalıdır."