İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu olan Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Av. Gamze Yentür, Bolu Kartalkaya otekl yangını davası ikinci duruşması öncesi açıklamalarda bulundu.

"Karar duruşması olmasın!"

Kartalkaya’daki otel yangını davasında sürecin hızlandırılıp oldubittiye getirilmeye çalışıldığını söyleyen Av. Yentür, “22 Eylül’de görülecek duruşmanın karar duruşması olmasını istemiyoruz. Çünkü yeni deliller ortaya çıktı. Bunların da değerlendirilip yeni bir karar verilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.


21 Ocak 2025’te Kartalkaya’daki Bolu Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 36’sı çocuk 78 kişi ölmüş, 51 kişi de yaralanmıştı. İlk duruşma 7 Temmuz’da başlamış, 10 gün süren duruşmaların ardından dava 22 Eylül’e ertelenmişti. 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada başsavcılık esas hakkında mütalaa verdi. Savcılık aralarında otel sahibi ve damadının olduğu 7 kişi hakkında, “olası kastla ölüme sebebiyet” suçundan ceza talep etti.

İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu olan Çağdaş Hukukçular Derneği Üyesi Av. Gamze Yentür, Bolu Kartalkaya Davası’nın 22 Eylül’de görülecek 2. duruşması öncesi değerlendirmelerde bulundu. Yentür, tüm sorumluların cezalandırılmasını talep ettiklerini söyledi.

Yakınını kaybetti

Kartalkaya’daki otel yangınının büyük bir ihmaller zinciri nedeniyle yaşandığını söyleyen Yentür, “Kartalkaya’da hayatını kaybeden Mina Akişli yeğenim oluyor. Mina, babası ve babaannesini kaybetti aynı yangında. Toplamda 3 kaybımız var. Toplumsal boyutunun yanında özel dururumuz da var. İnsanlar bizim başımıza gelmez diyor ama bir gün bizim de başımıza gelir hissini yaşamış olduk baştan aşağıya bir fiyaskoydu. Alınmayan bir sürü önlem vardı. Bilirkişi raporu da kanıtladı, yangına dair tek bir önem yoktu. Yangın çıktıktan sonra 10-15 dakika gibi bir süre var. O sürede herkese haber verilmiş olsaydı bu kadar kayıp kesinlikle olmayacaktı. Yandın 5-6 ve 7. katları çok etkiledi. Daha üst katlar etkilenmedi. Ne hikmetse 9. kattaki otel sahibi ve aile çok rahatlıkla haber sahibi olup otelden ayrılıyor. İlk duruşmaya kadar aileler hızlı bir örgütlenme alanı kurdular. Başka Canımız Yok diye bir sayfaları var. Ailelerin talebi belli, bu davadan emsal bir karar çıkarsa bir daha böyle acıların yaşanmasının önüne geçilebilir diye düşünüyorlar. Birilerinin cezalandırılmış olması insanların içine bir nebze olsun su serpmiş olacaktı. Mesele biraz da bu şekilde başladı. Davayı hızlandıracaklarını, kim sorumluysa ceza verileceği gibi bir algı oluşturuldu. Sonrasında ilk duruşma görüldü ve 10 gün sürdü. Ancak orada otel sahibi Halit Ergül’ün zerre pişmanlık duymayan tavrını da gördük. Sürekli insanlara laf söyledi” diye konuştu.

"İki taraf da suçlu"

Otelin kimin sorumluluğunda olduğu konusunun çok tartışıldığını ifade eden Yentür, “Oradaki belediye CHP belediyesi. Diğer taraftan da İl Özel İdaresi ve mevcut iktidarla bir şeye çevrilmeye çalışıldı. Suçu birbirlerinin üzerine atıp buradan sıyrılmaya çalıştılar. İki taraf da suçlu. Bolu İl Özel İdaresi buraya ruhsat vermekle yetkili. İtfaiye denetimini yapacak olan da Bolu Belediyesi. İki tarafın da burada ciddi eksiklikleri var. Aynı zamanda 2 işletme görünüyor” dedi.

İzmir Çocuk Meclisi’nde yeni dönem başvuruları başlıyor
İzmir Çocuk Meclisi’nde yeni dönem başvuruları başlıyor
İçeriği Görüntüle

"Yeni deliller çıktı"

İstenen cezaların yetersiz olduğunu da belirten Yentür, “Burada önemli olan şey, kişinin suça göre aldığı ceza. Olası kast olduğunda daha yüksek ceza alabiliyor. Taksir olduğunda bunun sonu beraata kadar gidebiliyor ya da çok az bir cezayla bu işten kurtulabiliyorsunuz. 7 kişi olası kasttan yargılanacak. Bunlar arasında otel sahibi, damadı ve belediye görevlisi var. Ne hikmetse otel sahibinin kızlar ve eşi bu kapsamın dışında tutuldu. Hâlbuki tüm karar süreçlerinde kızlar yetki sahibiydi. En çok eleştirdiğimiz konulardan biri buydu. Ayrıca İl Özel İdaresi de ruhsat vermeyle yetkili olmasına rağmen oradakilere düz taksir verildi. Bu ciddi bir probleme döndü. İkinci celseye giderken yeni deliller, ses kayıtlar, görüntüler ortaya çıktı. Savcının bu yeni delilleri değerlendirmeden mütalaa vermiş olması çok ilginç. İyi bir ceza yargılamasında her şeyi değerlendirmek zorundasınız. Mütalaada yeni delillerin hiçbirini değerlendirmiyor. Biz dosyaların birleştirilmesi ve yargılamanın bir bütün olarak yapılmasını istiyorduk. O da olmadı, ayrıldı” ifadelerini kullandı.

"Belirli kişiler ceza almasın"

“22 Eylül’de görülecek duruşmanın karar duruşması olmasını istemiyoruz” diyen Yentür, “Çünkü yeni deliller ortaya çıktı. Bunların da değerlendirilip yeni bir karar verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Süreci hızlandırdıkları belli. Birden fazla öngörümüz var. Ya savunmalar için ek süre verip süreci uzatabilirler ya da direkt kararı çıkartabilirler. Ancak kararın çıkmasına dönük bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. Onu da celsede göreceğiz. Çünkü malum Türkiye’de mahkeme heyetleri kendi iradelerinin dışında da davrandıkları için kâğıt üstündeki hukuk dışında bir hukuk işletiliyor. Eşi ve kızlarının da olası kasttan yargılanmalarını, bakanlıktaki bürokratlara da soruşturma izni verilmesini istiyoruz. Sadece belirli kişilere ceza verilmesi adaleti sağlamayacaktır. Bizim açımızdan bu böyle” açıklamasında bulundu.

22 Eylül'e çağrı

Verilen hiçbir cezanın kayıpları geri getirmeyeceğini söyleyen Tentür, “Aileler olarak temel talebimiz, bu konuda sorumluluğu olan herkesin cezalandırılması. Bunun için mücadele ediyoruz. Soma’da, Amasra’da, Bartın’da, Çorlu tren kazasında da gördük bunları, Türkiye’de devamlı birileri ölüyor ve ihmaller zinciriyle ölüyor. Asıl acı veren de bu. Bu vesileyle de bunların son bulması için, gerekli önlemlerin alınması için bizim dosyamızdan çıkacak kararın emsal olacağını düşünüyoruz. 22 Eylül’e çağrı yapmak istiyorum; gelebilecek olan herkesi Bolu’ya bekliyoruz. Bu olayın gündemde tutulmasını istiyoruz. Türkiye’de artık bu kadar kolay ve ucuz ölümlerin olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU