Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuştu. Başarır, İBB'ye yönelik 'üçüncü dalga' operasyonlarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Başarır, şunları ifade etti:
"Dün İBB soruşturmaları kapsamında üçüncü dalgayla uyandık. Yine suçsuz, günahsız insanlar sabahın köründe göz altına alındı. Karar belli çünkü talimatla yürütülen soruşturmalar ve kirli bir algı politikasıyla masum insanlar tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. Bu ülkenin Maliye Bakanı, paranın başındaki kişi Mehmet Şimşek birkaç gün önce bir görüntüsü ortaya çıktı. Ekpet inşaatın sahibiyle fotoğraflarını daha sonra da bu kişiyle Londra'da şirket kurduğunu gördük. İBB soruşturmasında gazeteciler, AK Parti'nin trolleri aylardır algı yapıyor. Ben buradan 86 milyona seslenmek istiyorum; Ekrem Bey'in bugüne kadar İBB'den ihale alan herhangi bir şirketle ortaklığı var mı? Bu şirket sahiplerinin özel uçağı ile seyehati var mı? Bu şirket sahiplerinin herhangibiriyle ortak bir evi var mı; yok. Bugün Maliye Bakanı hala parayı yönetirken hakkında bir soruşturma yokken, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu cezaevinde. Böyle bir adalet olabilir mi?"
"Öğretmen atamalarını yapma ama yandaş vakıflara para ver"
Başarır, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Katar'a gidiyor, diploma darbesini, 19 Mart darbesini yapan iktidarın bakanı Katar'da hiç ummadığı bir soruyla karşılaşıyor. Krallıkla yönetilen bir ülke, hukuk tamamen tek kişinin yetkisinde, 19 Mart darbesinin Türkiye'deki ekonomiye etkisini soruyorlar. Hiç karşılaşmadığı bir soru. Çünkü Türkiye'de basının bir bölümü bu ülkeyi yönetenlere bu soruları soramıyor. Ama Katar gibi hukuktan uzak bir ülke 19 Mart darbesini soruyor. Neden soruyor; çünkü bu ülkeyi 2 trilyon zarara sokan bu Bakan para arayışında, para istiyor. O da diyor ki; 'sizde hukuk yok, faziler yüksek'. Ben sana nasıl para vereyim diyor aslında. Bu soruya muhattap olan bakan ezilip büzülüyor orada."
Başarır, Cumhurbaşkanı kararıyla Maarif Vakfı'na 2025 yılı için 6 milyar 954 bin lira kaynak aktarılmasına tepki göstererek, "6 milyar Maarif Vakfı'na aktarılıyor. Bu vakıf paralel Milli Eğitim Bakanlığı gibi faaliyet gösteren bir vakıf. Neden iktidara yakın bir vakıf? Ama okulların birçoğunda güvenlik sorunu var. Okulların bir çoğunda temizlik malzemelerini veliler alıyor. 1 milyon öğretmen eksikliği var. Ama biz Maarif Vakfına bütçede ayrılan 7 milyarlık parayı dün verdiler, yazıklar olsun. Okullarını temizleme, depremden dolayı yıkılan okullarını yapma, öğretmen atamalarını yapma ama yandaş vakıflara para ver. Ülke çok kötü yönetiliyor" dedi.
"Tüm yetkilerini kötüye kullandı"
Eski bakanların fotoğraflarını gösteren Başarır, bakanların farklı kurumlarda yöneticilik yaptığını belirterek, şunları söyledi:
"Bir iktidar devleti böyle yönetirse, dönüp dolaşıp bin kişiyle atamaları yapıyorsa, Türkiye'de 300 aile ihaleleri alıyorsa, 86 milyon açlığa terk ediliyorsa ülke bu hale gelir. Ülkeyi çiftlik gibi yönetiyorlar. Bu utanç verici bir durum. Yarın Plan ve Bütçe komisyonuna torba yasa geliyor. Bu torba yasada Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği 'Cumhurbaşkanı teğmen ve albaylar arasındaki subayların terfi bekleme sürelerini uzatabilme ve kısaltabilme' şeklinde yetki vermesine ilişkin bir yasa. Anayasa Mahkemesi neden iptal etti? Ordu komuta kademesini tek adam şekillendirmesin diye, bu ülkede vatansever, Atatürkçü, kurucu değerlere inanan subayların haklarını tek adamın iki dudağı arasına vermemek adına iptal etti. Şimdi istedikleri subayı terfi beklemeksizin generalliğe doğru götürecek, istediği subayı da görevden alıp kapının önüne koyacak. Tek adam bu yetkileri istiyor. Bu Meclis buna izin vermemeli çünkü Recep Tayyip Erdoğan'a yetki verdikçe ülke kötüye gitti. Tüm yetkilerini kötüye kullandı."
"Türkiye'nin en büyük sıkıntısı yargı kararlarıdır"
Başarır, HSK seçimlerine ilişkin olarak şunları söyledi:
"Komisyonda nitelikli çoğunluk bulunmamasına rağmen üçüncü oylamaya gidildi ama dün Meclis'te kura yöntemine gidildi. Demek ki HSK seçimleriyle ilgili anayasa yargı ve yüksek yargı hakimlerin disiplinini belirleyecek kurulla ilgili anayasayı ayaklar altına alıyor. Anayasanın bu uzlaşıyı getirme nedeni yargının siyasallaşmaması. Bozkurt işareti yapanlar, parti rozeti takanlar, partilerin gençlik ve kadın kollarında görev yapanlar hakim ve savcı olmasın diye bu yapıldı. Kimin olacağı kadar kimin olmadığı da önemli. Bugün Türkiye'nin en büyük sıkıntısı yargı kararlarıdır. MHP ile bu kadar ilişkili olan birisi atanmış, biz buna karşı çıktık. Uzlaşma olmamasının sebebi buydu."
Başarır, Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu'nun 17 Mayıs'ta şehirde PKK terör örgütü üyeleri Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun'u anmak için yapılacak bir toplantıya Ankara'nın talimatıyla izin vermek zorunda kalınca görev değişimi istediği iddialarına ilişkin ise, "Barış sürecini ayrı bir şekilde yürütebilirsin ama bu ülkenin vatansever, ülkenin kurucu değerlerine saygılı valilerini korumak zorundasın. Bu süreci dikkatle izleyeceğiz"
İmamoğlu hakkındaki iddialara yanıt
Başarır, İmamoğlu'na ait ikinci bir telefonun soruşturma kapsamında ele geçirildiği iddialarına da yanıt verdi:
"İBB soruşturması ile ilgili 19 Mart'ta olmayan deliller bugün aranıyor. 19 Mart'ta gözaltına alınan insanlar, avukatları huzurunda hem savcılık hem emniyette ifade verirken aradan bir ay geçiyor ifadesini değiştiriyor. O zaman birçok şüpheli bugün bu ülkede emniyette savcılıkta ifade veriyor. 'Baskı altında aldım efendim bu doğru değil' diyor kabul etmiyorsun. Yargıtay kabul etmiyor. Bizim nezdimizde yok hükmünde olan deliller ve ifadelerdir. Ekrem Bey alınacağını biliyor muydu sabah 6'da, bilmiyordu. Polis geldi evinden telefonuna, bilgisayarına her şeyine el koydu. Nereden çıktı şimdi bu telefon? Bakın çok şüpheli şeyler bunlar."