Gizem TABAN/İZ GAZETE- Partisinin Manisa Mitingi’ni gerçekleştirmek üzere İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na inen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi karşılayanlar arasında İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in yer alması tepkilere neden oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile CHP İzmir Milletvekilleri; Kamil Okyay Sındır, Tacettin Bayır ve Kani Beko, Vali Köşger’i eleştiri yağmuruna tuttu.

‘MİLLİ İRADEYE SAYGISIZLIK’

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “İzmir Valisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi karşılamış. Kendisine sormak isterim; diğer siyasi parti liderlerini aynı şekilde karşılıyor mu? Zira, ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı defalarca İzmir’e geldi ama kendisini hiç göremedik. Sayın Vali’nin devlet adabı sadece Cumhur ittifakı partilerinin liderlerinin ziyaretlerinde aklına geliyor galiba. Güce eğilmek, güce teslim olmak, devletin itibarını zedelemek, işte böyle bir şey… Böylesine siyasi ayrımcılık yapmak en başta, TBMM çatısı altındaki diğer siyasi partilere oy vermiş milli iradeye saygısızlıktır. Kendisini devlet zanneden ama partizanlık yapanların da devri kapanacak. Millet iktidarında hiç kimse iktidarımızın valisi veya memuru olmayacak. Herkes, milletin emrinde, devletin usul ve erkanına uygun hareket edecek... Bu ayrımcılık ve liyakatsizlik bitecek. Az kaldı” diye konuştu.

‘DEVLET PROTOKOLÜNE AYKIRI’

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, “Devletin protokol kuralları vardır. Vali Bey, devleti İzmir’de temsil eden bir şahsiyettir. Ve bu protokol kurallarına göre, yapması gerekenleri yapmakla mükelleftir. Onun dışına çıkma tercihi; Vali Bey’in şahsi ve devlet protokolünü ihlal eden bir karar gibi görünebilir. Sayın Bahçeli, TBMM’de grubu olan bir siyasi partinin genel başkanıdır. Dolayısıyla, protokole aykırı da olsa, ‘Yasama organına olan saygının gereği yapmış olabilir’ denebilir. Ancak o zaman aynı karşılamayı; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu veya İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in veya başka bir siyasi parti genel başkanı geldiğinde de yapacak mıdır? Yapmalı mıdır? Bunların hepsi bir tartışma konusu… Şahsen ben bu davranışı doğru bulmuyorum. Sayın Vali’nin, devleti temsil eden görevi gereği, bir siyasi parti genel başkanını havaalanında karşılaması; devlet protokolüne de resmi teamüllere aykırıdır. Sayın Vali, bir devlet memuru olarak bir siyasi partiye yakın veya diğer siyasi partilerden daha yakın ya da daha uzak bir ilişki içerisinde olamaz, olmamalıdır. Her siyasi partiye eşit mesafede olmalıdır. Sayın Vali, bunları gayet iyi bilen, uzun yıllardır devlet adabını bilen bir kamu görevlisidir. Açıkçası, bu davranışını şaşkınlıkla karşıladım” açıklamalarında bulundu.

‘BUNLAR DEVLETİN VALİSİ DEĞİL’

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, “Bir kentin valisinin TBMM’de grubu olan bir siyasi parti liderini karşılaması bana göre doğal bir şeydir. Ancak o halde TBMM’de grubu olan tüm siyasi parti liderlerini karşılaması lazım. Yalnızca MHP Genel Başkanı’nı ya da Cumhurbaşkanı olduğu için AKP Genel Başkanı’nı gidip havaalanında karşılaması olmaz. Bu doğru değil. Biz yıllardır ‘Devletin valisi olmak lazım’ derken bunu kastediyoruz. Bir taraftan senin valilik yaptığın kentin ilçesinde, Karaburun’da MHP İlçe Başkanı gidip mahkeme basacak, sen de onun talebiyle oradaki hakimi ve savcıyı buradan sürdüreceksin. Sonra sen de ‘Ben burada Valiyim’ diyeceksin. Vali isen önce kendi ilçende mahkemeye yapılan baskıyı göreceksin. Oradaki hakim, devletin hakimiymiş, hangi partide olduğuna bakmadan ceza vermiş ama bunlar devletin valisi değil. Sen böyle yaptığında, başka bir siyasi parti iktidar olduğunda seni orada tutmaz ama sen herkese eşit davranırsan orada kalmaya devam edersin. Taraf olursan, başka taraf onları iktidardan indirir, sen de onlarla beraber çöp olursun” ifadelerini kullandı.

‘SİYASİ GİRİŞİMLERE ALET EDİLEMEZ’

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ise, “Bir devlet makamı olan Valilik, siyasi girişimlere alet edilemez. Valinin devletin temsilcisi konumunu ve tarafsızlığını yitirdiği bir kez daha görülmüştür. Şimdi önümüzde tarihi bir görev var. Önümüzdeki seçimde, demokrasi mi diktatörlük mü, insan hakları mı, tek adamlık mı, temel hak ve özgürlüklerin yaşanacağı bir Türkiye mi yoksa faşizm mi isteniyor bunun kararı verilecek ve zamanı geldiğinde adalet yerini bulacak” dedi.

Editör: Haber Merkezi